Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına…

Başlıktaki cümleyi, faizin tam ortasına düştük, yuvarlandık, yükseldik, alçaldık şeklinde tamamlamak mümkün.

Muhterem hocam, çok kıymetli hacım, abdest aldıktan sonra sakalını da bir güzel sıvazlayarak, bir başka değişle hilalleyerek, "faizde tam ortadan vurduk, tam orta noktayı bulduk" diyerek iftar yemeğinin ardından çayını yudumlayabilir artık.

Faizlerin yüzde 50'ye yükseltildiğini duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum ama, yandaş basın-yayın organlarını takip edenlerin bu tür haberlerden pek haberdar olmadıklarına defalarca şahit olduk.

"Bu kardeşiniz bu makamda olduğu müddetçe faizler asla yükselemez, bir Müslüman olarak benden başka bir şey beklemeyin" cümlesi kulaklarımızda çınlaya çınlaya ülkedeki faiz oranları yüzde 8.5' ten yüzde 50'ye yükselmiş oldu.

Ramazan'ın ortasında, faizlerin tam ortasına yuvarlanmış ya da yükselmiş olduk.

Kendi ifadesiyle söylersek, o kardeşimiz hâlâ o makamda ama, acaba bu işlerle uğraşmayı mı bıraktı ki, faizler gemi azıya almış azgın atlar gibi dörtnala koşarak yüzde 50'yi buldu.

En azından, hacıdan-hocadan oy devşiren iktidar ve ortaklarının bu faiz yükseltme işini, Ramazan'ın orta yerinde yapmaması düşünülürdü ama demek ki, bu sebepten ötürü oylarının düşeceğinden bir endişesi kalmamış ki faizleri yükseltmeye devam ediyor.

Durmak yok, faizleri yükseltmeye devam.

Durmak yok, faizleri yükselterek ceremesini, fakirin-fukaranın boynuna yüklemeye devam.

Dindar geçin, Ramazan falan dinlemeden faizleri yüzde 50'lere yükselt ve vebalini, ağır yükünü de, gece yarısından itibaren ucuz et kuyruğuna girmek zorunda bıraktığın yoksul halkın sırtına yükle…

Artık, ilkokulun ilk sınıflarında dört işlemi yeni yeni öğrenen çocuklarımız, torunlarımız dahi biliyor ki, bu ülkede üretici, tüketici, sanayici, çiftçi ve besici olan her müteşebbis, bankalardan almak zorunda kaldıkları yüksek faizli kredileri mecburen fiyatlarına yansıtıyorlar, haliyle bu yansıma da gelip bizleri pazarda buluyor, markette buluyor ve kuyruklarda buluyor.

Helal-haram sınırlarını gözetmede oldukça hassas olduklarını tahmin ettiğim hacı-hoca takımının, mesela, parti müftüsü diye de ünlenmiş olan Hayrettin Hoca'nın, bu konularda dut yemiş bülbül rolünü ısrarla sürdürmeleri, bizleri hayretten hayrete düşürüyor.

Kadrolarının neredeyse tamamı İmam-Hatip neslinden oluşan bir iktidarın, yaklaşık çeyrek asırlık devr-i iktidarlarının sonunda bunu gördük; Ramazan'ın tam ortasında faizler tamı tamına yüzde 50'ye fırlamış oldu.

Artık, alkışçıları düşünsün.