‘Mü’mini sevindiren, Resûlullah’ı sevindirir’
İmam Ca’fer (a.s.) buyurdu ki: “Sizden biri, bir mü’mini sevindirdiği zaman, sadece onu sevindirdiğini düşünmesin. Allah’a and olsun, bizi de sevindirir, hatta Allah’a and olsun, Resûlullah’ı da sevindirir”
08.11.2023 11:08:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
Ali b. Ebu Ali, Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam)'dan o babasından, o da Ali b. Hüseyin (Zeynelabidin Aleyhisselam)'dan rivayet eder:
"Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi) buyurdu ki: Allah Azze ve Celle'nin en sevdiği amel mü'minleri sevindirmektir." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 356).
Abdullah b. Sinan rivayet eder:
Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Allah Azze ve Celle, Davud (Aleyhisselam)'a şöyle vahyetti: Kullarımdan biri bir iyilik yapar ve Ben bu iyiliğine karşılık ona cenneti mubah kılarım."
Davud (Aleyhisselam) dedi ki: "Ya Rab! Bu iyilik nedir?"
Buyurdu ki: "Bir hurma tanesiyle bile olsa mü'mini sevindirmektir."
Davud (Aleyhisselam) dedi ki: "Ya Rab! Seni tanıyan kimsenin, Senden ümidini kesmemesi gerekir." (Usul-i Kâfi, c.2, s.356).
Mufaddal b. Ömer rivayet eder:
Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Sizden biri, bir mü'mini sevindirdiği zaman, sade onu sevindirdiğini düşünmesin. Allah'a and olsun, bizi de sevindirir, hatta Allah'a and olsun, Resûlullah'ı da sevindirir." (Usul-i Kâfi, c.2, s.356).
Sedir es-Sayrafî rivayet eder: Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) uzun bir hadisin kapsamında şöyle buyurdu:
"Allah, mü'mini kabrinden çıkarıp dirilttiği zaman, onunla beraber bir örnek de kabirden çıkar ve onun önünde yürür. Mü'min, kıyamet gününün korkunç sahnelerinden birini gördükçe bu örnek ona şöyle der: "Korkma, üzülme, Allah Azze ve Celle'den bir sevinç ve keramet müjdesiyle neşelen."
Nihayet mü'min Allah Azze ve Celle'nin huzuruna çıkar. Allah onu kolay bir hesaptan geçirir ve cennete girmesini emreder. O örnek, hâlâ önünde yürümektedir.
Mü'min ona der ki: "Allah sana rahmet etsin. Ne iyi kimsesin ki, benimle beraber kabrimden çıktın ve durmadan bana Allah tarafından sunulan sevinç ve kerametin müjdesini verdin. Sonunda verdiğin müjdeyi fiilen gördüm de!"
Mü'min der ki: "Kimsin sen?"
Der ki: "Ben, dünyada mü'min kardeşine tattırdığın sevincim. Allah Azze ve Celle, sana müjde vereyim diye beni ondan yarattı." (Usul-i Kâfi, c.2, s.357).
Abdullah b. Sinan rivayet eder:
Bir adam Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam)'ın yanında şu ayeti okudu: "Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklemişlerdir." (Ahzab, 58).
Bunun üzerine Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: "Bir mü'mini sevindirenin sevabı nedir?"
Dedim ki: "Sana feda olayım, on iyiliktir."
Buyurdu ki: "Evet, vallahi, binlerce iyiliktir." (Usul-i Kâfi, c.2, s.361)
"Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi) buyurdu ki: Allah Azze ve Celle'nin en sevdiği amel mü'minleri sevindirmektir." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 356).
Abdullah b. Sinan rivayet eder:
Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Allah Azze ve Celle, Davud (Aleyhisselam)'a şöyle vahyetti: Kullarımdan biri bir iyilik yapar ve Ben bu iyiliğine karşılık ona cenneti mubah kılarım."
Davud (Aleyhisselam) dedi ki: "Ya Rab! Bu iyilik nedir?"
Buyurdu ki: "Bir hurma tanesiyle bile olsa mü'mini sevindirmektir."
Davud (Aleyhisselam) dedi ki: "Ya Rab! Seni tanıyan kimsenin, Senden ümidini kesmemesi gerekir." (Usul-i Kâfi, c.2, s.356).
Mufaddal b. Ömer rivayet eder:
Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Sizden biri, bir mü'mini sevindirdiği zaman, sade onu sevindirdiğini düşünmesin. Allah'a and olsun, bizi de sevindirir, hatta Allah'a and olsun, Resûlullah'ı da sevindirir." (Usul-i Kâfi, c.2, s.356).
Sedir es-Sayrafî rivayet eder: Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) uzun bir hadisin kapsamında şöyle buyurdu:
"Allah, mü'mini kabrinden çıkarıp dirilttiği zaman, onunla beraber bir örnek de kabirden çıkar ve onun önünde yürür. Mü'min, kıyamet gününün korkunç sahnelerinden birini gördükçe bu örnek ona şöyle der: "Korkma, üzülme, Allah Azze ve Celle'den bir sevinç ve keramet müjdesiyle neşelen."
Nihayet mü'min Allah Azze ve Celle'nin huzuruna çıkar. Allah onu kolay bir hesaptan geçirir ve cennete girmesini emreder. O örnek, hâlâ önünde yürümektedir.
Mü'min ona der ki: "Allah sana rahmet etsin. Ne iyi kimsesin ki, benimle beraber kabrimden çıktın ve durmadan bana Allah tarafından sunulan sevinç ve kerametin müjdesini verdin. Sonunda verdiğin müjdeyi fiilen gördüm de!"
Mü'min der ki: "Kimsin sen?"
Der ki: "Ben, dünyada mü'min kardeşine tattırdığın sevincim. Allah Azze ve Celle, sana müjde vereyim diye beni ondan yarattı." (Usul-i Kâfi, c.2, s.357).
Abdullah b. Sinan rivayet eder:
Bir adam Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam)'ın yanında şu ayeti okudu: "Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklemişlerdir." (Ahzab, 58).
Bunun üzerine Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: "Bir mü'mini sevindirenin sevabı nedir?"
Dedim ki: "Sana feda olayım, on iyiliktir."
Buyurdu ki: "Evet, vallahi, binlerce iyiliktir." (Usul-i Kâfi, c.2, s.361)