Onun hakkında hüküm sahibi Allah'tır
Haris b. Numan itiraz edasıyla, Resûlullah’a (s.a.a.), “Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır” sözünün Allah’tan olup olmadığını sordu. Resûlullah (s.a.a) buyurdu ki: “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a and olsun ki, bunu emreden Allah’tır”
07.10.2024 11:05:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Hz. Peygamber'in (s.a.a), "Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır" sözü insanlar arasında yayıldı. Haris b. Numan el-Fihrî de bu sözü duymuştu.
Haris Peygamber'in (s.a.a) yanına geldi. Peygamber'e (s.a.a) hitaben dedi ki: "Ya Muhammed! Allah'tan haber getirerek, Allah'tan başka ilah olmadığına ve Senin de Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik etmemizi istedin, biz de Senin bu isteğini kabul ettik. -Sonra İslâm'ın diğer şartlarını saydı- Bununla da yetinmedin, şimdi de amcanın oğlunun elini uzatmışsın ve onu bizden üstün tutuyorsun ve diyorsun ki: 'Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır.' Bu sözü kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa Allah'tan mı?"
Resûlullah (s.a.a) buyurdu ki: "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a and olsun ki, bunu emreden Allah'tır."
Haris devesine binmek üzere geri döndü. Bir yandan da şunları söylüyordu: "Allah'ım! Eğer bu Senden gelen bir hak ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem verici bir azap indir."
Daha yerine varmamıştı ki, Allah üzerine bir taş düşürdü. Taş başından girip altından çıktı.
Bunun üzerine yüce Allah, "Birisi gelecek olan bir azabı istedi" (Mearic, 1) ayetini indirdi.
(Bu olay, değişik lafızlarla şu eserlerde yer alıyor: Tefsir'ul-Menar, 6/464; Tezkiret'ül-Havass, s.31; tbn-i Sabbağ, el-Fusûl'ül-Mühimme, s.42; Ebu tshak, Salebî Tefsiri; Hâkim Haskanî, Duat'ul Hudat; Kurtubî Tefsiri; Hamaveynî, Feraid'üs-Simtayn; Zerendî Hanefî, Mearic'ul-Vusûl ve Dürer'üs-Simtayn, Sehmudî; Cevahir'ul-Ikdeyn; el-Ammarî Tefsiri; Şerbinî el-Kahirî eş-Şafiî Tefsiri; Menavî eş-Şafiî, Feyd'ul-Kadir; el-Halebî, es-Es-Sîret'ül-Halebiyye; Hafenî eş-Şafiî, Şerh'ul Cami'is-Sağir; Zurkanî el-Malikî, Şerh'ul-Mevahib'il-Ledünniyye; Şeblencî eş-Şafiî, Nur'ul-Ebsar).
Haris Peygamber'in (s.a.a) yanına geldi. Peygamber'e (s.a.a) hitaben dedi ki: "Ya Muhammed! Allah'tan haber getirerek, Allah'tan başka ilah olmadığına ve Senin de Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik etmemizi istedin, biz de Senin bu isteğini kabul ettik. -Sonra İslâm'ın diğer şartlarını saydı- Bununla da yetinmedin, şimdi de amcanın oğlunun elini uzatmışsın ve onu bizden üstün tutuyorsun ve diyorsun ki: 'Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır.' Bu sözü kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa Allah'tan mı?"
Resûlullah (s.a.a) buyurdu ki: "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a and olsun ki, bunu emreden Allah'tır."
Haris devesine binmek üzere geri döndü. Bir yandan da şunları söylüyordu: "Allah'ım! Eğer bu Senden gelen bir hak ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem verici bir azap indir."
Daha yerine varmamıştı ki, Allah üzerine bir taş düşürdü. Taş başından girip altından çıktı.
Bunun üzerine yüce Allah, "Birisi gelecek olan bir azabı istedi" (Mearic, 1) ayetini indirdi.
(Bu olay, değişik lafızlarla şu eserlerde yer alıyor: Tefsir'ul-Menar, 6/464; Tezkiret'ül-Havass, s.31; tbn-i Sabbağ, el-Fusûl'ül-Mühimme, s.42; Ebu tshak, Salebî Tefsiri; Hâkim Haskanî, Duat'ul Hudat; Kurtubî Tefsiri; Hamaveynî, Feraid'üs-Simtayn; Zerendî Hanefî, Mearic'ul-Vusûl ve Dürer'üs-Simtayn, Sehmudî; Cevahir'ul-Ikdeyn; el-Ammarî Tefsiri; Şerbinî el-Kahirî eş-Şafiî Tefsiri; Menavî eş-Şafiî, Feyd'ul-Kadir; el-Halebî, es-Es-Sîret'ül-Halebiyye; Hafenî eş-Şafiî, Şerh'ul Cami'is-Sağir; Zurkanî el-Malikî, Şerh'ul-Mevahib'il-Ledünniyye; Şeblencî eş-Şafiî, Nur'ul-Ebsar).