Sabah gazetesinin Pazar günkü ekinde Nuriye Akman'ın büyütecine konuşan Ahmet Yüksel Özemre; "İbn Arabi'nin tasavvufundaki anahtar kavramlarla Lao-Tzu ve Çuang'ın Taoculuğundaki anahtar kavramlar arasında hemen hemen birebir tekabüliyet var. Bu düşünürlerin aynı şeyleri söylemesi ve aynı dünya görüşünü dile getirmeleri; bunların arkalarındaki kavramsal çerçevenin hemen hemen aynı oluşu herkesi hayran bırakan bir özellik..." şeklinde konuşurken Nuriye Akman'ın son sorusunu ise şöyle cevaplandırır. (Bu soru ve cevaba dikkat sayın okuyucu) Soru: Allah şunu mu demek istiyor; varlık bilgisinin tekeli tek bir dinde değil?
Cevap: ... Nitekim Kur'an'da Bakara Sûresi'nin 62. ayeti şöyle demektedir; "Şüphe yok ki inananlar ile Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inananlar, iyi işler yapanlar için Rablerinin katında ecirler vardır. Onlar için artık korku yoktur ve onlar mahsun da olmayacaklardır".
Hülasa edersek İslam'ın nass ile sabit bütün Hak dostlarının hayatlarıyla yaşanmış öz müessesesi tasavvuf, beşeri bir telakki olan ve hiç bir ilmî isnadı olmayan, dağınık ve çapraşık duyguların, ifrat ve tefritten kurtulamamış bir başıbozukluğun ifadesi Taoizm ile aynı kefeye konup hak ile batıl birlikteliği sağlanmak istenmiştir. Bakara Sûresi'nin 62. ayetinin aktarılarak röportajcının sorusunda da belirttiği şekliyle tek bir dinden ziyade Yahudilik ve Hıristiyanlığın da hak din oldukları vurgulanmıştır. Bu ayet-i kerimenin nüzul sebebine inersek Resulullah'ı bekleyen fakat geldiğini bilmeyen Hıristiyanlık üzere ibadet eden samimi dindarların iman ehli olduğuna delildir. Resulullah'ın Peygamber olarak teşrifini duyduktan sonra iman etmeyen hiç kimsenin kurtuluşu mümkün değildir. Şimdi bu ayet-i kerimeyi saptırarak Musevilerin kurtuluşuna delil göstererek Yahudilik ve Hıristiyanlığın hak olduğunu beyan etmek çok ciddi sapıklık ve oyundur.
Uzun zamandan beri "Allah indinde tek din İslam'dır" ayet-i kerimesine muhalefet etmek suretiyle; "hayır tek din değil, üç din vardır" tezi işlenmektedir. Böylece amaçlanan Türk efkar-ı umumiyesinin Müslümanlığın yanında Hıristiyanlığı ve de Museviliği seçebilme anlayışını temin etmektir.
Bilhassa tahsil çağındaki gençliğimize "sadece Müslüman olmanıza gerek yoktur, Musevi ve İsevi de olabilirsiniz" mesajları verilmektedir. Maalesef bu mesajları verenler de kamuoyunun İslam adına itimat ettiği kişilerdir.
Ahmet Yüksel Özemre'yi Amerika'da zorunlu iskan ettirilen Rabbin aciz kulunun onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Abant kokteyllerinin değişmez tebliğcisi olarak tanıdık. O Abant kokteylleri ki İslam'ı kuşa çevirip ayaklar altına alan Allah'a kafa tutan tahrif konsilleri...
Evet muhterem okuyucu ülkemiz üzerinde oynanan dini milli bütünlüğümüze yönelik bu büyük oyunlara dikkat...
Özellikle de kamuoyunun İslam adına itimat ettiği diyalogculara...
Adem BİRİNCİ
Cevap: ... Nitekim Kur'an'da Bakara Sûresi'nin 62. ayeti şöyle demektedir; "Şüphe yok ki inananlar ile Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inananlar, iyi işler yapanlar için Rablerinin katında ecirler vardır. Onlar için artık korku yoktur ve onlar mahsun da olmayacaklardır".
Hülasa edersek İslam'ın nass ile sabit bütün Hak dostlarının hayatlarıyla yaşanmış öz müessesesi tasavvuf, beşeri bir telakki olan ve hiç bir ilmî isnadı olmayan, dağınık ve çapraşık duyguların, ifrat ve tefritten kurtulamamış bir başıbozukluğun ifadesi Taoizm ile aynı kefeye konup hak ile batıl birlikteliği sağlanmak istenmiştir. Bakara Sûresi'nin 62. ayetinin aktarılarak röportajcının sorusunda da belirttiği şekliyle tek bir dinden ziyade Yahudilik ve Hıristiyanlığın da hak din oldukları vurgulanmıştır. Bu ayet-i kerimenin nüzul sebebine inersek Resulullah'ı bekleyen fakat geldiğini bilmeyen Hıristiyanlık üzere ibadet eden samimi dindarların iman ehli olduğuna delildir. Resulullah'ın Peygamber olarak teşrifini duyduktan sonra iman etmeyen hiç kimsenin kurtuluşu mümkün değildir. Şimdi bu ayet-i kerimeyi saptırarak Musevilerin kurtuluşuna delil göstererek Yahudilik ve Hıristiyanlığın hak olduğunu beyan etmek çok ciddi sapıklık ve oyundur.
Uzun zamandan beri "Allah indinde tek din İslam'dır" ayet-i kerimesine muhalefet etmek suretiyle; "hayır tek din değil, üç din vardır" tezi işlenmektedir. Böylece amaçlanan Türk efkar-ı umumiyesinin Müslümanlığın yanında Hıristiyanlığı ve de Museviliği seçebilme anlayışını temin etmektir.
Bilhassa tahsil çağındaki gençliğimize "sadece Müslüman olmanıza gerek yoktur, Musevi ve İsevi de olabilirsiniz" mesajları verilmektedir. Maalesef bu mesajları verenler de kamuoyunun İslam adına itimat ettiği kişilerdir.
Ahmet Yüksel Özemre'yi Amerika'da zorunlu iskan ettirilen Rabbin aciz kulunun onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Abant kokteyllerinin değişmez tebliğcisi olarak tanıdık. O Abant kokteylleri ki İslam'ı kuşa çevirip ayaklar altına alan Allah'a kafa tutan tahrif konsilleri...
Evet muhterem okuyucu ülkemiz üzerinde oynanan dini milli bütünlüğümüze yönelik bu büyük oyunlara dikkat...
Özellikle de kamuoyunun İslam adına itimat ettiği diyalogculara...
Adem BİRİNCİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.