Suriye'nin yerinde Türkiye olsa?

Türk siyasiler Suriye konusunda söz söylerken ve de adım atarken Türkiye'yi Suriye'nin yerine koyarak bunu yapmalı. Çünkü Büyük Ortadoğu Projesi'nin hedef ülkelerinden birisi de Türkiye? Bugün Suriye'nin üzerinde dolaşan kara bulutlar mutlaka Türkiye'nin de üzerinde dolaşacak. Türkiye eğer gerekli önlemleri almazsa -ki bu asla ABD, AB ve İsrail taşeronluğuna devam etmek değildir- Afganistan'ın, Irak'ın, Libya'nın başına gelenler aynen Türkiye'nin de başına gelecek.Peygamber Efendimizin (SAV) meşhur bir sözü vardır, "Kendin için istemediğini kardeşin için de isteme" diye? Esasen bu hadis-i şerif Türkiye'nin BOP kapsamında düştüğü hatayı çok güzel özetliyor. Türkiye kendisi için istemediğini Irak için yaptı, Libya ve Afganistan için yaptı şimdi de Suriye ve İran için yapıyor. Türkiye'nin PKK ile mücadelesini bugün taşeronluğunu yaptığı batı dünyası hep özgürlükleri kısıtlama olarak tanımladı. Aynen Türk siyasilerin Suriye yönetimini eleştirdiği gibi? Biz PKK'lılara terörist derken, İngilizler, ABD'liler onlara "özgürlük savaşçısı" dedi.Bizim Türk milleti olarak böyle bir şeye razı olmamız mümkün mü? Tabii ki hayır.Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması planlanan tampon bölgenin bir benzeri Türkiye'nin güneyinde demokrasi bahanesiyle oluşturuluyor. Esad yönetimi böyle bir tampon bölgeye müsaade etmiyor ama bizim siyasiler buna dünden razı? Yeni Anayasa çalışmalarıyla bunun altyapısı hazırlanıyor. Türk milletine bu gerçekleri tüm medya ve basın organları ve siyasiler bu netlikle ifade etseler, Türk milletinin bunu kabul etmesi, hazmetmesi mümkün mü? Elbette ki hayır?Beşar Esad işte bizim asla razı olmayacağımız bu bölünmeye dur demek için Suriye'de mücadele veriyor. Ona köstek olacağımıza, destek olmamız gerekmez mi? Malum, Suriye için Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Çin veto kullandılar ve eğer bu veto olmasaydı Suriye'yi de Libya gibi hızlı bir süreç bekliyordu. Peki, Türkiye'ye sıra geldiğinde acaba bizim için herhangi bir ülke veto hakkını kullanacak mı? Emin olun ki bütün dış ilişkilerinde ABD taşeronluğunu kendisine vazife edinmiş bir Türkiye'nin böyle bir durumda hiç kimse yüzüne bakmayacaktır. Zaten ABD ve gerçek müttefiklerinin asıl amacı da budur: Türkiye'yi yalnızlaştırmak.BM, Türkiye hakkında Libya benzeri bir karar aldığı, NATO da gereğini yapmak üzere harekete geçtiği zaman, savaşa gemilerini ve S-300 füzelerini gönderip de işgalcileri caydıran bir Rusya da bulamayacaksın. Çünkü Rusya ve diğer ülkeler, Türkiye'ye, yalnızken, hiç kimse yardım etmiyorken, bütün dünyayı karşısına alarak yardım elini uzatanların başına neler geldiğini gördü. Libya lideri Kaddafi, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda Tükiye'ye yardım eden tek liderdi ve maalesef Türkiye'nin yardımıyla kötü sonu yaşadı. Arap Birliği bir takım ekonomik yaptırım kararları aldılar. Benzer kararlar batılı ülkeler ve İslam ülkeleri tarafından Türkiye hakkında alınırsa ne olur?Suriye'nin petrolü var, tarımı var ve bu ve benzeri imkanları kendi milletinin yararına kullanıyor, ya Türkiye? Madenler, karlı kamu şirketleri, araziler yabancıların eline geçti. Telekom gibi stratejik kurumlar artık senin elinde değil. Enerjide, hammaddede, finansta tamamen dışarıya bağımlısın. 800 milyar dolar borca sahipsin. Ordu zayıflatılıyor. Milletinin eski milli düşünceleri yok. Dini ve ahlaki değerler tahrif ediliyor? Böyle bir Türkiye herhangi bir dış yaptırıma maruz kalırsa emin olun ki darmadağın olacaktır. Ve Türkiye'nin bugüne kadar yaptığı taşeronlukların da kendisine hiçbir faydası olmayacaktır. Unutmayalım ki vefa duygusu Müslüman'a ait bir vasıftır, batıdan vefa bekleme. Ama İslam ülkelerine ve Türki Cumhuriyetlere vefasız davranan Türkiye bu dünyadan da artık vefa beklemesin. Ama hala geç değil, Türkiye bütün bu hatalarını düzeltme imkanına sahip.