Hoca Ahmed Yesevi'nin nasibi hurma
Hoca Ahmet Yesevi, Muhammed gülzarında açan nadide çiçeklerden biri ve en önemlilerindendir. Anadolu'nun Müslüman Türk için yurt olmasında gönderdiği alperenlerle büyük rol oynayan Hoca Ahmed Yesevi, Divan-ı Hikmet'inde belirli yaşlarda mazhar olduğu çeşitli tecellileri anlatmaktadır. Onu küçük yaşlarda Arslan Baba adlı büyük bir zat himayesine almış ve terbiye etmiştir. Menkıbeye göre Hz. Peygamber Efendimiz'in (sav) gazvelerinden birinde, ashab acıkır; Peygamberimizin (sav) duası ile Cebrail (as) bir tabak hurma getirir ve bir hurma yere düşer. Cebrail (as) düşen hurmayı göstererek; - "Bu hurma, sizin ümmetinizden Ahmed Yesevi adlı birinin kısmetidir" der. Peygamber Efendimiz (sav) ashabı arasındaki Arslan Baba'ya hurmayı verir veya yedirir ve onu Yesevi'nin terbiyesi için Türkistan'a gönderir. Arslan Baba, bu hurmayı Ahmed Yesevi henüz yedi yaşında iken tattırıyor. Bu yaş dinimizde dini telkinin daha ciddi bir şekilde yapılmaya başladığı, çocuğun ibadete teşvik edildiği yaştır. Hurma, tek çekirdekli olması yönüyle Tevhid'i, tatlılığıyla da Tevhid lezzetini ifade eder. Hoca Ahmed Yesevi henüz çocuk yaşında bir pirden tattığı Tevhid dini olan İslam lezzetini, Yusuf Hemedani'nin terbiyesi altında olgunlaştırarak, zamanı geldiğinde talebeleri vasıtasıyla şarka ve garba neşretmiştir.
Hoca Ahmet Yesevi, Muhammed gülzarında açan nadide çiçeklerden biri ve en önemlilerindendir. Anadolu'nun Müslüman Türk için yurt olmasında gönderdiği alperenlerle büyük rol oynayan Hoca Ahmed Yesevi, Divan-ı Hikmet'inde belirli yaşlarda mazhar olduğu çeşitli tecellileri anlatmaktadır. Onu küçük yaşlarda Arslan Baba adlı büyük bir zat himayesine almış ve terbiye etmiştir. Menkıbeye göre Hz. Peygamber Efendimiz'in (sav) gazvelerinden birinde, ashab acıkır; Peygamberimizin (sav) duası ile Cebrail (as) bir tabak hurma getirir ve bir hurma yere düşer. Cebrail (as) düşen hurmayı göstererek; - "Bu hurma, sizin ümmetinizden Ahmed Yesevi adlı birinin kısmetidir" der. Peygamber Efendimiz (sav) ashabı arasındaki Arslan Baba'ya hurmayı verir veya yedirir ve onu Yesevi'nin terbiyesi için Türkistan'a gönderir. Arslan Baba, bu hurmayı Ahmed Yesevi henüz yedi yaşında iken tattırıyor. Bu yaş dinimizde dini telkinin daha ciddi bir şekilde yapılmaya başladığı, çocuğun ibadete teşvik edildiği yaştır. Hurma, tek çekirdekli olması yönüyle Tevhid'i, tatlılığıyla da Tevhid lezzetini ifade eder. Hoca Ahmed Yesevi henüz çocuk yaşında bir pirden tattığı Tevhid dini olan İslam lezzetini, Yusuf Hemedani'nin terbiyesi altında olgunlaştırarak, zamanı geldiğinde talebeleri vasıtasıyla şarka ve garba neşretmiştir.