Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas, katıldığı televizyon programında birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Elmas 7 aylık başkanlık sürecinde yaşadıklarını anlattı. Fatih Terim ile istenilen sonuçların bir türlü gelmediği için yollarını ayırdığını belirten genç başkan, TFF'de görevden gitmeleri için bazı kararlar alındığını ifade etti.
PİŞMAN DEĞİLİM
Seçim dönemi çalıştığımız ekiple seçim sonrası icraata geçtiğimiz zaman fikir ayrılıkları oldu. Bu ayrılıklarda da dostça yolları ayırmak son derece doğal. Yönetim kurulu seçimimden pişman değilim. Galatasaray'ın çok zor bir döneminde aday olduk, taşın altına elimizi koyduk. Bu bizim için iktidar değil, Galatasaray mücadelesiydi.
BU TRANSFERLER 21 MİLYON EURO, GHEZZAL'A 4 MİLYON EURO VERMEDİK
Galatasaray'da bir scouting departmanı var. Departamanın izlemiş ve hocamıza sunduğu bir liste vardı. O listeden birçok oyuncuyla konuştuk. Ghezzal örneğinde biz maliyetinin 4 milyon euro nete geldi. İçimizde bazı arkadaşlarımız, çok baskı var, almalıyız dedi. Galatasaray'ın geleceğiyle ilgili böyle bir kararı almamamız gerektiğini söyledim. Bu listede bulunan isimleri transfer ettik, hocamızın onayıyla. 21 milyon euro civarında uzun vadeli ödemelerle alınan bir listedir. Biz, transferlerin tamamının evraklarını denetleme kurulumuza teslim ettik. Hangi oyuncuyla, hangi menajerle görüşülmüş... Kendi yaptığımız transferlerin denetlenmesi için denetleme kuruluna verdik.
HOCANIN İSTEDİĞİ TRANSFERLERİ...
Galatasaray'ın en büyük maliyetlerinden bir tanesi oyuncu ücret bütçesi. Şu anda Galatasaray, Bankalar Birliği'yle anlaşma yapmış. Pandemiden çıktığı için gelirler ciddi anlamda ufalmış. En büyük yayın geliri olan naklen yayın geliri 500 milyondan ihaleye çıkmış sonra 422 milyon dolara düşmüş, bu sezonda da 220 milyon dolara düşmüş. Daha da düşme ihtimali olmasın diye ciddi uğraş var. Bankalar Birliği için bir tahaahüdümüz var. Tüm kulüpler, Şampiyonlar Ligi'ne katılarak alacağı 25 milyon euro'luk paranın olmayacağı bir döneme hazırlanıyor. Galatasaray 4 eleme oynadı. Böyle bir resim var. Galatasaray Yönetimi'nin popüler olma lüksü yok. Galatasaray için buna mecburuz. Geçmiş dönemlerde sürekli transfer yapan, ilk 11'inin yüzde 50'sini sürekli değiştiren, kiralık oyuncuların gittiği, her sene ciddi bir transfer hamlesine girmek zorunda kalan ve biz geldiğimizde 1-2 tane gelir elde edebilecek olduğumuz bir takımdan bahsediyoruz. Hedefimiz, hocamızın istediği gençlere yatırım yapmaktı. Bu oyuncuların ücretini öyle bir seviyede tutmalıydık ki 35 milyon euro'lara düşürmeye çalıştık. Bu oyuncuların da gelişerek Galatasaray'a gelir getireceğini umduk. Çok yüksek ücretle oyuncular aldığınız zaman yurtdışındaki takımlar sizde alınan parayı veremiyorlar.
FATİH TERİM SÖZLERİ
Seçim döneminde Fatih Hoca'yla çalışma arzumu söylemem çok doğal. Sezona hemen başlayacak olan bir takımın başkanlığına aday olan birinin hangi teknik direktörle çalışmak isteyeceğini söylemesi kadar doğal olan bir şey yok. Düşüncelerimizi net paylaştık. Gelmeden etik olarak konuşmadık. Kontratı bittikten sonra da konuşmadık. Geldikten sonra da "Hocam, Galatasaray'ın finansal durumu, yapılan hatalarla buraya geldi. Bir anlayış değişimi getirmemiz lazım. Kontratının sonuna gelmiş, çok yüksek bedellerle oynayan oyuncuları barındıramayız. Genç, potansiyelli, geliştirip, gelir elde edebileceğimiz oyuncuları transfer ederek 11'leri belirleyip, her sene 11'e 4-5 oyuncu almak yerine yedek kulübesini güçlendireceğimiz, arkada da izleyeceğimiz birçok oyuncunun olduğu bir sistem kurmamız lazım" dedim. "Bu sistemde futbol aklı olarak çok önemlisiniz." Sadece futbol olarak değil, departmanların da içinde yer aldığı bir projeydi bu. Hedefimiz buydu, bunları konuştuk. Aldatılma kelimesinin içeriğini doldurmak lazım. Orada ne kastettiğini, bana bir şey gelmediği için bilmiyorum. Fatih Hoca da proje başında bizimle hemfikirdi.
TERİM'İN SÖZLERİNE YANIT
Fatih Altaylı: "Fatih Terim kendimi aldatılmış hissediyorum demiş ayrıldıktan sonra"
Burak Elmas: "'Aldatılma' kelimesinin içeriğini doldurmak lazım. Orada ne kastettiğini bilmiyorum. Bu projenin mecburiyet olduğunu düşünüyordum. Hocamız da bu konuda benimle hemfikirdi."
BANKALAR BİRLİĞİ'NE PARA ÖDEMEZSENİZ...
Bunu bir küçülme olarak algılamak çok yanlış. Avrupa'da bizim yarı bütçemizde olan takımlar Şampiyonlar Ligi'nde ciddi başarı elde edip, liglerini domine ediyorlar. Doğru ücret yapısıyla doğru kurgulanmış bir takım kurma. Potansiyelli oyuncuları da tespit ederek takıma alma projesidir bu. Türk futbolunun geldiği durumda Galatasaray ve diğer büyük kulüplerin Bankalar Birliği ile imzaladığı bir anlaşma var. Bunu ödemiyorum ben diye düşünemezsiniz. Bunu ödemezseniz, bankalar istediği başkan adayını ya da yöneticiyi atama şansına sahip olurlar. Bu maddi ve manevi olarak sizin bağımsızlığınızı engelleyen çok tehlikeli bir durum. Galatasaray küçülmüyor fakat eski alışkanlıklarından vazgeçiyor. Galatasaray'a bir şey olmaz diyerek buraya kadar gelindi. Bütün eksi bütçeler alkışlarla geçti, zararlar borçla kapatıldı. Bugün geldiğimiz noktada Galatasaray'a bir şey olmaz diyerek geldik. Hayır, Galatasaray'a bir şey olabilir. Biz bu göreve eleştirileceğimizi, zor kararlar almamız gerekeceğini bilerek geldik.
İLK GALATASARAY ÇIKMALI
Galatasaray çok parçalandı son dönemlerinde. Ocu, bucu, liseli, lisesiz gibi bazen kasıtlı olarak körüklenen bazı kesimlerin yaptığı hatalar nedeniyle ayrışıldı. Türk futbolunun içinde bulunduğu dönem, normal değil. Buradan ilk olarak Galatasaray'ın çıkması lazım. Camiayı birleştirme hedefiyle ciddi görüşmeler yaptık. İstişare kurulu toplayacağız dedik. Eski başkanları, divan başkanlarını bir araya getirdik. Birbiriyle uzun süredir kavgalı olan insanları yan yana Galatasaray için oturtmaya çalıştık. Fikir ayrılıklarının telaffuz ediliş şeklini değiştirerek Galatasaray'a yakışır bir şekilde birleştirme çabası sarf ettik. Gaalatasaray'a ciddi anlamda karşı olduğunu düşündüğüm bir federasyon var.
TFF'DE GİTMEMİZİ İSTEYENLER VAR
Federasyon tarafı apayrı. Yönetim içinde değişik konulara değişik şekilde tepki vermeyi arzu eden arkadaşlar oluyor. Remzi Sanver'in Beşiktaş maçı sonrasında haklı galibiyet demesi tepki çekti. Rezan Bey de buna tepki gösterdi. Rezan Bey'in duyduğu rahatsızlıkların hiçbiri bize sürpriz olmadı. Çünkü aramızda rahatça konuşabiliyorduk. Eski alışkanlıklardan kurtulmak gerektiğini düşündük. Yönetimler için en kolayı, başarısızlıkta hakemlerin arkasına sığınmaktır. Hakemlerin arkasına sığındığınızda problemleri hasır altı ediyorsunuz. Tabii ki hakemlerde problem var. Ancak takımımızda da düzeltmemiz gereken çok şey vardı. İki problemi birbirine karıştırmamamız gerekiyordu. Hakemlerin ciddi hataları oldu, bazı hatalar üst üste organize bir şekilde oldu. Bu yönetimden bizim gitmemizi isteyen federasyon yöneticilerinin olduğunu düşünüyorum. O yüzden bu hatalar yapıldı.
BU TFF YÖNETİMİYLE OLMAZ
Türk futbolu, düşmüş olduğu durumdan toparlanmazsa Galatasaray dahil hiçbir kulüp borcunu ödeyemez. Tüm gelirlerin indiği, adalet duygusunun yok olduğu, şampiyonluğu iyi hamlelerle kazanıldığı inancı dibe vurduğu Türk futbolunda gelirlerimizi artırmamız gerekiyor ama Türk futbolu yönetimine rağmen olmaz. Geldiğimiz andan itibaren değişmesi gereken şeylerle hep masada olduk.
TFF İÇİN 'İSTİFA' DEDİM
Değişim arzusunda olduğunuz zaman, mevcut sistemden memnun olan kimse düzen değişsin istemez. Oğulcan konusuyla başladık biliyorsunuz. Orada da ciddi anlamda hukuki olarak birbiriyle çelişen kararlar alındı. Biz, bunları açık seçik diyalogla çözmeye çalıştık. Diğer başkanlar bu yoldan geçmeye çalıştık dediler ama biz yine de denedik. Şöyle bir manzarayla karşılaştık, farklı kurullarda farklı dengeler var. Bu dengelere kimin hakim olduğu belli değil. Bir kere bile federasyonla konuştuğumuzda Galatasaray'a avantaj istemedik. Herkese eşit şekilde adalet uygulansın dedik. Diğer başkanlara da haber verdim Fenerbahçe maçından sonra, siz de gelin dedim. Kapalı kapılar ardında konuşmayalım. Atamalarla ilgili, Rize - Galatasaray maçını yöneten ve iki takıma da hatalar yapan Ali Palabıyık uzun süre ceza almadı. Biz, federasyona gittiğimizde Yaşar Kemal Uğurlu'nun hatalarından sonra konuştuk, ertesi gün Yaşar Kemal Uğurlu'yu Rizespor'un başka bir maçına verdiler. Disiplin cezalarında da aynı şeyi söyledim. 6 maç ceza alacaktı hocamız, benzer şeyleri yapan hocalara 1 maç ceza veriyorsanız bize de aynısını verin dedik. Bu adaletsizliklerle ilgili çok sert konuşmalar yaptık. Spor Bakanımız dahil her yerde bunları dile getirdik. Söylenecek en fazlasını divanda söyledim. "İstifa zaruret" dedim. Dışarıda bağırarak belki taraftarı tatmin edebilirsiniz ama hiçbir sorun çözülmüyor. Çünkü çözüm iradesi yok. Ne olursa olsun orada olacağını bilen bir federasyon. Kulüplere rağmen orada kalabileceğini bilen kurumlar var, kimse umursamıyor. Olan, Türk futboluna oluyor.
PROJELERİMİZ YALAN DEĞİL
Asla yalan söylemedik sponsor konusunda. Verdiğimiz bütün sözlerin taahüdlerini aldık karşı taraftan. Bazı yerlerde gecikmeler oldu, bazı yerlerde de teminat şartları olmadı. Biz 3 senelik seçildik, 3 senede bu projeleri gerçekleştireceğiz dedik. Galatasaray gül bahçesi bir durumda değildi. Türkiye ekonomisinin durumu ortada. Yüzde 50 euro kuru arttı. Borçlanamıyorsunuz, pandemiden çıkmışsınız, yayın gelirleri azalmış... Sponsorluklar olmadı demek hata olur, istediğimiz rakamlarda sponsorluklar olmadı. Bunlar için taahüdümüz devam ediyor. Hala olma durumu var. Zamanlama konusunda yapılan eleştiriler haklı. Hemen sponsor olamayacaklarını söyleyenler oldu. Onların yerine getirdiğimiz sponsorlar da çok ciddi sponsorlar. Bazı mevcut sponsorlar verdikleri rakamları ciddi şekilde arttırdılar. Türk Lirası ile sözleşme yapma zorunluluğu var. Kurdan beklemediğimiz bir darbe yedik. Galatasaray'ı marka gibi yönetmemiz için çalışmalarımız devam ediyor.
YÖNETİMDEKİ İSTİFALAR...
Karşınızda iki tane yönetim kurulundan istifa etmiş bir başkan var. Uygulamalarda ve fikirlerde ayrı düştüğümüz için istifa etmiştim ben. Seçim döneminde seçimi kazanmak için uğraşıyorsunuz. Seçim sonrası gerçek iş başlıyor. O zaman da iki taraf birbirinden memnun olmayabilir, bu normaldir. Galatasaray'da bu ayrılıkları düzgün yapabilmek lazım. Kavgaya dönüşmesine gerek yok. Mazbatadan sonra 1. gün istifa eden yönetim kurulu üyesi var Galatasaray'da. Bu olağan değilmiş gibi gözüküyor. İleride de olabilir bu ayrılıklar. Bunu da anlayışla karşılamak lazım. Ben istifa ettim diye Özhan Canaydın başkanımız bırakmadı, 3 yıl daha devam etti. Galatasaray buraya Galatasaray'ı son derece iyi bilen yöneticilerle geldi. Ben, işini başarıyla yapmış insanların buralara gelmesini istiyorum. Arkadaşlarımızın atadığımız görevleri layıkıyla yapacağını düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın da başkandan, başkanın da yönetim kurulu üyelerinden memnun olmama hakkı vardır. Gerek başkan, gerek yönetim fedakarlık yapabilir.
İSTEDİĞİM İSİMLE GÖRÜŞÜRÜM
Özellikle içinden geçtiğimiz son dönemde o kadar çok yalan bilgi ve çirkin üsluplarla servis edilen haberler oldu ki. Ben sizi çok seviyor olabilirim ama Galatasaray Başkanı'nın yapması gereken görevler değişmez sevgisine göre. Galatasaray Başkanı istediği zaman istediği hocayla görüşebilir. Yazdan beri asla görüşmedik hocalarla. Ben, son ana kadar işin birlikte yürüyemeyeceğine inandığım ana kadar arkasında durdum. Son ana kadar sahip çıkmanız lazım. Görüşmeleri ben yaptım. Yönetim kurulu arkadaşlarıma çirkin saldırılar yapıldı. Bu yüzden basın toplantısı yaptım. Bundan dolayı yargıya gidiyoruz. Yazdan beri görüşme yok, çok kısa zamanda böyle bir görüşme oldu. Hocamıza böyle bir görüşme yapıldığını söylemedik. Sadece hocamızla bir maç sonrasında yaptığım görüşmede Guardiola'nın eski yardımcılarıyla ilgili bir bilgi geldiğini, ona bu bilgiyi ileteceğimi söyledim. Görüşmenin detaylarını anlatmadım, orada haklıdır. Hocamız kimden geldiğini sordu, ben de anlattım. Özellikle bu konuda çok hassas davranmaya çalıştım.
AYRILIK KARARI İÇİN SEBEBİM VARDI
Camiamız adına çok değerli olan bir futbol adamı var. 30 yıldır çok büyük başarılar kazanmış, çok iyi bir Galatasaraylı. Ancak ben Galatasaray için doğru olduğunu düşündüğüm kararı almalıydım ve bu kararı aldım. Bunun da arkasındayım. Bu kadar zor bir durumda Galatasaray'ı buradan çıkarmak istiyorsanız sizi kimsenin korumasını bekleyemezsiniz. Burada cesaret göstermek lazım. Cesaret gösteremeyecekseniz, korunmayı bekliyorsanız bunu yapmamanız lazım. Ben, Galatasaraylı olarak bildiklerim ve gördüklerim dahilinde en doğru kararı almaya çalıştım. Bu kararı almak için yeterli sebebim vardı.
EN ŞIK ŞEKİLDE AYRILMAK İSTEDİM
Ayrılığı yaparken en şık şekilde yapmaya çalıştım. Hem kişisel sevgi ve saygı ilişkimizden dolayı hem de benim verdiğim değerden dolayı Galatasaray'a uygun şekilde yapmamız gerektiğine inandım. Takıma bile sahip çıkılmayan, protestoların olduğu bir ortam oluştu. Takımın taraftara çok ihtiyacının olduğu dönemde taraftarın takımın yanında olması gerekiyor. Bundan sonra radikal karar almazsak ödemek zorunda olduğumuz kocaman bir borç var.
BAŞKAN YARDIMCILIĞI TEKLİF ETTİM
Ben hala Fatih Terim'in çok önemli bir futbol aklı olduğunu düşünüyorum. Galatasaray'da futbol aklı dendiğinde 5 kişi bile yoktur. Fatih Terim'in idari yönüne güveniyordum. Efsanemizin sahada sonuçlarla yıpranmasını istemediğimi, sahada değişiklik yapmak istediğimi, kendisini de başkan yardımcısı olarak Sportif AŞ'de görev almasını istedim. Hocamız da bunu arzu etmediğini söyledi, kendi takdiridir. Bunu kavgaya dökmemek için ayrılığı en şık şekilde yapmak istedim.
