Mutsuz İnsanlar Ülkesi

Hükümetin dünyada ve ahrette hesabını veremeyeceği elbette çok şey var ama en önemlisi bana sorarsanız, ülke insanını, Batının hastalıklarla dolu bünyesine eklemlemesi olmuştur.Tükenmiş ve kendi batağında boğulmaya yüz tutmuş Batı, İslamcı(!) hükümet sayesinde sanki çok matah bir şeymiş gibi kızıl elma olmaktan çıkıp gündelik hayatımızı teslim aldı. 10 küsur yıldır Batının hukukundan ekonomisine neyi varsa üstümüze üstümüze boca edildi. Ustaca, karşı konulamaz bir güç takdim ile Batının, aklını ve imanını yitirmiş değerlerine teslim edildik.Hükümet bu işin faili ama adına cemaat dediğimiz olgu ve olgularda ya bu sürecin işbirlikçisi ya da asli görevleri olan insanımızı koruma yerine, ihale yarışına girmeyi tercih ettiği için paramparça bir bilinç ve kupkuru bir yürek hedefine odun taşıdılar.Sahipsiz, rüzgârın önünde yaprak misali oradan oraya savrulan varoluşunu sorgulamaktan bihaber bir nesil ortaya çıktı. Şöyle bir kıyas yapalım. İslamcı Hükümet ve İslamcı aydın kadrolar mı? Yoksa Cumhuriyet mi? Bu teslimiyet tablosunda daha çok sorumludur?Her şey ortada? O çok eleştirdikleri Cumhuriyet nesli idealleri, heyecanları, arayışları olan ve bu yolda samimiyetle yürüyen insanlardı.  İslamcı kadroların kurguladığı tablo ise kelimenin tam anlamı ile vahim! Kapitalizm ve liberal değerlerin başına geçirdikleri bir İslamcı örtü ile kadını erkek yapmaya kalktılar. Amerikan kapitalizminin en pespaye modeli bir deli elbisesi olarak giydirildi. Ne olursa olsun para, dibine kadar eğlence, ilk engelde sürklase olan dirençsiz, kolaya ve keyfe talip bir insan oluşturmayı başardılar! Artık insan diyemeyeceğimiz bu özel imalatın ne kendisine, ne etrafına faydası var! İdealizm hak getire! Heyecan yok, mukaddesat yok, mahrem yok! Herşey ortada. Değersiz değerler her yere hakim, her şeye hakim.Ve tabii sonucu ağır olan bir tablo?Kâbus gibi yaşanan bir hayat, sıkıntılı ve yalnızlığa mahkûm aç hayatlar.Faturalara boğulmuş, gündelik hayatın kıskacında dolapçı beygiri gibi savrulan babalar!Televizyon parıltısı ile yana tutuşa ekrana bir yerden sızmaya çalışan artist özentisi gençler!İcra Dairesi ile çocukların talepleri arasında ezilmiş anneler!Ahiret bu hercümerç içinde en fazla bir garnitür. Ahiret penceresinden dünyaya bakmak Cemaat kıskacında mazide kalmış bir rüyadan ibaret!Güvendiğimiz tüm dağlara karlar yağmış. Mücahit acımasız bir müteahhit, Cemaat azılı bir istihbarat organizasyonu! Ne iddia ediyorlarsa 180 derece terse düşmüş bir yapı! 'Bunlar kim, din kim' dedirten ve sonuna kadar ofsaytta pusu kurmuş menfaatçi ve din tahripçisi mecralar!Her şey yalan ve sadece yalan!Hem dünya hem ahiretimiz bu fotoğrafta yok ve sallanıp yuvarlanıyoruz.Nereye kadar? Muşamba dekora teslim olmuş hayat ne zaman kendi hayatımız olacak?Bunu toplum tek başına başaramaz!Bambaşka bir göz, kulak, yürek ve akla ihtiyacımız var, topluma istikamet vermek için! Ebu Zer kıvamında bir kimyaya su gibi ekmek gibi muhtacız!Bunun için bize temiz bir siyaset lazım, bereket akan bir ekonomi lazım, akıllı bir toplumsal mutabakat formülü lazım, iman ve insan lazım, tartışmasız ve katıksız maneviyat kapısı olarak Ehl-i Beyt lazım, samimiyet ve bu İman atlasından doğmuş bir kurgu lazım ve elbette bir öndere ihtiyacımız var!Kur'an dağa taşa inmedi ki, Kur'an Peygambere indi! Öndersiz olmaz!Göğün kalbini indirecek, yerleri sökecek bir mimar! Çağımız yanıyorken alel usuller en iyi ihtimalle vakit kaybı!Bu teslimiyet ve tükeniş atlasında direnen bir gemi var. Nuh'un gemisi!Nuh'un gemisi denizlere açılmaya hazır! Sadece ve sadece yelkenleri şişirecek, gemiye yol aldıracak küçük bir rüzgâra ihtiyaç var!Harika bir yolculuk ve güzel günler için nefeslerimizle de üflesek bu gemi yürüyecek!Kaptan köşkünde muazzam bir kaptan gemiye rota veriyor.Bismillah!