Müslümanlar malum sözleri yüzünden Papa'ya öfkelerini yansıtmaya ve yarım ağızla yapılan 'özür kıvırması' için de tepki sergilemeye devam ederken asıl oyun kurucular bıyık altından kıs kıs gülüyorlar. Batı medyası bir yandan suret-i haktan görünmeye çalışarak Papa'yı 'Uygarlıklar Çatışması' isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekle eleştirir gibi yaparken bir yandan da 'iyi ama söyledikleri de yalan değil ki...' türünden kışkırtıcı takviyelerden geri durmuyorlar.Nitekim Alman Die Welt gazetesi şöyle diyebilmektedir:-İslam dünyasının Papa'ya öfkesi temelsizdir. Çünkü yapılan alıntı 'tarihi olarak' belgelenmiş bir gerçektir.Yani 'Müslümanlar boşuna tepki gösteriyorlar; Peygamberleri tam da Papa'nın dediğini yapmış, dinini zorla yaymaya çalışmaktan başka bir yenilik getirmemiştir' diyerek ateşe körükle gidiyor.Kısacası, medya eski devir savaşlarının 'akıncı' ve 'öncü' kuvveti gibi...Bu noktada insan ABD'yi İkinci Dünya Savaşı'na sokan süreci hatırlamadan edemiyor. Sinema o dönemde Amerikan kamuoyunu savaşa hazırlamada bir numaralı etken olmuştu. Daha sonra 'Soğuk Savaş' yıllarında yine sinema dünyanın yarıdan fazlasını ve bu arada Müslüman ülkelerin pek çoğunu 'Kızıl Tehdit' karşısında Batı yanlısı -çoğu yerde Batı sığıntısı- haline getirmede büyük rol oynamıştı. Şimdi de aynı çarklar bütün Hıristiyan dünyasında ve onlarla gönüllü-gönülsüz işbirliği içinde olabilecek başka toplumlarda 'İslam Tehdidi' ile güdülmek istenmektedir.Her dönem kendi kamuoyuna amansız bir düşman göstermeyi vazgeçilmez ilke haline getiren Haçlı irade, günümüzde daha da geniş bir etki gücüne sahip kitle iletişim araçlarını kullanmaya devam etmektedir. Bu cephe karşısında Müslüman toplumların bölük-pörçük direniş deneyleri, başarısız olmaya mahkum görünmektedir. Zira aradaki güç farkını kısa zamanda kapatmak imkansız olduğu halde günübirlik çabalardan öteye geçilememektedir. Oysa yaşadığımız, tarihin tekerrüründen ibarettir.Ömer Lütfi Mete
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.