Razı olmak

Soğuk ve uzun geçen kış geceleri ada çayının dalı ile limonlu bir içecek hazırlamak ne hoştur. İnsana şifa veren bu güzel içeceği yudumlarken bir yandan da radyoyu dinliyoruz. Filistin'de katliam devam ediyor. Şimdilerde Gazze'de yoğun bombardıman altında  aç, susuz, ilaçsız, uykusuz kalan Filistinli kardeşlerimize bir bardak, sıcak adaçayı sunabilseydik kim bilir ne kadar sevinirlerdi?Günler geçiyor, ömür sermayemiz tükeniyor. Bu çok önemli hakikat karşısında yapılacak en önemli şey herhalde ibadetlere sarılmak olmalı. İbadetlerle insan bu dünyadan çok ayrı bir takım güzelliklere pencereler açılıyor. Özellikle namaz kılarken Rabbimizin huzurunda olma hali, beş vakitte bizleri dünya dertlerinden uzak tutmaya yetiyor. Bu huzurda olma halini bütün vakitlere yayabilseydik kimbilir ne bahtiyar insanlar olurduk.Dualarımızda cenneti ve Cemalullah'ı  istiyoruz, bu dünyada isteyip de elde edemediğimiz güzelliklerin yerine bizi sonsuz rahata erdirecek olan Cennet ve Cemalullah'a erişme umudu var ya? Bize bir tür teselli sunuyor. Her müminin er ya da geç mutlaka cennete kavuşacağı gerçeği bizleri ayakta tutuyor."Kaderden öteye geçilmez" diye güzel ve hakikatli bir söz var. Öyle insanlar var ki: boyundan aşağısı felçli, öyle insanlar var ki, yatağa bağlı, öyle insanlar var ki, tekerlekli iskemleye mahkum, öyle insanlar var ki onulmaz dertleri var, geçmeyen ağrıları, sancıları var. Bizim her zaman halimize çok şükretmemiz gerekli. Rabbimizden razı olmamız gerekli.İnsanoğlu her zaman kendisinden kötü durumda olan kardeşlerine bakarak haline şükretmeli. Bu dünyadan muradını alamamış olsa da üzülmemeli. Bu dünya, geçici bir gölgelik gibi. Her nefeste ölüme yaklaşıyoruz. O halde niye üzülelim, kahredelim.Günlerdir Filistin'de yaşanan dram bizlere nelere şükretmemiz gerektiğini hatırlatıyor.  Bir dilim ekmek, bir içim su bulamayan her an bombaların gürültüsü ile yaşamak zorunda olan, analarını kaybeden çocuklar, çocuklarını kaybeden analar, babalar var. Bu vahşetin bir an önce bitmesini gönülden diliyoruz.