Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BBC televizyonunda katıldığı bir programda Suriye'deki yaşanan son gelişmelerle ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.BM'nin sert bir pozisyon alması gerektiğini belirten Davutoğlu, "BM'den böyle bir karar çıkmazsa ne olacak?" sorusuna, "Konsey bunu yapmazsa, biz, istekli ülkelerle birlikte hareket etmeliyiz" cevabını verdi.Davutoğlu, "Bosna'da Srebrenitsa'da benzeri bir şey yaşadık. BM Güvenlik Konseyi etnik temizliğe tepki göstermedi, ardından bir gecede 8 bin kişi öldürüldü. O zaman uluslararası toplum, birlikte hareket etmek isteyen ülkeler 'istekli ülkeler koalisyonu' oluşturdular ve beraberce harekete geçtiler" ifadelerini kullandı.Srebrenitsa'yı bir hatırlayalım.Srebrenitsa katliamı, Temmuz 1995 yılında ağır silahlarla donatılmış Sırp ordusunun BM'nin ve AB ülkelerinin gözetiminde yapmış olduğu katliamdır.Katliam bölgesinde 400 silahlı Hollandalı barış gücü askeri vardı ve bu katliamı önlemek bir yana masum sivilleri canilerin eline bizzat onlar teslim etti.Hollandalı askerler bir gece yarısı Bosna'daki BM Barış Gücü komutanı Fransız generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşalttılar. Savaş sırasında şehrin güvenliğinden sorumlu olan Hollandalı Komutan Thom Karremans kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim etti.Srebrenitsa'nın Tanjarz Kırsalı'nda tam 10 bin kişiyi esir alan askeri grup Mladiç'in emriyle esirleri öldürmeye başladı. Sırp vahşeti Avrupa'dan yüz bularak doruğa çıktı ve tam 5 gün süren katliamda 8300 kişi öldürüldü. İşte Srebrenitsa katliamı bu?Şimdi merak ettiğim konu Sayın Davutoğlu'nun bu katliamla Suriye'de yaşanan katliam arasında nasıl bir bağlantı kurabildiği, hem de ters bir mantıkla?Srebrenitsa'da katledilenler Müslüman Boşnaklar, katledenler Haçlı Sırplar ve bu katliama sessiz kalıp, bir taraftan da yol verenler de Hollanda, Fransa gibi Haçlı Batı ülkeleri?Suriye'de ise deliller füzenin Batı destekli muhaliflerin bölgesinden atıldığını gösteriyor, ölenler Müslüman Suriyeliler ve suçlanan ise Suriye'de krizin başladığı günden bu yana hukuksuz bir tavrın içine girmemeye çalışan Esad yönetimi?Bundan önce de Esad birçok hadise için suçlanmıştı ama hep tam tersi çıkmıştı.Esad'ın elinde hiçbir aman kimyasal silah çıkmadı ama Suriye'yi Batı destekleriyle bölmek isteyen, sivilleri katlettikleri ispatlanmış olan terörist isyancıların elinde kimyasal silahlar çıktı. Hatta Adana'da, isyancıların elinde sarin gazı bulundu.Suriye'de yaşanan olayları gerçekçi bir bakış açısıyla baktığımızda, Sırpların rolünü isyancıların, katledilen Bosnalıların rolünü Suriyeli Müslümanların, Bosna yönetiminin rolünü ise Esad yönetiminin oynadığını görürüz. Batı ise hep aynı Batı, Türkiye ise ters tarafta?Ve Sayın Davutoğlu bu tabloda, ilginçtir ki, hem Bosna katliamının hem de Suriye katliamının perde arkası organizatörü olan Batılı ülkelere Suriye'ye müdahale çağrısı yapıyor.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın da altını çizerek ifade ettiği gibi, "Müslüman dünyada gerçekleşen katliama kurtarıcı olarak, katliamı yapan batıyı çağırmak kuzuyu kurda emanetten başka bir şey olamaz."Üstelik Suriye'de Batı destekli teröristlerin yaptığı kimyasal katliam konusunda, Esad'ı net olarak suçlayan iki ülke var; birincisi İsrail, ikincisi Türkiye?Sen kalkacaksın, Mısır'da yaşanan katliam konusunda görünüşte İsrail'i suçlayıp yine 'one minute' şovu yapacaksın, diğer taraftan da Suriye konusunda aynı İsrail'in ağzıyla konuşacaksın. Bu ne tezattır böyle?Son bir not: Sayın Davutoğlu! Rusya ve Çin Suriye'de yaşanan gerçekleri dünyaya ilan ettiği müddetçe, Suriye'ye müdahale konusunda resmi olarak ne NATO'yu yanında bulacaksın, ne ABD'yi, ne de Libya işgalcisi Fransa'yı?Onların perde arkası gazlarına güvenip Don Kişot gibi olaya atlarsan, senin de sonun Saddam gibi olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İsrail'in hedefi sadece Filistin toprakları değil! / 30.12.2025
- Dar gelirlinin talebini baskılamak, gelir adaletsizliğini körüklüyor / 27.12.2025
- Asgari ücret kimseyi memnun etmedi / 26.12.2025
- Libya uçağı düştü mü, düşürüldü mü? Zamanlama manidar / 25.12.2025
- Terörsüz Türkiye sürecinde raporlar sadece formalite mi? / 24.12.2025
- Deprem mağdurlarının 11. Yargı Paketi'ne itirazı dikkate alınmalı / 23.12.2025
- Ülkemizde çürümüşlük kurumsallaştı! / 20.12.2025
- Şara yönetimi, SDG’nin özerkliğini ‘resmen’ tanıdı / 19.12.2025
- Enflasyon oluşturmadan asgari ücrete gerekli zam yapılabilir / 18.12.2025
- SDG'nin entegrasyonu bize anlatıldığı gibi değil / 17.12.2025
- Dar gelirlinin talebini baskılamak, gelir adaletsizliğini körüklüyor / 27.12.2025
- Asgari ücret kimseyi memnun etmedi / 26.12.2025
- Libya uçağı düştü mü, düşürüldü mü? Zamanlama manidar / 25.12.2025
- Terörsüz Türkiye sürecinde raporlar sadece formalite mi? / 24.12.2025
- Deprem mağdurlarının 11. Yargı Paketi'ne itirazı dikkate alınmalı / 23.12.2025
- Ülkemizde çürümüşlük kurumsallaştı! / 20.12.2025
- Şara yönetimi, SDG’nin özerkliğini ‘resmen’ tanıdı / 19.12.2025
- Enflasyon oluşturmadan asgari ücrete gerekli zam yapılabilir / 18.12.2025
- SDG'nin entegrasyonu bize anlatıldığı gibi değil / 17.12.2025






























































































