Tsunamiden ancak Haydar Hoca kurtarır!
Dolar ve Euro'daki önlemeyen yükselişi değerlendiren BTP Genel Başkan Yardımcısı Selim Kotil, Türkiye'nin daha önce hiç yaşamadığı bir krizin içine girdiğine işaret ederek, "Buradan ülkeyi Haydar Hoca'dan başka çıkaracak hiç kimse yok, hiç bir görüş, tez yok" dedi.
11.01.2017 00:00:00
YENİ MESAJ/İSTANBUL
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Selim Kotil, dövizdeki yükselişi değerlendirdi. Doların geçmiş dönemlerdeki yükselişlerinden örnekler veren Kotil, "Döviz 1972 yılında Ecevit hükümeti döneminde 19 TL'den 25 TL'ye çıktı yani yüzde 30'luk bir artış oldu. Bu ciddi bir devalüasyon olarak karşılık buldu. Hükümet krize girdi ve IMF ile stand-by anlaşması yapmak zorunda kaldı. Daha yakın tarihlerde Özal'ın 24 Ocak kararlarını hatırlayalım. 24 Ocak kararlarından 10 gün önce döviz yine 47 liradan 71 liraya çıktı. Yüzde 50 artış oldu ve Türkiye'nin son 30 yılına yön veren 24 Ocak kararları alınmak zorunda kaldı. Dövizdeki yüzde 50 artış bir devalüasyon olarak adlandırıldı" dedi.
Yüzde 100'e varan devalüasyon var
"Şimdi Türkiye'de son 3 yıl içinde döviz her gün yüzde 1.5- 2 artarak 2 liralardan 4 liraya yaklaştı" diyen Selim Kotil, şöyle devam etti: "Yüzde 30 değil, yüzde 50 değil, yüzde 100 bir artış yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Şu anda Türkiye ekonomi tarihinde görmediğimiz düzeyde bir devalüasyon yaşıyoruz ve yaşamaya da devam ediyoruz. Fiili durum budur. Ama medyaya baktığımız zaman tablo tozpembe. Geçen ATV'de bir haber izliyorum 'Çeyrek dolar 88 kuruş oldu' diyor. Başka bir gazetenin internet sitesindeki haberinde 'dolarda sert düşüş' yazıyor. Baktım dolar 3.65 TL olmuş! Şimdi biz haberleri farklı farklı verebiliriz, olayları farklı farklı yansıtabiliriz ama ekonomi çok reel bir şeydir."
Güneş resmi asarak evinizi ısıtamazsınız
"Siz duvarlara güneş resmi asarak ısınamazsınız. Duvarlara ekmek resmi asarak milletin karnını doyuramazsınız" diyen Selim Kotil, şu dikkat çekici ifadeleri kullandı: "Eğer dolar bizim hayatımızı kuşatmamış olsaydı yani biz ticaretimizi dolarla yapmıyor olsaydık, Türkiye'nin 430 milyar dolar dış toplamda da 800 milyar dolar borcu olmamış olsaydı, Türkiye'nin reel sektörünün kısa vadeli yani sadece bu sene 100 milyar doları aşkın iç borç ödemesi olmamış olsaydı, biz doğalgazımızı, petrolümüzü, elektriğimizi dolarla almıyor olsaydık, biz devlet olarak kasamıza koyduğumuz dolar karşılığı TL basmıyor olsaydık, o zaman doların inmesi çıkması bizim için çok da mühim olmayacaktı. Ama bugün dolar bizim hayatımızın her yerinde. Köprü geçiş fiyatı bile dolara göre belirleniyor. Düğünlerde gelinin kafasından aşağı Türk parası değil dolar atıyoruz."
Kendi topraklarımızda dolarla mücadele edemiyoruz
"Cumhurbaşkanına akıl verenler, 'Sayın Cumhurbaşkanım söyleyin de vatandaş yastık altındaki dolarını bozdursun' diyor" diyen Kotil, "Kimse Sayın Cumhurbaşkanına şunu demiyor, 'Türkiye'nin toplam borcunu yastığın altı kapatmaz, çarşafın altı da kapatmaz. Türkiye'nin şuanda Ağrı Dağı kadar borcu var dolar cinsinden. Sayın Cumhurbaşkanının yakın çevresinden uzak çevresine kadar hiçbirinin bu sorunla ilgili üretebileceği bir tek çözümü yok. Biz kendi topraklarımızda dolarla mücadele etmekten aciziz" şeklinde konuştu.
Borç tsunami gibi Türkiye'yi yutuyor
Açıklamasında "Şimdi bizim bir karar vermemiz lazım. Rakamlar üzerinde oynayarak kendimizi kandırabiliriz ama ortada realite var" diyen Selim Kotil, şu ifadeleri de kullandı: "Bakın Sayın Cumhurbaşkanıma şunu söylemek istiyorum; özel sektörün bu yıl ödeyeceği 100 milyar dolar borcu var. Türkiye'nin ciddi cari açığı var ve Türkiye'ye artık sıcak para gelmiyor. Şu anda Türkiye'nin sahip olduğu borç yükü hiçbir krize benzemeyecek oranda büyük bir tsunami dalgası olarak Türkiye'yi yutuyor. Biz istediğimiz kadar olayı setredelim. Özel sektörün en büyük kârı faaliyet dışı kârlardı. Hepsi dolar cinsinden borç aldı, hazine tahviline yatırdı. Doları 2 liradan aldı şimdi 4 liradan yerine koyacak. Buna hiçbir şirket dayanamaz. Şirketler battığında işsizlik alır başını gider ve bu çok ciddi bir kamusal sorun haline döner. Buradan ülkeyi Haydar Hoca'dan başka çıkaracak hiç kimse yok, hiç bir görüş, tez yok."
Haydar Baş, doları dize getirdi
BTP Genel Başkan Yardımcısı Selim Kotil, Türkiye'de siyasi iktidarların kendi topraklarımızda dolarla mücadele etmekten aciz olduğuna işaret ederek, "Ama doları dünya çapında dize getiren bir insan var. Dünya genelinde doları dize getiren o insan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Vatandaşlık maaşını nasıl verecek, nereden verecek konuşadursun; dünya çoktan vatandaşlık maaşını aldı ve iktisat literatürüne de İngilizce terim olarak (citizenship income, universal basic income) vatandaşlık maaşı bugün iktisat literatüründe son dönemin en önemli iktisat görüşü olarak Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezi olarak karşılık buldu. Milli Ekonomi Modeli'nden vatandaşlık maaşını aldı hayata geçirdi. Bugün artık dünyada yepyeni bir çağ var. Bugün dünyadaki çağ Haydarizm'dir. Bu sadece Rusya'da, Hindistan'da değil taa Kanada'da, Finlandiya'da dünyanın her tarafında bugün insanlık yeni bir görüşün, tezin yani Haydarizm'in etrafında toplanıyor."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Selim Kotil, dövizdeki yükselişi değerlendirdi. Doların geçmiş dönemlerdeki yükselişlerinden örnekler veren Kotil, "Döviz 1972 yılında Ecevit hükümeti döneminde 19 TL'den 25 TL'ye çıktı yani yüzde 30'luk bir artış oldu. Bu ciddi bir devalüasyon olarak karşılık buldu. Hükümet krize girdi ve IMF ile stand-by anlaşması yapmak zorunda kaldı. Daha yakın tarihlerde Özal'ın 24 Ocak kararlarını hatırlayalım. 24 Ocak kararlarından 10 gün önce döviz yine 47 liradan 71 liraya çıktı. Yüzde 50 artış oldu ve Türkiye'nin son 30 yılına yön veren 24 Ocak kararları alınmak zorunda kaldı. Dövizdeki yüzde 50 artış bir devalüasyon olarak adlandırıldı" dedi.
Yüzde 100'e varan devalüasyon var
"Şimdi Türkiye'de son 3 yıl içinde döviz her gün yüzde 1.5- 2 artarak 2 liralardan 4 liraya yaklaştı" diyen Selim Kotil, şöyle devam etti: "Yüzde 30 değil, yüzde 50 değil, yüzde 100 bir artış yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Şu anda Türkiye ekonomi tarihinde görmediğimiz düzeyde bir devalüasyon yaşıyoruz ve yaşamaya da devam ediyoruz. Fiili durum budur. Ama medyaya baktığımız zaman tablo tozpembe. Geçen ATV'de bir haber izliyorum 'Çeyrek dolar 88 kuruş oldu' diyor. Başka bir gazetenin internet sitesindeki haberinde 'dolarda sert düşüş' yazıyor. Baktım dolar 3.65 TL olmuş! Şimdi biz haberleri farklı farklı verebiliriz, olayları farklı farklı yansıtabiliriz ama ekonomi çok reel bir şeydir."
Güneş resmi asarak evinizi ısıtamazsınız
"Siz duvarlara güneş resmi asarak ısınamazsınız. Duvarlara ekmek resmi asarak milletin karnını doyuramazsınız" diyen Selim Kotil, şu dikkat çekici ifadeleri kullandı: "Eğer dolar bizim hayatımızı kuşatmamış olsaydı yani biz ticaretimizi dolarla yapmıyor olsaydık, Türkiye'nin 430 milyar dolar dış toplamda da 800 milyar dolar borcu olmamış olsaydı, Türkiye'nin reel sektörünün kısa vadeli yani sadece bu sene 100 milyar doları aşkın iç borç ödemesi olmamış olsaydı, biz doğalgazımızı, petrolümüzü, elektriğimizi dolarla almıyor olsaydık, biz devlet olarak kasamıza koyduğumuz dolar karşılığı TL basmıyor olsaydık, o zaman doların inmesi çıkması bizim için çok da mühim olmayacaktı. Ama bugün dolar bizim hayatımızın her yerinde. Köprü geçiş fiyatı bile dolara göre belirleniyor. Düğünlerde gelinin kafasından aşağı Türk parası değil dolar atıyoruz."
Kendi topraklarımızda dolarla mücadele edemiyoruz
"Cumhurbaşkanına akıl verenler, 'Sayın Cumhurbaşkanım söyleyin de vatandaş yastık altındaki dolarını bozdursun' diyor" diyen Kotil, "Kimse Sayın Cumhurbaşkanına şunu demiyor, 'Türkiye'nin toplam borcunu yastığın altı kapatmaz, çarşafın altı da kapatmaz. Türkiye'nin şuanda Ağrı Dağı kadar borcu var dolar cinsinden. Sayın Cumhurbaşkanının yakın çevresinden uzak çevresine kadar hiçbirinin bu sorunla ilgili üretebileceği bir tek çözümü yok. Biz kendi topraklarımızda dolarla mücadele etmekten aciziz" şeklinde konuştu.
Borç tsunami gibi Türkiye'yi yutuyor
Açıklamasında "Şimdi bizim bir karar vermemiz lazım. Rakamlar üzerinde oynayarak kendimizi kandırabiliriz ama ortada realite var" diyen Selim Kotil, şu ifadeleri de kullandı: "Bakın Sayın Cumhurbaşkanıma şunu söylemek istiyorum; özel sektörün bu yıl ödeyeceği 100 milyar dolar borcu var. Türkiye'nin ciddi cari açığı var ve Türkiye'ye artık sıcak para gelmiyor. Şu anda Türkiye'nin sahip olduğu borç yükü hiçbir krize benzemeyecek oranda büyük bir tsunami dalgası olarak Türkiye'yi yutuyor. Biz istediğimiz kadar olayı setredelim. Özel sektörün en büyük kârı faaliyet dışı kârlardı. Hepsi dolar cinsinden borç aldı, hazine tahviline yatırdı. Doları 2 liradan aldı şimdi 4 liradan yerine koyacak. Buna hiçbir şirket dayanamaz. Şirketler battığında işsizlik alır başını gider ve bu çok ciddi bir kamusal sorun haline döner. Buradan ülkeyi Haydar Hoca'dan başka çıkaracak hiç kimse yok, hiç bir görüş, tez yok."
Haydar Baş, doları dize getirdi
BTP Genel Başkan Yardımcısı Selim Kotil, Türkiye'de siyasi iktidarların kendi topraklarımızda dolarla mücadele etmekten aciz olduğuna işaret ederek, "Ama doları dünya çapında dize getiren bir insan var. Dünya genelinde doları dize getiren o insan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Vatandaşlık maaşını nasıl verecek, nereden verecek konuşadursun; dünya çoktan vatandaşlık maaşını aldı ve iktisat literatürüne de İngilizce terim olarak (citizenship income, universal basic income) vatandaşlık maaşı bugün iktisat literatüründe son dönemin en önemli iktisat görüşü olarak Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezi olarak karşılık buldu. Milli Ekonomi Modeli'nden vatandaşlık maaşını aldı hayata geçirdi. Bugün artık dünyada yepyeni bir çağ var. Bugün dünyadaki çağ Haydarizm'dir. Bu sadece Rusya'da, Hindistan'da değil taa Kanada'da, Finlandiya'da dünyanın her tarafında bugün insanlık yeni bir görüşün, tezin yani Haydarizm'in etrafında toplanıyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.