Şam'la normalleşme süreci nasıl işleyecek?
Sayılı günler kalan seçim öncesi Ankara, Şam'la normalleşme arayışlarına hız verdi. Ancak bu süreç zorlu geçeceğe benziyor. Zira Ankara'nın normalleşme konusundaki aceleciliğinin yaklaşan seçimlerden kaynaklandığının farkında olan Şam'ın ilgilendiği tek konu şartlarının Türkiye tarafından yerine getirilip getirilmeyeceği hususu
06.01.2023 17:00:00





Türkiye ile Suriye arasında yaklaşık 12 yıl aradan ve bu süre içinde yaşananların ardından yeni bir normalleşme süreci başlarken, barışı sağlamak, tüm tarafların beklenti ve şartları nedeniyle hiç de kolay olmayacak. 2022 yılının son aylarında Ankara, Suriye hükümetiyle yaklaşık 12 yıllık düşmanlığa son vermek için peşpeşe önemli adımlar atıyor. Her ne kadar bu adımların bu yıl yapılacak seçimlerin zoruyla atıldığı ifade edilse de iki ülke arasında barış umutlarını artırması nedeniyle önem veriliyor. Bu kapsamda 2011'den bu yana ilk üst düzey siyasi temas geçen ayın sonunda Rusya'nın ev sahipliğinde Moskova'da gerçekleştirildi ve Türkiye-Rusya-Suriye üçlü mekanizmasının ilk toplantısı savunma bakanları arasında gerçekleştirildi. Dün bir etkinlikte Moskova'daki toplantıyla ilgili açıklamalarda bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Yeni bir göç dalgasının kabul edilebilir olmadığını, Suriyeli kardeşlerimizin kendi topraklarında kalmalarına özen gösterdiğimizi dile getirdik" şeklinde konuştu. Daha önce istihbarat kurumları arasında ilk tohumları atılan sürece dair yeni yılın ilk günlerinde de önemli mesajlar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki gün Rusya lideri Putin'le görüşmesinde PKK ve YPG'nin Türkiye'nin sınır bölgelerinden, özellikle de Tel Rifat ve Münbiç'ten temizlenmesi için "artık somut adım atılması gerektiğini" vurguladığı, "Suriye konusunda somut netice almak için Şam'ın yapıcı olması ve siyasi süreçte birtakım adımları hayata geçirmesinin gerekli olduğunu ifade ettiği" açıklandı. Putin ile görüşmesinin ardından Erdoğan başka bir konuşmasında da konuya değinerek, Rusya-Türkiye-Suriye olarak bir sürecin başlatıldığını belirtti ve "Ardından inşallah dışişleri bakanlarımızı yine üçlü olarak bir araya getireceğiz. Daha sonra da gelişmelere göre liderler olarak bir araya geleceğiz. Derdimiz bölgedeki sükuneti, suhuleti sağlamak, bölgede barışı egemen kılmak" diye konuştu.
Suriye'yle normalleşmeyi arzulayan Ankara'nın süreçte önceliğini "terörle mücadele ve mültecilerin geri dönüşü" oluşturuyor. Ayrıca PKK ve YPG konusunda ortak mücadele edilmesi de Ankara'nın isteklerinden biri. Uzmanlara göre PKK ve YPG hem Ankara'da hem de Şam'da tehdit olarak görülüyor. Bu durum her iki tarafın da tehdit algısı açısından ortak bir görüşe yaklaştıkları noktasına dikkat çekiyor. Ancak tüm bu konularda kimse hızlı bir sonuç beklemiyor. Sreci yakından takip eden çoğu uzman sürecin hız kazanabilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın bir araya gelmeleri gerektiğini ifade ediyor. Ancak iki liderin görüşmesinin yüz yüze mi, yoksa telefonla mı olacağı ya da nerede olacağına dair kesin bir bilgi yok. Mısır ile başlayan normalleşme süreci kapsamında Erdoğan, daha önce çok sert bir şekilde eleştirdiği Mısır Devlet Başkanı Sisi ile Katar'daki 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmıştı. Erdoğan ile Esad'ın ilk el sıkışmasının da benzer bir ortamda sağlanabileceği ifade ediliyor. Uzmanlar diplomatların bunun için süreci bir an önce olgunlaştırıp, daha sonra liderleri buluşturmak için benzer bir fırsat oluşturmak için çalıştıklarını ifade ediyor.
Türkiye'nin Suriye'yle normalleşme konusundaki aceleci tavrının yaklaşan seçimlerden kaynaklandığının Şam da farkında. Ancak Suriye'yi yakından takip eden uzmanlara göre Esad yönetimi için şartlarının Türkiye tarafından yerine getirilip getirilmeyeceği konusu önem arzediyor. Suriye hükümetinin şartlarının yerine getirilip, normalleşme olması ve bu durumun etkisiyle Türkiye'de mevcut hükümetin seçimleri kazanıp kazanmamasının Türkiye'nin iç meselesi olduğu görüşü Şam'da hakim durumda. Şam'ın sunduğu şartların başında Türkiye'nin askerlerini Suriye'den çekmesi ve Şam yönetime karşı savaşan silahlı gruplara olan desteğini tamamen kesmesi bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Şam yönetimine yakın El Vatan gazetesinde yayımlanan bir haberde ise Ankara ve Şam'ın 4 ana konuda uzlaştığı iddia edilerek, bu konu başlıkları "Türkiye'nin Suriye'den çekilmesi ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı göstermesi, M-4 karayolunun açılması ile PKK'nın iki başkent tarafından da tehdit unsuru olarak kabul edilmesi" olarak sıralanmıştı.
Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesinin önündeki en büyük sıkıntılardan biri Suriye'deki muhalifler konusu olarak görülüyor. Bu konunun nasıl çözüleceğine dair farklı farklı görüşler var. Bu sorunun çözümünün masada da zor, sahada ise çok daha zor olduğuna dikkatleri çeken uzmanlar, Suriyeli muhalifler sorununun çözümü konusunda ümitvar değil. Bu bağlamda Suriye'nin kuzeyinde etkili silahlı gruplar Ankara'nın Şam ile normalleşme çabalarına tepkili. Bu gruplardan Heyet Tahrir el Şam'dan (HTŞ) sonra Türkiye ile iyi ilişkileri bulunan Ahrar'uş Şam da Ankara'nın, Suriye ile normalleşme çabalarına tepki gösterdi. Liderleri Muhammed el Cevlani'nin konuşmasının yer aldığı, "Hiçbir zaman uzlaşmayacağız" başlıklı yeni bir video yayımlayan Ahrar'uş Şam'dan bu hafta yapılan açıklamada, "Beşar Esad ile hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmayacağız" denildi. Örgüt, "devrimin müttefiki" olarak tanımladığı Türkiye'nin, Şam'a yönelik tutumunu değiştirmesine neden olan koşulları anladığını belirtmekle birlikte, "Muhalefet halkımızın kutsal davasından vazgeçemez" ifadesini kullandı. 'Dava' ifadesiyle Esad yönetiminin devrilmesini kasteden örgütün bu hedefe ulaşıncaya kadar uzlaşmayı düşünmeyeceği de aktarıldı. Ahrar'uş Şam, açıklamanın sonunda ise "Suriye muhalefeti ile Türkiye'nin çıkarlarının çatışmasının önüne geçecek bir yolun bulunabileceğini ümit ettiğini" belirtti. Ahrar'uş Şam'dan gelen bu açıklama akıllara, 'Peki muhaliflerle Türkiye'nin çıkarları çatışırsa ne olacak?' sorusunu gündeme getirdi. Aslında bu sorunun yanıtını hepimiz biliyoruz. Böyle bir durumda silahlı muhalif grupların namlularının Türkiye'yi hedef alacağı kesin.
Ankara sürece nasıl bakıyor?
Suriye'yle normalleşmeyi arzulayan Ankara'nın süreçte önceliğini "terörle mücadele ve mültecilerin geri dönüşü" oluşturuyor. Ayrıca PKK ve YPG konusunda ortak mücadele edilmesi de Ankara'nın isteklerinden biri. Uzmanlara göre PKK ve YPG hem Ankara'da hem de Şam'da tehdit olarak görülüyor. Bu durum her iki tarafın da tehdit algısı açısından ortak bir görüşe yaklaştıkları noktasına dikkat çekiyor. Ancak tüm bu konularda kimse hızlı bir sonuç beklemiyor. Sreci yakından takip eden çoğu uzman sürecin hız kazanabilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın bir araya gelmeleri gerektiğini ifade ediyor. Ancak iki liderin görüşmesinin yüz yüze mi, yoksa telefonla mı olacağı ya da nerede olacağına dair kesin bir bilgi yok. Mısır ile başlayan normalleşme süreci kapsamında Erdoğan, daha önce çok sert bir şekilde eleştirdiği Mısır Devlet Başkanı Sisi ile Katar'daki 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmıştı. Erdoğan ile Esad'ın ilk el sıkışmasının da benzer bir ortamda sağlanabileceği ifade ediliyor. Uzmanlar diplomatların bunun için süreci bir an önce olgunlaştırıp, daha sonra liderleri buluşturmak için benzer bir fırsat oluşturmak için çalıştıklarını ifade ediyor.
Şam'a göre seçim yatırımı
Türkiye'nin Suriye'yle normalleşme konusundaki aceleci tavrının yaklaşan seçimlerden kaynaklandığının Şam da farkında. Ancak Suriye'yi yakından takip eden uzmanlara göre Esad yönetimi için şartlarının Türkiye tarafından yerine getirilip getirilmeyeceği konusu önem arzediyor. Suriye hükümetinin şartlarının yerine getirilip, normalleşme olması ve bu durumun etkisiyle Türkiye'de mevcut hükümetin seçimleri kazanıp kazanmamasının Türkiye'nin iç meselesi olduğu görüşü Şam'da hakim durumda. Şam'ın sunduğu şartların başında Türkiye'nin askerlerini Suriye'den çekmesi ve Şam yönetime karşı savaşan silahlı gruplara olan desteğini tamamen kesmesi bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Şam yönetimine yakın El Vatan gazetesinde yayımlanan bir haberde ise Ankara ve Şam'ın 4 ana konuda uzlaştığı iddia edilerek, bu konu başlıkları "Türkiye'nin Suriye'den çekilmesi ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı göstermesi, M-4 karayolunun açılması ile PKK'nın iki başkent tarafından da tehdit unsuru olarak kabul edilmesi" olarak sıralanmıştı.
En çetin konu muhalifler
Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesinin önündeki en büyük sıkıntılardan biri Suriye'deki muhalifler konusu olarak görülüyor. Bu konunun nasıl çözüleceğine dair farklı farklı görüşler var. Bu sorunun çözümünün masada da zor, sahada ise çok daha zor olduğuna dikkatleri çeken uzmanlar, Suriyeli muhalifler sorununun çözümü konusunda ümitvar değil. Bu bağlamda Suriye'nin kuzeyinde etkili silahlı gruplar Ankara'nın Şam ile normalleşme çabalarına tepkili. Bu gruplardan Heyet Tahrir el Şam'dan (HTŞ) sonra Türkiye ile iyi ilişkileri bulunan Ahrar'uş Şam da Ankara'nın, Suriye ile normalleşme çabalarına tepki gösterdi. Liderleri Muhammed el Cevlani'nin konuşmasının yer aldığı, "Hiçbir zaman uzlaşmayacağız" başlıklı yeni bir video yayımlayan Ahrar'uş Şam'dan bu hafta yapılan açıklamada, "Beşar Esad ile hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmayacağız" denildi. Örgüt, "devrimin müttefiki" olarak tanımladığı Türkiye'nin, Şam'a yönelik tutumunu değiştirmesine neden olan koşulları anladığını belirtmekle birlikte, "Muhalefet halkımızın kutsal davasından vazgeçemez" ifadesini kullandı. 'Dava' ifadesiyle Esad yönetiminin devrilmesini kasteden örgütün bu hedefe ulaşıncaya kadar uzlaşmayı düşünmeyeceği de aktarıldı. Ahrar'uş Şam, açıklamanın sonunda ise "Suriye muhalefeti ile Türkiye'nin çıkarlarının çatışmasının önüne geçecek bir yolun bulunabileceğini ümit ettiğini" belirtti. Ahrar'uş Şam'dan gelen bu açıklama akıllara, 'Peki muhaliflerle Türkiye'nin çıkarları çatışırsa ne olacak?' sorusunu gündeme getirdi. Aslında bu sorunun yanıtını hepimiz biliyoruz. Böyle bir durumda silahlı muhalif grupların namlularının Türkiye'yi hedef alacağı kesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.