Birgün, yolum bir viraneye uğradı. Bir arif gördüm; öylecec oturuyordu. Yanına yaklaşarak.... Abdulvahid b. Zeyd anlatıyor:Birgün, yolum bir viraneye uğradı. Bir arif gördüm; öylecec oturuyordu. Yanına yaklaşarak:-Ne zamandan beri burada oturuyorsun?Dedim.-Yirmi dört seneden beri burada duruyorum.Dedi. Daha sonra, aşağıdaki şekilde, ben sordum, o da cevap verdi:-Senin arkadaşın kim?-Tek ve hiçbir şeye ihtiyacı olmayar Allah.-Yaratılmışlardan kiminle oluyorsun?-Vahşilerle...-Ne yer ne içersin?-Şu ağacın meyvelerini ve şu yerin bitkilerini.-Kimseye iştiyak duydun mu?-Evet duydum. Ariflerin kalbindeki sevgiliye.-Mahlukattan kimseye aşık değil misin?-Bütün iştiyakı Allah'a olanın başkasına iştiyak duyması mümkün olabilir mi...-Halkı neden bıraktın?-Çünkü onlar akıl hırsızı olup, hidayet yolunu keserler.-Kul, hidayet yolunu bulduğunu nasıl anlar?-Allah'ın zatından başka herşeyi bırakıp yalnız O'na koşarsa... İşte o zaman hidayet yolunu bulduğunu anlar...Allah'tan onlara rıza ve rahmet diliyoruz...