Salgında 2. dalga Avrupa'yı da Türkiye'yi de kötü vuracak

Alacak sigortası şirketi Euler Hermes, gelişmekte olan Avrupa ülkeleri ile ilgili yeni bir rapor yayınladı. Rapora göre gelişmekte olan Avrupa bölgesinde ekonomik faaliyetler, 2020'nin 3. çeyreğinde toparlanmış olsa da yeni önlemler bölgeyi 4. çeyrekte çift dipli bir resesyona sürükleyebilir. Raporda bölgesel GSYH'nin son çeyrekte, yaklaşık yüzde 4.4 oranında küçülmesi ve 2020 yılının tamamındaki daralmanın yüzde 5 olması öngörülüyor. 9 ülkenin ekonomisinin incelendiği raporda 3. çeyrek GSYH'sinin çeyreklik bazda yüzde 6.3 oranında arttığı tahmin ediliyor. Ülke bazında en güçlü GSYH artışlarının Slovakya ile Macaristan'da gerçekleştiği belirtiliyor.

2021 de zorlu olacak

Raporda, gelişmekte olan Avrupa bölgesinin 2021 yılı için toparlanma görünümünün kötüleştiği ifade ediliyor. Bölgenin tamamında 2021 yılı büyüme tahmini aşağıya çekilerek yüzde 2.8 olarak revize edildi. Bu değişikliğin sebebi olarak, 2020'nin son çeyreğindeki daralmanın 2021 yılına sarkacak olması ve hükümetlerin olası hatalardan kaçınmak adına önlemleri kademeli olarak kaldırmayı tercih edecek olması gösteriliyor. Diğer yandan faiz oranlarının bölge genelinde rekor seviyelerde düşük olmasının da para politikası serbestisini büyük ölçüde kısıtladığı kaydedildi.

Üçüncü dalga perişan edebilir

Rapora göre tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması ve nihai malların üretiminin Asya'dan Orta ve Doğu Avrupa'ya kayması küçük bir risk olarak görülüyor. Üretim kanallarının yeniden yapılandırılması uzun zaman aldığı için bu riskin 2021 yılı içinde gerçekleşmesi düşük bir ihtimal olarak nitelendiriliyor. Pandemide üçüncü bir dalga ise daha büyük bir risk olarak gösteriliyor. Mevcut karantina önlemlerinin beklenenden daha uzun sürmesi veya 2021 yılında bölgede üçüncü bir dalganın yaşanması durumunda yeni önlemlerle, tüketici ve yatırımcı güveninin darbe alması bekleniyor.

Türkiye'de riskler devam ediyor

Euler Hermes raporunda Türkiye'yle ilgili değerlendirmeler de yer aldı. Türkiye'nin para politikasını bir süredir gevşek tuttuğuna dikkat çekilen rapora göre Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası Başkanlığı görevlerinde yaşanan değişikliğin kısa vadede ekonomi politikalarını tersine çevirmesi beklenmezken, gerçekleşen faiz artırımının da beklenmeyen değişimlere neden olmayacağının tahmin edildiği ifadelerine yer verildi. Raporda, jeopolitik gelişmelerin Türkiye için risk oluşturduğu kaydedilirken, TL döviz kuru stabilize olduktan ve enflasyon doğurucu baskılar rahatladıktan sonra, Merkez Bankası'nın erken gevşeme döngüsüne girmesinin beklendiği belirtiliyor.