‘O, kılavuzsuz olarak gider’
Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: "Âlim kendi kadrini ve ölçüsünü bilen kimsedir. Kendi kadrini ve ölçüsünü bilmemek, kişiye bilgisizlik olarak yeter. Allah'ın en hoşlanmadığı kişi, kendi başına bıraktığı kimsedir. O, doğru yoldan sapar, delilsiz, kılavuzsuz olarak gider"
01.02.2021 23:50:00
H. OKAN EGESEL
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Hamd, her ilkten önce, her ahirden sonra var olan Allah'a mahsustur. İlk oluşu O'ndan önce bir varlığın bulunmamasını; ahir oluşu, O'ndan sonra bir varlığın olmamasını gerektirir. İçi dışına, kalbi diline uyan bir şahadetle şahadet ederim ki, O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Ey insanlar! Bana muhalefet etmeniz, sizi günaha düşürmesin. Bana karşı isyan etmeniz, sizi şaşırtıp perişan etmesin. Benden duyduğunuz sözlere karşı birbirinize bakışmayın. Tohumu yer içinde yarana, ruhları yaratana and olsun, size söylediklerim ümmi nebinin sözlerdir. Onu tebliğ eden yalan söylemedi, işiten de cahil olmadı.
Aşırı sapan birinin Şam'dan seslendiğini, Kufe'nin dışına bayraklarını diktiğini apaçık görür gibiyim. Ağzını açtığında, ağzındaki gemi gerip isyan ettiğinde ve adımlarını ağır bastığında fitne oğullarını ısırıyor, savaş dalgaları harekete geçiyor, günler asık suratıyla gelip çatıyor, geceler dert ve meşakkatleriyle beliriyor. Ürünleri güzel yetişince, olgunlaşıp dikilince, mest deve gibi bağırınca ve kılıçları şimşek gibi parlayınca artık karmaşık fitne bayrakları her yerde dalgalanmaya başlar, karanlık geceler ve dalgalı denizler gibi yönelir. Bu ve daha nice kasırgalar, Kufe'yi kasıp kavuracak, nice fırtınalar esecektir. Az zamanda, birbirine düşecekler, hayatta kalanlar, ekin gibi biçilecek, biçilenler, ezilip gidecektir."
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Dünyaya zahitlerin ve ondan yüz çevirenlerin gözüyle bakın. Vallahi dünya az bir zaman sonra kendisine yurt edinenleri yok edip gider. Ondan emin olan imkân sahiplerini elemlere boğar. Ondan göçüp giden her şey bir daha geri dönmez, geleceği de bilinmez ki beklenilsin. Sevinci kederle karışıktır. Erkeklerin kuvvetleri, orada gevşeklik ve zaaf içindedir. Size hoş gelen şeylerin çekiciliği sizi aldatmasın, zira onlarla birlikteliğiniz çok azdır. Düşünüp ibret alan, ibretiyle basiret sahibi olana Allah rahmet etsin.
Çok yakında göreceksiniz, dünyada var olanlar, az bir zamanda yok olacaktır; ahirettekiler ise, hiçbir zaman yok olmaz, devam eder. Sayıya sığan her şey tükenir, beklenen her şey gelir, her gelenin gitmesi de çok yakındır. Âlim kendi kadrini ve ölçüsünü bilen kimsedir. Kendi kadrini ve ölçüsünü bilmemek, kişiye bilgisizlik olarak yeter. Allah'ın en hoşlanmadığı kişi, kendi başına bıraktığı kimsedir. O, doğru yoldan sapar, delilsiz, kılavuzsuz olarak gider. Dünya nimetini devşirmeye çağrılsa çalışır; ahiret ekinini biçmeye çağrılsa tembellik eder.
Sanki çalıştığı iş gereklidir de tembellik ettiği işte sorumluluğu yoktur. Bu, isimsiz müminden başkasının kurtulmadığı bir zamandır. Onu gören tanımaz, görülmeyince sorulmaz. İşte onlardır hidayetin ışıkları ve karanlıkta kalanlara açık nişaneler. Söz gezdirip kulların ayıplarını yaymazlar, boş söz konuşmazlar. Allah, işte onlara rahmet kapılarını açar, zorluk ve meşakkatlerini giderir. Ey insanlar! Dolu kabın baş aşağı çevrilip boşaltılması gibi, İslam'ın da boşaltılacağı zaman gelecektir! Ey insanlar! Allah, sizi zulmetmez, size bu konuda güven vermiştir ama imtihan edilmemekten emin kılmamıştır. Şanı yüce olan Allah, 'Şüphesiz bunda ayetler vardır, biz kullan kesin olarak sınamaktayız' (Mü'minun: 23) buyurmuştur."
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Hamd, her ilkten önce, her ahirden sonra var olan Allah'a mahsustur. İlk oluşu O'ndan önce bir varlığın bulunmamasını; ahir oluşu, O'ndan sonra bir varlığın olmamasını gerektirir. İçi dışına, kalbi diline uyan bir şahadetle şahadet ederim ki, O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Ey insanlar! Bana muhalefet etmeniz, sizi günaha düşürmesin. Bana karşı isyan etmeniz, sizi şaşırtıp perişan etmesin. Benden duyduğunuz sözlere karşı birbirinize bakışmayın. Tohumu yer içinde yarana, ruhları yaratana and olsun, size söylediklerim ümmi nebinin sözlerdir. Onu tebliğ eden yalan söylemedi, işiten de cahil olmadı.
Aşırı sapan birinin Şam'dan seslendiğini, Kufe'nin dışına bayraklarını diktiğini apaçık görür gibiyim. Ağzını açtığında, ağzındaki gemi gerip isyan ettiğinde ve adımlarını ağır bastığında fitne oğullarını ısırıyor, savaş dalgaları harekete geçiyor, günler asık suratıyla gelip çatıyor, geceler dert ve meşakkatleriyle beliriyor. Ürünleri güzel yetişince, olgunlaşıp dikilince, mest deve gibi bağırınca ve kılıçları şimşek gibi parlayınca artık karmaşık fitne bayrakları her yerde dalgalanmaya başlar, karanlık geceler ve dalgalı denizler gibi yönelir. Bu ve daha nice kasırgalar, Kufe'yi kasıp kavuracak, nice fırtınalar esecektir. Az zamanda, birbirine düşecekler, hayatta kalanlar, ekin gibi biçilecek, biçilenler, ezilip gidecektir."
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Dünyaya zahitlerin ve ondan yüz çevirenlerin gözüyle bakın. Vallahi dünya az bir zaman sonra kendisine yurt edinenleri yok edip gider. Ondan emin olan imkân sahiplerini elemlere boğar. Ondan göçüp giden her şey bir daha geri dönmez, geleceği de bilinmez ki beklenilsin. Sevinci kederle karışıktır. Erkeklerin kuvvetleri, orada gevşeklik ve zaaf içindedir. Size hoş gelen şeylerin çekiciliği sizi aldatmasın, zira onlarla birlikteliğiniz çok azdır. Düşünüp ibret alan, ibretiyle basiret sahibi olana Allah rahmet etsin.
Çok yakında göreceksiniz, dünyada var olanlar, az bir zamanda yok olacaktır; ahirettekiler ise, hiçbir zaman yok olmaz, devam eder. Sayıya sığan her şey tükenir, beklenen her şey gelir, her gelenin gitmesi de çok yakındır. Âlim kendi kadrini ve ölçüsünü bilen kimsedir. Kendi kadrini ve ölçüsünü bilmemek, kişiye bilgisizlik olarak yeter. Allah'ın en hoşlanmadığı kişi, kendi başına bıraktığı kimsedir. O, doğru yoldan sapar, delilsiz, kılavuzsuz olarak gider. Dünya nimetini devşirmeye çağrılsa çalışır; ahiret ekinini biçmeye çağrılsa tembellik eder.
Sanki çalıştığı iş gereklidir de tembellik ettiği işte sorumluluğu yoktur. Bu, isimsiz müminden başkasının kurtulmadığı bir zamandır. Onu gören tanımaz, görülmeyince sorulmaz. İşte onlardır hidayetin ışıkları ve karanlıkta kalanlara açık nişaneler. Söz gezdirip kulların ayıplarını yaymazlar, boş söz konuşmazlar. Allah, işte onlara rahmet kapılarını açar, zorluk ve meşakkatlerini giderir. Ey insanlar! Dolu kabın baş aşağı çevrilip boşaltılması gibi, İslam'ın da boşaltılacağı zaman gelecektir! Ey insanlar! Allah, sizi zulmetmez, size bu konuda güven vermiştir ama imtihan edilmemekten emin kılmamıştır. Şanı yüce olan Allah, 'Şüphesiz bunda ayetler vardır, biz kullan kesin olarak sınamaktayız' (Mü'minun: 23) buyurmuştur."