"Rastgele yüzüğe kaş olma başım"

Şiirle edebiyatla biraz yakınlığımızdan dolayı 90'lı yılların ortalarında arkadaşların teklifi ve muhterem Haydar Baş Bey'in de onayı ile Mesaj televizyonunda "Ozanlarımız" programını başlatmıştık.Bir yıl kadar paket programlar yaptık yayınladık ki bunların arasında mesela; Erzurum/Narman'ın Samikale köyünde merhum aşık Sümmani'nin hala aktif olan misafir odasında torunları Hüseyin Sümmanioğlu ve Nusret Toruni ile çektiğim program önemliydi.Bu paket programlar arasında bende iz bırakanlardan birisi de:"Öz canımdan çok sevdiğim ErzurumÇaresiz dişimi sıktım gidiremGâfillerden darbe yedi gururumKaderime boyun büktüm gidirem"diyerek Bursa'ya göç eden aşık Reyhani'nin gurbetteki evinde çektiğimiz programdır.Bir odanın tamamı ülkenin ve dünyanın muhtelif yerlerinden, derneklerinden ve üniversitelerinden aldığı plaketlerle doluydu. Söz arasında şunu demişti; "hoca görüyorsun bir oda dolusu ama hiç biri beş para etmiyor."Programımız ikinci yılına girdiğinde canlı ve seyircili olarak yapmaya başladık ve "Aziz Hoca"nın programına katılmak için hem dernekler hem de aşıklar sıraya girmişlerdi. Öyle oldu ki, programa çıkmak için müracaat eden bir derneğe bazen altı ay, bazen de sekiz ay sonrasına tarih veriyordum.Bu program vesilesiyle memleketimizin dört bir yanında yaşayan ve kendi çapında sanatını icraya çalışan nice aşıklarımızı tanıma ve tanıtma imkanımız oldu, bizim programımızla tanınıp, şöhret olup sanatını geliştirenler oldu, bir çoğu hala muhtelif kanallarda programlar yapıyorlar.Ahirete göç edenlere nice rahmetler diliyorum, hayatta olanlara da nice başarılar temenni ediyorum.Genel olarak tanıdığım kadarıyla aşıklar, doğru bildiklerini, şahit oldukları yanlışlıkları ve haksızlıkları eğip??"bükmeden, delikanlıca söyleyen sanatkarlardır.Bu manada, az evvel sözü geçen Reyhani'den yüzlerce örnek verebiliriz, ama bir örnek olsun diye mesela; "Gazeteci" şiirini alabiliriz:"Aman gazeteci gel bizim köyeBizde olan türlü halleri de yazSadece saçlıyı başlıyı değilUyuzu koturu kelleri de yazTütmez oldu köyümüzün bacasıNe gündüzü belli ne de gecesiDokuz yıldır Almanya'da kocasıÇoluklu çocuklu dulları da yazZannetme ki bütün millet bütündürBilmez misin bir tarafı yetimdirSenin için şark hizmeti çetindirUzaktan görünen illeri de yazVallahi Doğuda yaşamak hataBir köyde bir ağa biniyor ataBir baş kırar on bin verir avukataİfadeden aciz dilleri de yazBenim neme lazım koskoca ırmakÇünkü taksimimde var susuz durmakSenin bahsettiğin ojeli parmakİçi nasırlanmış elleri de yazBir de tennezzül et bizim köyde yatGel sor soruştur derdimiz kat katTaş koyulmamiş Kars'a bir göz atArdahan'a gitmez yolları da yazReyhani'yim ne karalı yazım varBen insanım birçok yerde arzum varNe yazık ki bir kırılmış sazım varÜstünde paslanmış telleri de yaz."Yazımıza başlık yaptığımız mısraın sahibi olan Erzurum/Tortum'lu aşık Ruhani de bu manada oldukça zengindir. Bir çınar gibi genç aşıklar arasında dolaşan onlara yol??"yordam ve töre öğreten Ruhani Baba'ya da nice uzun ömürler niyaz ederek ondan da "Başım" şiirini okumak isteriz:"Başım sana birkaç sözüm varSakın fosilleşme taş olma başımSağ iken arama eşilmiş mezarCanlı cendek olma naş olma başımGösterişe gelme ahmaktır derlerYardan uçururlar üsten gülerlerPaslı hançer ile beynin delerlerKörpe kabak gibi yaş olma başımNamerdin eline olursan kınaBozarlar silahın koyarlar kınaYalancıya vurguncuya çapkınaYenilme yem olma aş olma başımSabun ile çıkmaz namusun kiriBu bir meşhur sözdür öteden beriTakar parmağına kalleşin biriRastgele yüzüğe kaş olma başımKiminin zevk dolu dünyası ayrıKiminin çileden delinmiş böğrüDoğruya doğru de eğriye eğriDoğru bak doğru gör şaş olma başımŞahlan ki zemine velvele düşeNehirler köpüre denizler taşaBir gün de yaşarsan herifçe yaşaYamyama çakala eş olma başım Aşık Ruhani'de bir arzu yatarGün gelir korkağın gemisi batarCesura cebbara ayak ol yeterYüreksiz gövdeye baş olma başım."