Millet, Meclise baka baka kararıyor

Küfürler, yumruklar havada uçuştu.Bazıları yerlerde tekmelendi.Birinin kaşı yarıldı, birinin eli yaralandı?Yanlış anlamayın, Gezi Parkı'na polis müdahalesinden, ya da eylemlere sızan provokatörlerin yaptıklarından bahsetmiyorum.Milletin sorunlarını çözmekle yükümlü milletvekillerimizin bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bahsediyorum.Başbakan Erdoğan, Gezi eylemlerinin zirvesinin yaşandığı dönemlerde gençlere "neden küfrediyorsunuz" diye sitemde bulunuyordu.Eee, ne yapsın gençlik, büyüklerinden gördüğünü uyguluyor. Ülkemizin kalbi Meclis'imizde küfürler havada uçuşunca, gençlik de büyüklerini örnek alıyor.Sitem etme hakkınız var mı Sayın Başbakan, milletin temsilciliği koltuğunda oturan sizler güzel konuşun, güzel anlaşın, birbirinize saygılı olmayı öğrenin, yapılan eleştirilere olumlu tepki verip, kendinizi düzeltmeye çalışın, ondan sonra gençliğe "şunu yapma, bunu yap" deme hakkınız olsun.Yeri gelmişken, İmam Azam Ebu Hanife'nin başından geçen şu hadiseyi anlatmadan geçemeyeceğim.Bir anne, çocuğu aşırı derecede bal yiyor diye İmam Azam'ın huzuruna getiriyor. İmam Azam, çocuğa hiçbir söz söylemiyor ve annesine falanca gün gelin diye geri gönderiyor.Günü gelince, anne yeniden oğluyla beraber İmam Azam'ın huzuruna geliyorlar.İmam Azam sadece "Oğlum bal yeme" diyor. Anne şaşırıyor ve daha önce neden bunu söylemediğinin hikmetini soruyor. İmam Azam, "O gün geldiğinizde ben de bal yiyordum, söyleseydim tesir etmezdi. O günden sonra bal yemedim ki söylediğim çocuğa tesir etsin" diyor. Ve çocuk gerçekten düzeliyor.Sayın Başbakan, sizler, millete hizmet etmekle yükümlü siyasiler, milletiniz sorunlar sebebiyle sokaklara döküldüğünde "tencere tava, hep aynı hava, bu da gelir geçer" havasına girerseniz, sonra çözümün merkezi olması gereken Meclis'i dövüş arenasına çevirirseniz millet ne yapsın?Tepedekiler bir küfrederse, tebaa 10 küfreder, baştakiler birbirine yumruk atarlarsa, tebaa birbirine bıçak çeker, namlu doğrultur. Siz önce kendi içinizde millete hizmet hedefinde birliği temin edeceksiniz ki millet de kucaklaşsın, barışsın, kardeşliği doya doya yaşasın.Aynı Küfürlü-yumruklu toplantıda, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Demokraside iktidara gelmenin yolu sandıktır" ifadelerini kullandı. Bu ifadeleri söylemesinin nedeni Mısır'da yaşananlar, Mursi'nin askeri bir darbeyle devrilmesi?Bozdağ'a bir sorum olacak, Mursi bir asker-sivil karışımı bir darbeye maruz kaldığında bu sözü hatırlıyorsunuz da, neden yıllardır ülkesinin başında bulunan Suriye Devlet Başkanı Esad dışarıdan sızan Batı destekli teröristler tarafından devrilmeye çalışıldığında hatırlamıyorsunuz?Üstelik Rusya başta olmak üzere birçok ülke Esad'ın da seçimlere katılmasını öngören Cenevre Anlaşması'nda ısrar ederken, yani demokrasinin gereği "sandık" derken, neden bu sözü unutup, Esad'ın devrilmesine yönelik antidemokratik politikalarınıza devam ediyorsunuz?Gezi parkı eylemlerine gösterdiğiniz tavırla demokrasiden ne anladığınızı ortaya koydunuz; bir hatırlatma daha, demokrasi sadece sandık değildir, iktidar olduğunuz müddetçe halkın taleplerini yerine getirmek, millete hizmet etmek demektir.Siz bunun neresindesiniz?