Namusun korunması ve emniyetinin sağlanmasında iki tür müeyyide mevcuttur:
a. Batınî müeyyideler: Bu, iman ve ahlâk düsturları çerçevesinde toplanır. İman, namusun korunması için en köklü müeyyideyi oluşturur. Gözün haramdan korunması, harama bakmanın yasaklanması ve tesettürün farz kılınması namusu korumaya ve namus emniyetini temine yönelik manevî müeyyidelerdir.
Resûlü Ekremin, zina edenlerin Allah'ın lanetine uğrayacağını haber vermesi, büyük bir tehdittir. Cenab-ı Hak, bu felâkete düşülmemesi için öncelikle müminlerin takva elbisesine bürünmesini, zahiri tedbir olarak da gözün haramdan korunmasını emretmiştir. Bu emir, erkeklere de kadınlara da şâmildir.
"Mümin erkeklere söyle, gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah, yaptıklarından şüphesiz haberdardır." 64
"Mümin kadınlara da söyle; gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar..."
Yine zahiri tedbirler cümlesinden hanımların tesettüre bürünmeleri emredilmiştir:
"Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar.
... Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar! Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün."
Cenab-ı Hak, bu zahirî tedbirlerin yanında takvayı ve Allah korkusunu da emrederek tedbir hususunu tamamlamış, buna ilaveten açıkça, zinayı haram kılmıştır:
"Sakın zinaya yaklaşmayın, doğrusu bu çirkindir, kötü bir yoldur."
"Kadınlarınızdan zina edenlere, bunu isbat edecek aranızdan dört şahit getirin; şehadet ederlerse, ölünceye veya Allah onlara bir yol açana kadar evlerde tutun."
"İçinizden zina eden iki kimseye eziyet edin, tevbe edip düzelirlerse onları bırakın. Doğrusu Allah tevbeleri daima kabul ve merhamet eder."
Resûlullah (sav), Vedâ Hutbesinde namusun korunması hususundaki sözlerini te'yid mahiyetinde birçok hadis-i şerif beyan etmiştir. Bunlardan bazılarını aktaralım:
"Kadınlar, şeytanın âletleri ve vasıtalarıdırlar."
"Allah'ım, gözümün, kulağımın, edeb yerimin ve menimin şerrinden sana sığınırım" diye varid olan duası meşhurdur. Resûlü Ekrem (sav): "Erkeklere, kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım" buyururken, zina tehlikesine dikkat çekmiş ve namusun korunması hususundaki titizliğini göstermiştir.
Yine Resûlü Ekrem'in (sav), bu hususla ilgili diğer bazı hadisleri de şöyledir:
"Dünyanın ve hususen kadınların fitnesinden sakınınız, zira İsrailoğullarında ilk fitne kadınlar tarafından oldu" .
"Her âdemoğlunun zinadan nasibi vardır. Gözler zina eder; zinaları bakmalarıdır. Eller zina eder; zinaları ellemektir. Ayaklar zina eder; zinası yürümektir. Ağız zina eder; onun da zinası öpmektir. Kalb ise ya kasd eder veya temenni. Ferc de ya tasdik veya tekzib eder."
a. Batınî müeyyideler: Bu, iman ve ahlâk düsturları çerçevesinde toplanır. İman, namusun korunması için en köklü müeyyideyi oluşturur. Gözün haramdan korunması, harama bakmanın yasaklanması ve tesettürün farz kılınması namusu korumaya ve namus emniyetini temine yönelik manevî müeyyidelerdir.
Resûlü Ekremin, zina edenlerin Allah'ın lanetine uğrayacağını haber vermesi, büyük bir tehdittir. Cenab-ı Hak, bu felâkete düşülmemesi için öncelikle müminlerin takva elbisesine bürünmesini, zahiri tedbir olarak da gözün haramdan korunmasını emretmiştir. Bu emir, erkeklere de kadınlara da şâmildir.
"Mümin erkeklere söyle, gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah, yaptıklarından şüphesiz haberdardır." 64
"Mümin kadınlara da söyle; gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar..."
Yine zahiri tedbirler cümlesinden hanımların tesettüre bürünmeleri emredilmiştir:
"Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar.
... Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar! Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün."
Cenab-ı Hak, bu zahirî tedbirlerin yanında takvayı ve Allah korkusunu da emrederek tedbir hususunu tamamlamış, buna ilaveten açıkça, zinayı haram kılmıştır:
"Sakın zinaya yaklaşmayın, doğrusu bu çirkindir, kötü bir yoldur."
"Kadınlarınızdan zina edenlere, bunu isbat edecek aranızdan dört şahit getirin; şehadet ederlerse, ölünceye veya Allah onlara bir yol açana kadar evlerde tutun."
"İçinizden zina eden iki kimseye eziyet edin, tevbe edip düzelirlerse onları bırakın. Doğrusu Allah tevbeleri daima kabul ve merhamet eder."
Resûlullah (sav), Vedâ Hutbesinde namusun korunması hususundaki sözlerini te'yid mahiyetinde birçok hadis-i şerif beyan etmiştir. Bunlardan bazılarını aktaralım:
"Kadınlar, şeytanın âletleri ve vasıtalarıdırlar."
"Allah'ım, gözümün, kulağımın, edeb yerimin ve menimin şerrinden sana sığınırım" diye varid olan duası meşhurdur. Resûlü Ekrem (sav): "Erkeklere, kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım" buyururken, zina tehlikesine dikkat çekmiş ve namusun korunması hususundaki titizliğini göstermiştir.
Yine Resûlü Ekrem'in (sav), bu hususla ilgili diğer bazı hadisleri de şöyledir:
"Dünyanın ve hususen kadınların fitnesinden sakınınız, zira İsrailoğullarında ilk fitne kadınlar tarafından oldu" .
"Her âdemoğlunun zinadan nasibi vardır. Gözler zina eder; zinaları bakmalarıdır. Eller zina eder; zinaları ellemektir. Ayaklar zina eder; zinası yürümektir. Ağız zina eder; onun da zinası öpmektir. Kalb ise ya kasd eder veya temenni. Ferc de ya tasdik veya tekzib eder."