Ranta ve site feda edilen köy

İzmir'in Bornova ilçesine bağlı 700 yıllık geçmişi olan 472 haneli Yaka köyü sakinleri dertli mi dertli... Köy TV ekibini "köy kahvesi" programı için köylerine davet eden köylüler, haklarını aramanın verdiği yorgunluktan bitkin ve çaresizler. Hukuka olan inançlarını yitirdiklerini dile getiren köylüler; artık Türkiye'de 'ne hukuka uygun ne değil' bilemiyoruz" ifadelerini dile getiriyorlar.Mikrofon uzattığımız köylüler özetle şunları söylüyorlar:"Bizim köyümüzde ise birkaç problem var bu yasa ile ilgili. İlk olarak; bizim eski tapularımız var, Cumhuriyet tarihli. Ek olarak; 1937-1938'den itibaren bu yerlerin kullanıldığına dair vergi kayıtlarımız da var. Yine 1935-1964 tarihleri arasında değişen zamanlara ait de tapular var.Son 3 senedir ben bu yerlerin "Orman Vasfını Yitirmiş Hazine Arazisi" olmadığını ispat etmeye çalışıyorum. Bir kere; zeytin bir orman ağacı değil ve bu arazilerde en genci 100 yaşında olmak üzere; 400 yaşına kadar zeytin ağaçları var. Zeytin ağacının olduğu yer tarım arazisidir ve burada insanlar kullanmaktalar bu yerleri.Onu da geçersek; bu araziler 1. dereceden doğal sit alanı. Ama sadece İzmir-Manisa karayolunun sağ tarafı. Yolun diğer tarafında da aynı orman, aynı eğim, aynı toprak yapısı var ama orası sit alanı değil; burası 1. ve 2. dereceden sit alanı. Ve köyümüzün % 90 arazisi hem 2-B hem de 1. dereceden sit alanı.Bizim buradaki rantın en önemli sebebi şehre olan yakınlığımız. Bornova'ya 13, İzmir merkeze 20 km. mesafede. Bu nedenle de cebinde parası olan "tuzukuru"ların gözü var burada.Gösterdiğim tapuların olduğu yerler şu an 2-B. Bu tapular Osmanlı'dan kalma olsa; "o devlet başkaydı, bu devlet başka" diyebilirlerdi ancak bu tapularda Türkiye Cumhuriyeti yazıyor. 1. derece doğal sit alanı olduğu için; bize deniyor ki; tapularınızı veremeyiz.Özellikle bizim burada; son bir iki yıldır köy muhtarlarına ve azalara; buraya gelen insanlar, "burada alabileceğimiz yerler var mı, 2-B yasası çıktı, köylülerden alamayan olursa..." deyip kart bırakıyorlar. Rant dediğimiz hikâye burada bu biçimde işlemekte.Uygulayabilirlerse planları şu; sit alanı olmasından kaynaklı biz burayı satın alamayacağız. Bize başka yer gösterecekler. Biz oraya gideceğiz. Böyle bir saçmalık olur mu? Benim babaannemin, dedemin mezarı burada, onun yanı da bana rezervli. Öleceksem de burada ölürüm. Olay şu; bizlerden arsaları toplayıp sonra SİT'i kaldırıp buraları satarak, turizm bölgesi haline getirecekler.Mesela bizim köyün alt kısmında taş ocakları var. Taş ocaklarının olduğu bölgedeki Yakaköy arazileri 2. derece sit alanı. Oranın 2. derece sit alanı olmasının sebebi ise taş ocaklarının yaptığı başvuru. Biz müracaat ediyoruz devlete, kabul etmiyor. Ancak taş ocakları cayır cayır çalışıp ağaçları kesiyor. Buna rağmen onlara 2. dereceden müsaade var ama bize yok.2. derece olduğu zaman sit; satış yapabiliyorsun. Şimdi burası 1. derece doğal sit alanı olduğu için Milli Emlak satış yapamıyor.Biz insan gibi yaşamımıza devam etmek istiyoruz ve bu köyden başka yere gitmeye de hiç niyetimiz yok. İster alabileceğimiz rayiç bedeline getirsinler, ister tapularımızı kabul etsinler, isterlerse bizi buradan kovsunlar; buradan sadece cenazelerimiz çıkar. Biz, bizi buradan çıkartmak isteyen kim olursa olsun, toprağımızı savunacağız."Ranta ve site feda edilen bir Yaka köyü profili var karşımızda. Taş ocaklarına sağlanan 2. dereceden sit alanı ayrıcalığı köylülere sağlanırsa problem otomatikman halloluyor. Maalesef köylünün arkasında ağaları ve yandaşları olmadığı için köylü çaresiz.Urla'nın Zeytineli köyü Hacılar Koyu'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen işadamı Latif Topbaş'ın resmi sahibi olduğu kaçak ve ruhsatsız villalar, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonu ile ortaya çıkmıştı. Kaçak ve ruhsatsız villaların bulunduğu bölgenin sit derecesi İzmir 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu tarafından 1'den 3'e hukuksuz şekilde düşürülmüş, karara TMMOB İzmir Şehir Plancıları, Peyzaj Mimarları, Jeoloji Mühendisleri ve Çevre Mühendisleri odaları dava açmıştı. 20 hektarlık alan üzerine kurulan ve iki tanesinin de Recep Tayyip Erdoğan'a ait olduğu ileri sürülen villalara dair de iki kez yıkım kararı verilmişti. Urla'da her şeye rağmen yıkılmayan kaçak villalar ne bürokrasiyi ne de hukuku rahatsız etmiyor.Yaka köylüler Urla Zeytineli köyünde olan "kayırma"yı değil de, hukukun tecelli etmesini istiyor.