14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerini siyasilerin, "Burada seçmen bize ne mesaj vermek istedi" diyerek doğru okuması gerekiyor.
Bir tarafta 21 yıllık iktidarın tüm yetkilerini kullanan, birçok avantaja sahip bir Cumhur İttifakı, diğer tarafta ise partili cumhurbaşkanlığı sistemini parlamenter sisteme dönüştürme hedefiyle seçimlere giren "iddialı" bir Millet İttifakı…
Her iki taraf da 14 Mayıs seçimlerini kazanma konusunda iddialı idi ama seçmen, tercihini her iki tarafın adayını da yüzde 50 barajın altında bıraktı.
Seçmen bu tavrıyla aslında demek istedi ki: Ey iktidar, ey muhalefet düşünün, taşının, nerelerde yanlış yaptık diye iyice muhasebe edin.
Seçmen bu tavrıyla, her iki tarafa da tam olarak güvenmediğini net bir şekilde ifade etmiş oldu. İnşallah siyasilerimiz bundan iyi bir ders çıkartır.
Açıklanan resmi olmayan son verilere göre, Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Erdoğan yüzde 49.51, Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44.88, Ata İttifakı'nın adayı Sinan Oğan yüzde 5.17, adaylıktan çekilen Muharrem İnce de yüzde 0.44 oy aldı. YSK Başkanı Ahmet Yener'in açıklamasıyla, hiçbir aday yüzde 50 barajını aşamadığı için cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı ve seçim takvimine göre 28 Mayıs'ta yapılacak. 28 Mayıs'ta sadece en yüksek oyu alan Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu yarışacak.
28 Mayıs'ta kim kazanır, kim kazanamaz bunu kesin olarak ifade etmek mümkün değil, bu konuda bazı tahminlerimiz var ama şimdiden ifade edebiliriz ki, 14 Mayıs'ta seçmenin verdiği mesajı en iyi algılayan ve buna göre kendine en iyi çeki düzen veren aday kazanacak diyebiliriz.
Peki, seçmen iktidara ne mesaj vermek istedi:
Hükümetin uyguladığı ekonomi programları ekonomiyi daha da kötü hale getirdi. Yüksek enflasyon, zamlar, pahalılık, gelir yetersizliği, gelir adaletsizliği, kangren hale gelen işsizlik, açlık, yoksulluk, yüksek kiralar ve vatandaşların cebini ilgilendiren nice ekonomik sorunlar daha da derinleşti.
Son zamanlarda asgari ücrete, kamu işçisine, emekliye, memura seçim öncesi zamlar yapıldı ama bu zamlar, market ve pazarlardaki fiyat artışının karşısında eridi.
Zamlara rağmen, asgari ücret ve emekli aylıkları açlık sınırının altında, memur maaşları ise yoksulluk sınırının altında kaldı. Vatandaşlar normal bir yaşam standardının çok altında, borçla yaşamaya mahkum edildi.
Ülkemiz AKP iktidarı döneminde daha fazla borca, daha fazla ithalata mahkum hale geldi. Tarımsal ürünlerde bile ithalatın teşvik edilmesi, yerli üreticinin üretimden çekilmesine neden oldu.
EYT'lilere emeklilik hakkı, bu yılın Ocak ayı başında hesaplarında olacak şeklinde söz verilmişti, süreç uzadıkça uzadı, bu kapsamdaki 2.5 milyon kişinin sadece 1 milyonuna maaş bağlanabildi, kalan 1.5 milyon kişi hala beklemede… Üstelik EYT kapsamında bulunan, bunlar dışında milyonlarca kişi daha var.
Hükümetin uyguladığı sığınmacı politikası vatandaşları bezdirdi. Ülkemizde insanlar daha fazla güvenlik endişesi taşımaya başladılar. Bireysel özgürlüklerdeki kısıtlamalar, demokrasinin ve ifade özgürlüğünün engellenmesi, insanların hak ve hukuka ulaşımında yaşanan sorunlar, hükümetin karnesine kırık not olarak geçti.
Daha birçok etken sayabiliriz ama bunlar bile fazlasıyla yeterli…
Peki, seçmen muhalefete ne mesaj vermek istedi:
Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, 14 Mayıs seçimleri iktidarın ekonomik sorunlar sebebiyle en zor bir döneminde gerçekleşen, vatandaşların alternatif arayışları olduğu seçimlerdi. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş bu seçimlerden önce, "İktidar normal şartlarda bu seçimleri kazanamaz, eğer kazanırsa, bu iktidarın başarısı değil, muhalefetin başarısızlığıdır" demişti.
Parlamentoda çoğunluğu ifade eden, "parlamenter sistemi geri getireceğiz" vaadiyle çıkıp, bu görüşe sahip olanları muhalefet bloğunun içine almamak çok stratejik bir hataydı.
Seçim sonuçlarına bakıldığında da anlaşılacak ki, Millet İttifakı'na hiçbir oy katkısı olmayan eski AKP'lilerle yola çıkıldı. Sonuçta 400 milletvekili beklenirken, 213'te kalındı. Bunların 37'si de DEVA, Gelecek, SP ve DP'ye verildi. Bunları çıkardığınız vakit, içinden cumhurbaşkanı çıkartan CHP'nin ise oyları eridi.
14 Mayıs seçimlerinde 5 milyon genç seçmenin ilk kez oy kullanacağı, toplamda 13.5 milyon genç seçmenin oy kullanacağı, bu seçimlerin belirleyicisinin gençler olacağı gayet iyi bilinmesine rağmen, Türkiye'nin en genç parti genel başkanı BTP lideri Hüseyin Baş, Altılı Masa'dan dışlandı, Milet İttifakı listelerinden dışlandı.
Eğer BTP lideri o masada olsaydı –ki bu, muhalefet tabanının talebiydi- milletvekili listelerinde olsaydı, muhalefet için büyük bir sinerji oluşturacaktı.
Bu kadar dışlanmaya rağmen BTP lideri Baş, büyük bir fedakarlık yaparak milletvekili listesini geri çekti, muhalefet lehine seçimlerden çekildi. Vatan ve millet için, parlamenter sistem için bu fedakarlığı yaptı. Büyük fedakarlık yapanlar dışlandı, hiçbir fedakarlık yapmadan büyük menfaat elde edenler baş tacı edildi.
Muhalefet bloğunun en büyük hatalarından birisi de aday seçimiydi. Kılıçdaroğlu, elbette ki siyasetin duayenlerinden saygın bir siyasetçi ama Erdoğan ile yarışacak adayın kazanma ihtimali daha yüksek olan bir aday olması gerekiyordu.
Bu notada muhalefet tabanının beklentisi belliydi, tabanın talebi göz ardı edildi.
Ayrıca iktidarın muhalefeti suçladığı en önemli konular FETÖ ve terör konusuydu. Seçmenin kararında özellikle bu konu da hassastı ve muhalefet atılan bu çamuru seçimlere kadar bir türlü temizleyemedi. Çamurun izi belirgin bir şekilde kaldı.
Şimdi 28 Mayıs seçimine 11 gün var. Elbette ki yukarıda sayabildiğimiz ve sayamadığımız hatalardan hepsini düzeltmek şu an için mümkün değil ama ne kadarı düzeltilebiliyorsa ve hangi taraf daha fazla düzeltebiliyorsa, seçmenin tercihi ona yönelecek. Bakıp göreceğiz.
- Asgari ücret kimseyi memnun etmedi / 26.12.2025
- Libya uçağı düştü mü, düşürüldü mü? Zamanlama manidar / 25.12.2025
- Terörsüz Türkiye sürecinde raporlar sadece formalite mi? / 24.12.2025
- Deprem mağdurlarının 11. Yargı Paketi'ne itirazı dikkate alınmalı / 23.12.2025
- Ülkemizde çürümüşlük kurumsallaştı! / 20.12.2025
- Şara yönetimi, SDG’nin özerkliğini ‘resmen’ tanıdı / 19.12.2025
- Enflasyon oluşturmadan asgari ücrete gerekli zam yapılabilir / 18.12.2025
- SDG'nin entegrasyonu bize anlatıldığı gibi değil / 17.12.2025
- Teröristbaşı Öcalan’ın talepleri neden gizleniyor? / 16.12.2025

































































































