KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, yaptığı açıklamada, ortaya çıkacak metnin KKTC'de referanduma sunulması ile son kararı TBMM'nin verecek olmasını, iki emniyet sübabı olarak gördüklerini söyledi
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde yaptığı açıklamada, "tekamül etmiş anlaşmanın her iki tarafın da kabul edebileceği bir anlaşma olması" dileğinde bulundu.
Annan Planı değiştirilmeli
Denktaş, uzun bir süredir Annan Planı'nın olduğu gibi kabul edilemez bir plan olduğu üzerinde ısrarla durduklarını hatırlatarak, "Bunun tadil edilmesi gerektiğini açıkladık. Devamlı surette, tadil edilmesi çerçeve içerisinde olur şeklinde katı bir yaklışamla karşılaştık. 1 Mayıs tarihi yaklaştıkça sıkışan taraflar, özellikle Türk tarafının '1 Mayıs geliyor' diyerek her şeyi bir tarafa iteceğini hesaplayanlar, savunmamızda ısrar ettiğimizi gördükten sonra tadilat konusunda daha esnek davranabileceklerini duyurdular" diye konuştu.
İki emniyet sübabı
Cumhurbaşkanı Denktaş, bir müzakere sürecinin başladığını belirterek, şunları söyledi: "Zaman dardır. İyi niyetle her iki taraf çalışırsa, bir sonuç alınabilir diye düşünüyoruz. Bu sonuçla kuşkusuz, Kıbrıs Türklerinin temel hakları, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki temel hakları korunmalıdır. Önümüzde iki kontrol supabı var. Bunlardan birincisi, varılacak uzlaşmanın halkoyuna sunulmasıdır. Halkımız eğer ortaya çıkan neticeyi beğenmiyorsa, referandumda kabul etmediğini söylemek hakkına sahiptir. İkinci çok önemli supap, anlaşmanın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçirilmesi neticesidir. Türk ulusunun da kabul edebileceği dengeli, kalıcı bir anlaşma olmalıdır. Dolayısıyla biz iyiniyetle çalışabileceğimizi düşündük. Ve çalışacağız. Sonucunda iyi birnetice alırsak hepimiz sevineceğiz."
Mümkün olan bu
Denktaş, mümkün olanı yapabildiklerini, hatta yaptıklarını anlatarak, "Rumlar, buraya Yunanistan ile birlikte AB'yi de dahil etmek istediler. Bu büyük bir oyundu. AB'ye, görüşmeleri tümüyle Genel Sekreter ile birlikte yürütme yetkisi vermek için girişimde bulundular. Kabul edilemezdi. Sırf bu konuda 12 saat BM binasında tutulduk ve en sonunda bir formül bulundu. Bu formül bizi incitmez diye düşünüyoruz" dedi.
Rumlar dikine gitmemeli
Lahey'deki görüşmelerde, Annan Planı üzerinde değişiklikler istediğini, anlaşma halinde referanduma gitmeyi teklif ettiğini, ancak kabul edilmediğini ifade eden Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi değişiklik konusunda bir kapı açılıyor. Bakacağız. Bunları inşallah yapabiliriz. İnşallah, Rumlar da artık dikine gitmekten, Kıbrıs'ın sahibi gibi davranmaktan, bizi azınlık olarak görmekten vazgeçerler. İki halk, iyi komşuluk esasları içerisinde bir anlaşmaya varmak için uğraşır. Türkiye ile Yunanistan, taşın altına ellerini koymuşlardır. Yunanistan'ın da artık AB yolu ile Kıbrıs Rumlarının Kıbrıs'a sahip çıkma oyunundan vazgeçmesini bekliyoruz."
Annan objektif davranacak mı?
Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Denktaş, "BM Genel Sekreteri Annan'ın, hakemliğinde objektif davranmaması gibi bir endişesi olup olmadığının" sorulması üzerine, "Son deneyde, iyi niyetle objektif olmaya çalıştığını gördük. Ancak şunu söyleyelim: Türkiye ile Yunanistan bu hakemlik timinin içerisindedir." dedi.
Alınan sonuç başarı mı?
Denktaş, New York'da alınan sonucun Türkiye'de bir zafer olarak görüldüğünün hatırlatılarak, "Bu bir başlangıç mı, bir başarı mı?" sorusuna karşılık da şöyle konuştu: "Muhakkak Türk diplomasisi büyük girişimlerde bulundu. Ancak, gördüğünüz gibi dayatma karşısında, Milli Güvenlik Kurulu'nda alınmış olan bazı kelimeler veya prensipler, yumuşatılmak mecburiyetinde kalındı. (Annan Planı temel olarak alınamaz, referans olarak alınır) denmişti. Ama yapılan açıklamada, (Temel olarak kabul edildi) denmektedir. Temel olarak kabul edildi, ama bu temelin içine tadilatımız da girecek. Demek ki, temel değişebilecek. Türkiye ve biz büyük bir dayatma karşısındaydık. 1 Mayıs takvimine bağlamak suretiyledayatmayı ağırlaştırdılar. Bunun karşısında diplomatik girişimler neticesinde yol açılmış oldu. Bu iyi bir adımdır, yeter ki sonu iyi gelsin. İnşallah iyi gelir."
Talat: Bir bütün olduk
Mehmet Ali Talat, "Daha önce Annan Planı'nı desteklediniz. Bu sefer görüşmelere katıldınız. New York'taki görüşmelerde neler gördünüz?" şeklindeki soruya şöyle karşılık verdi: "Biz Türk heyeti olarak bir bütün olduk. Ayrı ayrı davranmadık, ayrı davranışlar sergilemedik. Kendi aramızda değerlendirdik, tartıştık. Değişik görüşlere sahiptik, ancak görüşlerimizi bütünleştirdik ve bir görüş olarak çıktık. Geçmişi bir tarafa bırakıyoruz, geleceğe bakıyoruz. Bu mücadelenin sonucunda güzel bir anlaşma, Kıbrıs Türkünün haklarını koruyan bir anlaşma gerçekleştirmeken temel hedefimizdir. Bu amaçla hep birlikte hareket etmek durumundayız. Geçmişi, gelecekte tarihçiler incelesin, değerlendirsin."
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde yaptığı açıklamada, "tekamül etmiş anlaşmanın her iki tarafın da kabul edebileceği bir anlaşma olması" dileğinde bulundu.
Annan Planı değiştirilmeli
Denktaş, uzun bir süredir Annan Planı'nın olduğu gibi kabul edilemez bir plan olduğu üzerinde ısrarla durduklarını hatırlatarak, "Bunun tadil edilmesi gerektiğini açıkladık. Devamlı surette, tadil edilmesi çerçeve içerisinde olur şeklinde katı bir yaklışamla karşılaştık. 1 Mayıs tarihi yaklaştıkça sıkışan taraflar, özellikle Türk tarafının '1 Mayıs geliyor' diyerek her şeyi bir tarafa iteceğini hesaplayanlar, savunmamızda ısrar ettiğimizi gördükten sonra tadilat konusunda daha esnek davranabileceklerini duyurdular" diye konuştu.
İki emniyet sübabı
Cumhurbaşkanı Denktaş, bir müzakere sürecinin başladığını belirterek, şunları söyledi: "Zaman dardır. İyi niyetle her iki taraf çalışırsa, bir sonuç alınabilir diye düşünüyoruz. Bu sonuçla kuşkusuz, Kıbrıs Türklerinin temel hakları, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki temel hakları korunmalıdır. Önümüzde iki kontrol supabı var. Bunlardan birincisi, varılacak uzlaşmanın halkoyuna sunulmasıdır. Halkımız eğer ortaya çıkan neticeyi beğenmiyorsa, referandumda kabul etmediğini söylemek hakkına sahiptir. İkinci çok önemli supap, anlaşmanın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçirilmesi neticesidir. Türk ulusunun da kabul edebileceği dengeli, kalıcı bir anlaşma olmalıdır. Dolayısıyla biz iyiniyetle çalışabileceğimizi düşündük. Ve çalışacağız. Sonucunda iyi birnetice alırsak hepimiz sevineceğiz."
Mümkün olan bu
Denktaş, mümkün olanı yapabildiklerini, hatta yaptıklarını anlatarak, "Rumlar, buraya Yunanistan ile birlikte AB'yi de dahil etmek istediler. Bu büyük bir oyundu. AB'ye, görüşmeleri tümüyle Genel Sekreter ile birlikte yürütme yetkisi vermek için girişimde bulundular. Kabul edilemezdi. Sırf bu konuda 12 saat BM binasında tutulduk ve en sonunda bir formül bulundu. Bu formül bizi incitmez diye düşünüyoruz" dedi.
Rumlar dikine gitmemeli
Lahey'deki görüşmelerde, Annan Planı üzerinde değişiklikler istediğini, anlaşma halinde referanduma gitmeyi teklif ettiğini, ancak kabul edilmediğini ifade eden Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi değişiklik konusunda bir kapı açılıyor. Bakacağız. Bunları inşallah yapabiliriz. İnşallah, Rumlar da artık dikine gitmekten, Kıbrıs'ın sahibi gibi davranmaktan, bizi azınlık olarak görmekten vazgeçerler. İki halk, iyi komşuluk esasları içerisinde bir anlaşmaya varmak için uğraşır. Türkiye ile Yunanistan, taşın altına ellerini koymuşlardır. Yunanistan'ın da artık AB yolu ile Kıbrıs Rumlarının Kıbrıs'a sahip çıkma oyunundan vazgeçmesini bekliyoruz."
Annan objektif davranacak mı?
Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Denktaş, "BM Genel Sekreteri Annan'ın, hakemliğinde objektif davranmaması gibi bir endişesi olup olmadığının" sorulması üzerine, "Son deneyde, iyi niyetle objektif olmaya çalıştığını gördük. Ancak şunu söyleyelim: Türkiye ile Yunanistan bu hakemlik timinin içerisindedir." dedi.
Alınan sonuç başarı mı?
Denktaş, New York'da alınan sonucun Türkiye'de bir zafer olarak görüldüğünün hatırlatılarak, "Bu bir başlangıç mı, bir başarı mı?" sorusuna karşılık da şöyle konuştu: "Muhakkak Türk diplomasisi büyük girişimlerde bulundu. Ancak, gördüğünüz gibi dayatma karşısında, Milli Güvenlik Kurulu'nda alınmış olan bazı kelimeler veya prensipler, yumuşatılmak mecburiyetinde kalındı. (Annan Planı temel olarak alınamaz, referans olarak alınır) denmişti. Ama yapılan açıklamada, (Temel olarak kabul edildi) denmektedir. Temel olarak kabul edildi, ama bu temelin içine tadilatımız da girecek. Demek ki, temel değişebilecek. Türkiye ve biz büyük bir dayatma karşısındaydık. 1 Mayıs takvimine bağlamak suretiyledayatmayı ağırlaştırdılar. Bunun karşısında diplomatik girişimler neticesinde yol açılmış oldu. Bu iyi bir adımdır, yeter ki sonu iyi gelsin. İnşallah iyi gelir."
Talat: Bir bütün olduk
Mehmet Ali Talat, "Daha önce Annan Planı'nı desteklediniz. Bu sefer görüşmelere katıldınız. New York'taki görüşmelerde neler gördünüz?" şeklindeki soruya şöyle karşılık verdi: "Biz Türk heyeti olarak bir bütün olduk. Ayrı ayrı davranmadık, ayrı davranışlar sergilemedik. Kendi aramızda değerlendirdik, tartıştık. Değişik görüşlere sahiptik, ancak görüşlerimizi bütünleştirdik ve bir görüş olarak çıktık. Geçmişi bir tarafa bırakıyoruz, geleceğe bakıyoruz. Bu mücadelenin sonucunda güzel bir anlaşma, Kıbrıs Türkünün haklarını koruyan bir anlaşma gerçekleştirmeken temel hedefimizdir. Bu amaçla hep birlikte hareket etmek durumundayız. Geçmişi, gelecekte tarihçiler incelesin, değerlendirsin."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.