Suriye ile normalleşme ağır aksak
Suriye'nin eski Ankara Büyükelçisi Dr. Nidal Kabalan, Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme gündemiyle ilgili 'havada olumlu işaretlerin olduğu' yorumunu yaptı. Hem Türkiye, hem de Suriye'nin şartlarının olması nedeniyle normalleşme sürecinin ağır aksak ilerlemesi dikkat çekiyor.
29.08.2024 23:18:00 / Güncelleme: 29.08.2024 23:24:31
AHMET TURAN YİĞİT
AHMET TURAN YİĞİT





FOTO ALTI: Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve eski Ankara Büyükelçisi Dr. Nidal Kabalan
Suriye'nin eski Ankara Büyükelçisi Dr. Nidal Kabalan, BBC'ye yaptığı açıklamada, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın son konuşmasında normalleşmenin başlaması için Türk ordusunun Suriye'den çekilmesinin ön şart olmadığını söylemesini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye açıklamalarına karşılık olarak yorumladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad'la kişisel tanışıklığı olduğunu, bakanların da birbirini tanıdığını bildiğini söyleyen Kabalan, önümüzdeki süreçte karşılıklı adımların atılması durumunda dışişleri bakanları seviyesinde bir görüşme beklediğini belirtti.
En zor konu sığınmacılar
Suriye'nin son Ankara Büyükelçisi Kabalan, ordu dışında hiçbir silahlı gücü sahada kabul etmediklerini, 14 yıllık süreçte gelinen aşamada Suriye'nin önceliğinin değiştiğini ve artık tam kontrolün hedeflediğini belirtti. Terör örgütü YPG'yi de eleştiren Kabalan, "Ayrılıkçı oluşum hayali, müzakere konusu değil" dedi. Kabalan ayrıca iki ülke arasındaki normalleşmede en zor konunun Suriyeli mültecilerin dönüşü olduğunu söyledi.
Süreçte ilerlemeler var ancak...
Türkiye ile Suriye arasında ilişkileri normalleştirmek için geçtiğimiz yıllarda da girişimler olmuş ancak bunlar olumlu sonuçlanmamıştı. Son süreç, Mayıs 2023'teki bakanlar düzeyindeki görüşmeler ardından tıkanmıştı.
Ancak süreç, Haziran ayında yeniden canlanma emareleri göstermeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 28 Haziran'da yaptığı açıklamada Suriye ile ilişkilerin normalleşme isteğini yansıtan mesajlar verdi. Erdoğan 5 Temmuz'da ise Esad'ı görüşmeye davet edeceğini söyledi. Son yıllarda Suriyeli yetkililer, normalleşme sürecinin başlaması için Türk askerlerinin Suriye topraklarından çekilmesi gerektiği yönünde açıklamalar yapmıştı. Ancak Suriye lideri Beşar Esad, 25 Ağustos'ta Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada, normalleşme konusunda temkinli ifadeler kullanmakla birlikte görüşmelere başlamak için Türk askerlerinin çekilmesinin bir ön koşul olmadığını söyledi. Kabalan, Esad'ın bu açıklamasının neyin sonucu olduğuna ilişkin şunları söyledi: "Buna, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda istekli olduklarını ifade eden son açıklamalarının neden olduğunu düşünüyorum. Rus ve Iraklı arabulucular tarafından iletilen mesajlar da Türk Cumhurbaşkanı'nın bu konuda ciddi olduğu yönündeydi. Devlet Başkanı Esad'ın bu açıklamalara (Erdoğan'ın açıklamaları) karşılık verdiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı'nın birkaç gün önce Şam'daki Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada vurguladığı husus, Türk güçlerinin Suriye'den çekilmesinin bir ön koşul değil müzakerelerin bir sonucu olması gerektiği ancak böyle bir çekilme için Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası garantörlerle sağlam bir taahhütte bulunması gerektiğidir." Kabalan iki liderin görüşmesi konusunda da "Bence iki liderin görüşmesi kendi başına hedef değil, sahada atılacak normalleşme adımlarının bir sonucu olmalı" dedi.
Normalleşmenin önündeki bloklar
Kabalan, normalleşme sürecinde Suriye'nin gündemindeki bazı başlıkların şunlar olduğunu belirtti: "Türk askerlerinin Suriye'den çekilmesi, İdlib ve Halep kırsalındaki silahlı gruplara verilen desteğin sona erdirilmesi, terörist grupların ortadan kaldırılması ve bu grupların kontrolündeki yerlerin Suriye devletine devri, stratejik M4 ve M5 karayollarında Suriye kontrolünün sağlanması, sınır kapılarının açılması, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasında Ankara'nın yardımı, mültecilerin dönüşü..."
Türkiye'nin de şartları var
Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre Türkiye'nin, Suriye ile ilişkilerin 2011 öncesine dönmesi için dört koşulu bulunuyor. Bu koşullar şöyle: "Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve birliğini muhafaza etmek üzere terör unsurlarından arındırılması; Suriye'nin kendi halkıyla, kendi halkının meşru talep ve beklentileri temelinde 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde gerçek bir ulusal uzlaşı sağlaması; bununla bağlantılı olarak güvenli ve onurlu geri dönüşler için gerekli koşulların oluşturulması; İnsani yardımların kesintisiz şekilde sürmesi." Türkiye-Suriye normalleşmesinin, YPG'nin ana gövdesini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve SDG denetimindeki alanlarla ilgili muhtemel sonuçlarının ne olacağına dair görüşünü sorduğumuz Kabalan, "Suriye'de ordu dışında hiçbir silahlı gruba yer olmadığını" söyledi. Kabalan, şunları söyledi: "Kürt meselesinin bölgeyi tehdit eden bir mesele olduğunu unutmamalıyız. İran etkileniyor, Irak etkileniyor, Türkiye etkileniyor ve kesinlikle Suriye de bazı Kürt grupların ayrılıkçı planlarından etkileniyor. Bu mesele muhtemelen İran, Türkiye, Irak ve Suriye arasında bu dört ülkenin toprak bütünlüğüne zarar verecek bölgesel bir Kürt devletinin kurulmasını engellemek üzere mutabakata varılan tek meseledir."
Milli Savunma Bakanlığı nasıl bakıyor?
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, 29 Ağustos'ta basına yaptığı açıklamada, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in son yaptığı açıklamalara ilişkin sorular üzerine şunları anlattı: "Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyeti, Suriye topraklarının bölünmesine ve orada bir terör koridorunun oluşturulmasına engel olmaktadır. Türkiye olarak, istikrarsızlıklarla uğraşan ve terör örgütlerinin cirit attığı değil demokratik ve müreffeh bir Suriye görmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız görüşme ve diyalog konusunda her düzeyde hazır olduğumuzu bizzat ifade ettiler. Sayın Bakanımızın Suriye ile görüşme konusunda daha önce yapmış olduğu açıklamanın etki bulduğu anlaşılıyor. Bizim Suriye konusunda duruşumuz nettir."
Sığınmacılar ne olacak?
Suriye'nin eski Ankara Büyükelçisi Kabalan'a göre normalleşme sürecindeki en zor konu ise Suriyeli mültecilerin ülkesine geri dönmesi olacak. Avrupa ülkelerinin son dönemde Suriye'ye dönenlerin barınmasına yardım için bazı adımlar attığını söyleyen Kabalan, yakında Suriye'de büyük bir af çıkmasını beklediğini, bunun da geri dönüşe katkı sağlayacağını dile getirerek, "Suriye'de krizin başlangıcından bu yana ki en büyük af çok yakın. Çok kısa bir süre içerisinde Devlet Başkanı Esad tarafından çıkarılacağına inanıyorum. Bu af, yasadışı yollarla başka ülkelere gidenler de dahil olmak üzere ülkeyi terk eden herkesi kapsayacak. Bu kişiler herhangi bir yaptırımla karşı karşıya kalmayacaklar. Bu da geri dönmek isteyenlerin geri dönüşüne kesinlikle ve büyük ölçüde yardımcı olacaktır." Ancak Uluslararası Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu çeşitli insan hakları örgütlerine göre Suriye'deki durum, geri dönüş açısından güvenli değil. Kabalan'a göre süreçteki ikinci zor konu ise Suriye yönetimi karşıtı silahlı muhalif gruplara ne olacağı. Kabalan'a göre bunlar Libya ve bazı Afrika ülkelerine gidebilir. Terör eylemi gerçekleştirmemiş olanlarsa muhtemelen Suriye ordusuna entegre edilebilir
Suriye'nin eski Ankara Büyükelçisi Dr. Nidal Kabalan, BBC'ye yaptığı açıklamada, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın son konuşmasında normalleşmenin başlaması için Türk ordusunun Suriye'den çekilmesinin ön şart olmadığını söylemesini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye açıklamalarına karşılık olarak yorumladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad'la kişisel tanışıklığı olduğunu, bakanların da birbirini tanıdığını bildiğini söyleyen Kabalan, önümüzdeki süreçte karşılıklı adımların atılması durumunda dışişleri bakanları seviyesinde bir görüşme beklediğini belirtti.
En zor konu sığınmacılar
Suriye'nin son Ankara Büyükelçisi Kabalan, ordu dışında hiçbir silahlı gücü sahada kabul etmediklerini, 14 yıllık süreçte gelinen aşamada Suriye'nin önceliğinin değiştiğini ve artık tam kontrolün hedeflediğini belirtti. Terör örgütü YPG'yi de eleştiren Kabalan, "Ayrılıkçı oluşum hayali, müzakere konusu değil" dedi. Kabalan ayrıca iki ülke arasındaki normalleşmede en zor konunun Suriyeli mültecilerin dönüşü olduğunu söyledi.
Süreçte ilerlemeler var ancak...
Türkiye ile Suriye arasında ilişkileri normalleştirmek için geçtiğimiz yıllarda da girişimler olmuş ancak bunlar olumlu sonuçlanmamıştı. Son süreç, Mayıs 2023'teki bakanlar düzeyindeki görüşmeler ardından tıkanmıştı.
Ancak süreç, Haziran ayında yeniden canlanma emareleri göstermeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 28 Haziran'da yaptığı açıklamada Suriye ile ilişkilerin normalleşme isteğini yansıtan mesajlar verdi. Erdoğan 5 Temmuz'da ise Esad'ı görüşmeye davet edeceğini söyledi. Son yıllarda Suriyeli yetkililer, normalleşme sürecinin başlaması için Türk askerlerinin Suriye topraklarından çekilmesi gerektiği yönünde açıklamalar yapmıştı. Ancak Suriye lideri Beşar Esad, 25 Ağustos'ta Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada, normalleşme konusunda temkinli ifadeler kullanmakla birlikte görüşmelere başlamak için Türk askerlerinin çekilmesinin bir ön koşul olmadığını söyledi. Kabalan, Esad'ın bu açıklamasının neyin sonucu olduğuna ilişkin şunları söyledi: "Buna, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda istekli olduklarını ifade eden son açıklamalarının neden olduğunu düşünüyorum. Rus ve Iraklı arabulucular tarafından iletilen mesajlar da Türk Cumhurbaşkanı'nın bu konuda ciddi olduğu yönündeydi. Devlet Başkanı Esad'ın bu açıklamalara (Erdoğan'ın açıklamaları) karşılık verdiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı'nın birkaç gün önce Şam'daki Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada vurguladığı husus, Türk güçlerinin Suriye'den çekilmesinin bir ön koşul değil müzakerelerin bir sonucu olması gerektiği ancak böyle bir çekilme için Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası garantörlerle sağlam bir taahhütte bulunması gerektiğidir." Kabalan iki liderin görüşmesi konusunda da "Bence iki liderin görüşmesi kendi başına hedef değil, sahada atılacak normalleşme adımlarının bir sonucu olmalı" dedi.
Normalleşmenin önündeki bloklar
Kabalan, normalleşme sürecinde Suriye'nin gündemindeki bazı başlıkların şunlar olduğunu belirtti: "Türk askerlerinin Suriye'den çekilmesi, İdlib ve Halep kırsalındaki silahlı gruplara verilen desteğin sona erdirilmesi, terörist grupların ortadan kaldırılması ve bu grupların kontrolündeki yerlerin Suriye devletine devri, stratejik M4 ve M5 karayollarında Suriye kontrolünün sağlanması, sınır kapılarının açılması, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasında Ankara'nın yardımı, mültecilerin dönüşü..."
Türkiye'nin de şartları var
Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre Türkiye'nin, Suriye ile ilişkilerin 2011 öncesine dönmesi için dört koşulu bulunuyor. Bu koşullar şöyle: "Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve birliğini muhafaza etmek üzere terör unsurlarından arındırılması; Suriye'nin kendi halkıyla, kendi halkının meşru talep ve beklentileri temelinde 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde gerçek bir ulusal uzlaşı sağlaması; bununla bağlantılı olarak güvenli ve onurlu geri dönüşler için gerekli koşulların oluşturulması; İnsani yardımların kesintisiz şekilde sürmesi." Türkiye-Suriye normalleşmesinin, YPG'nin ana gövdesini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve SDG denetimindeki alanlarla ilgili muhtemel sonuçlarının ne olacağına dair görüşünü sorduğumuz Kabalan, "Suriye'de ordu dışında hiçbir silahlı gruba yer olmadığını" söyledi. Kabalan, şunları söyledi: "Kürt meselesinin bölgeyi tehdit eden bir mesele olduğunu unutmamalıyız. İran etkileniyor, Irak etkileniyor, Türkiye etkileniyor ve kesinlikle Suriye de bazı Kürt grupların ayrılıkçı planlarından etkileniyor. Bu mesele muhtemelen İran, Türkiye, Irak ve Suriye arasında bu dört ülkenin toprak bütünlüğüne zarar verecek bölgesel bir Kürt devletinin kurulmasını engellemek üzere mutabakata varılan tek meseledir."
Milli Savunma Bakanlığı nasıl bakıyor?
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, 29 Ağustos'ta basına yaptığı açıklamada, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in son yaptığı açıklamalara ilişkin sorular üzerine şunları anlattı: "Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyeti, Suriye topraklarının bölünmesine ve orada bir terör koridorunun oluşturulmasına engel olmaktadır. Türkiye olarak, istikrarsızlıklarla uğraşan ve terör örgütlerinin cirit attığı değil demokratik ve müreffeh bir Suriye görmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız görüşme ve diyalog konusunda her düzeyde hazır olduğumuzu bizzat ifade ettiler. Sayın Bakanımızın Suriye ile görüşme konusunda daha önce yapmış olduğu açıklamanın etki bulduğu anlaşılıyor. Bizim Suriye konusunda duruşumuz nettir."
Sığınmacılar ne olacak?
Suriye'nin eski Ankara Büyükelçisi Kabalan'a göre normalleşme sürecindeki en zor konu ise Suriyeli mültecilerin ülkesine geri dönmesi olacak. Avrupa ülkelerinin son dönemde Suriye'ye dönenlerin barınmasına yardım için bazı adımlar attığını söyleyen Kabalan, yakında Suriye'de büyük bir af çıkmasını beklediğini, bunun da geri dönüşe katkı sağlayacağını dile getirerek, "Suriye'de krizin başlangıcından bu yana ki en büyük af çok yakın. Çok kısa bir süre içerisinde Devlet Başkanı Esad tarafından çıkarılacağına inanıyorum. Bu af, yasadışı yollarla başka ülkelere gidenler de dahil olmak üzere ülkeyi terk eden herkesi kapsayacak. Bu kişiler herhangi bir yaptırımla karşı karşıya kalmayacaklar. Bu da geri dönmek isteyenlerin geri dönüşüne kesinlikle ve büyük ölçüde yardımcı olacaktır." Ancak Uluslararası Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu çeşitli insan hakları örgütlerine göre Suriye'deki durum, geri dönüş açısından güvenli değil. Kabalan'a göre süreçteki ikinci zor konu ise Suriye yönetimi karşıtı silahlı muhalif gruplara ne olacağı. Kabalan'a göre bunlar Libya ve bazı Afrika ülkelerine gidebilir. Terör eylemi gerçekleştirmemiş olanlarsa muhtemelen Suriye ordusuna entegre edilebilir
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.





























































































