Abdülbari'den şöyle bir hikaye naklederler... Anlatan şöyle anlatıyor; Abdülbari'nin ağzından:Zünnûn kardeşimle gidiyorduk. Birden önümüze bir çocuk kalabalığı çıktı. Birini önlerine katmış taşlıyorlardı. Zünnûn kardeşim hayretle çocuklara dönerek:- Niçin bu adama taş atıyorsunuz? Kabahati nedir?Dedi. Buna karşılık, çocuklar şöyle anlattılar:- Bu deli adam, haline bakmadan, Allah'ı gördüğünü söylüyor.Biz, çocuklar dağıldıktan sonra o deli dedikleri adama yaklaştık. Çok yakışıklı idi ve yüzünde arif zatlarda bulunan nişan vardı. Selam verdik. Sonra ona:- Çocuklar, senin Allah'ı gördüğünü ve bu yolda senin iddia sahibi olduğunu söylüyorlar. Bunların sözüne ne diyorsun?Dedik. Bunun üzerine bize şöyle dedi:- Beni halime bırakın; siz bu yolda kahraman sayılırsınız. Ben bir an olsun Allah'tan ayrı olduğumu bileyim, yok olurum.Bu sözlerdeki derin manayı anladım ve sonra dayanamayıp:- Deli dedikleri sen misin?Dedim. Bunun üzerine bana döndü ve şöyle dedi:- Yer ehli yanında evet; gök ehline göre hayır.Bundan sonra aramızda şöyle bir konuşma geçti.- Mevlâ ile halin nicedir?- O'nu marifetle bildim bileli, O'nsuz olmadım.- Peki, marifet yoluna nasıl erdin?-Adım deliler arasına karıştıktan sonra...