Mavi Marmara'yı sormaya hakkın yok ki!

İsrail ile dostluk anlaşması tekrar yürülüğe girdikten sonra Mavi Marmara katliamındaki öldürülenlerin kanı yerde kaldı. Tabi Sayın Erdoğan'a bu kanın sormaya kalktılar. Aldılar da cevaplarını; "Giderken zamanın başbakanına mı sordular." O kadar! Olay bitmiştir. 
Hâlbuki bizler (Yeni Mesaj ailesi) milletimiz, bize sormamasına rağmen AKP, Erdoğan, İsrail ilişkilerini yazdık, yazıyoruz. Bizler, millete rağmen milletin hayrını aktardık. Millet anlamadı. Şimdi Mavi Marmara'yı soruyorlar. Aldınız mı cevabı!
Ben bir kez daha İsrail, AKP, Erdoğan kimlik karnesini yazacağım. İster anla, ister anlama veya konjoktör, de.   
1-AKP yetkilileri, 3 Kasım seçimleri öncesinde 16 Temmuz 2002'de, ABD'de Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü JINSA'da temaslarda bulunarak iktidar vizesi desteği aradı ve aldı.
2-Erdoğan, Ocak 2004'teki ABD ziyareti sırasında Amerikan Yahudi Komitesi'nden "cesaret madalyası" aldı. Resmi ismi "Davut Boynuzu" olan bu madalya, dünyada ilk kez Yahudi olmayan bir isme, dahası bir Müslüman'a verildi!
3- 2004 yılında AKP'li Ömer Çelik, TBMM'de yaptığı bir konuşmada, "Filistinlilerin yaptığını terör, İsrail'in yaptığını ise şiddet" olarak nitelendirdi. 
4-AKP hükümeti, İsrail ile 15 Temmuz 2004'de Ankara'da bir mutabakat zaptı imzalayarak, Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında "temel ve işlenmiş tarım ürünleri ticaretindeki tavizlerin karşılıklı genişletilmesini müzakere etme" konusunda anlaştı. Böylece Türk tarımı, İsrail'in tekeline girdi. Yediğimiz meyve ve sebzelerin tohumunu İsrail'den alan ilk hükümet AKP'dir. 
5-AKP'den önce 200, 300 milyon dolar seviyesinde olan İsrail ile ticaretimiz, AKP ile tavan yaptı. 2015 yılında 5 milyar doları geçti. 
6-Yabancıların toprak alımlarına kolaylık getiren 4916 sayılı yasa, 19 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe konuldu ve başta Harran ve Iğdır ovası olmak üzere Yahudiler, ülkemizden milyonlarca metrekare toprak aldı. 
7-Tayyip Erdoğan 1 Mayıs 2005 tarihli İsrail ziyareti sırasında insansız uçak Heron anlaşmasını imzaladı. Bu anlaşmayla yetinilmedi, M60 tanklarının modernizasyonu için yeni protokol yapıldı ve 17 ayrı askeri proje görüşmesi gerçekleştirildi.
8-Yine o günlerde Sayın Erdoğan, Filistin-İsrail meselesi için şöyle diyordu;  "Ben, Barak'ın başlatmış olduğu barış sürecine katılıyorum. Ancak Sayın Barak'ın başlattığı süreç devam etmedi. Sayın Arafat büyük bir fırsatı tepmiştir. 80 yaşına merdiven dayamış olan bir Arafat, barışın önünde bir engel olamaz. Bu işi halklar arasında çözebiliriz."
9-Davos'ta sözde "one-minute" krizi yaşanırken, TBMM'de Türkiye-İsrail Dostluk Grubuna üye 361, Türkiye-Filistin Dostluk Grubuna ise sadece 60 milletvekili bulunuyordu! 
Bu grubun kurucusu ve 271 üyesi AKP'li vekillerdi. Ayrıca Davos'un, Erdoğan'ın danışmanlarınca hazırlanan bir şov olduğunu Erdoğan'ın Hocası ve AKP vekili Nevzat Yalçıntaş açıklamıştı. 
10-Erdoğan, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 44 yıllığına İsrail'li şirkete verilmesine itiraz edenleri "Yahudi düşmanlığı" yapmakla suçladı.
11- Erdoğan, Rotaryen toplantısına katılan ilk başbakandır. (18 Mayıs 2004, Vakit)
12-Türkiye'de ilk defa Siyonizm konferansı yapıldı. Theodor Herzl, Milli Kütüphane'de anıldı. (7.12.04 ? Vakit) Erdoğan gerçekleştirdiği İsrail ziyaretinde eşiyle beraber bu kişinin mezarını ziyaret etmiş, saygı duruşunda bulunmuştu.
13-İsrail, 6 Eylül 2007 tarihinde, Suriye'nin gizli nükleer reaktörünü vurduğunda Türkiye hava sahasını kullandı.
14-Eylül 2005'te New York'ta Erdoğan, İsrail Başbakanı Şaron ile görüştü. Şaron "Türkiye'nin, İsrail ile Pakistan'ın bir araya gelmesinde gösterdiği çaba ve ev sahipliğinden ötürü" Erdoğan'a teşekkür etti. Bunu Müşerref'te itiraf etti.  
15-Mavi Marmara katliamı gerçekleştiğnde AKP'nin yılmaz kalemlerinden A. Dilipak; "Mavi Marmara gemisine binen kişilerin listesi sadece hükümette vardı ve aynı liste, gemiye indirme yapan İsrail askerlerinin de elinde bulunuyordu." Diyordu. 
İHH başkanı Fehmi Bülent Yıldırım, dava açtıklarını ama çamamamız için hükümetçe baskı yapıldığını, açıkladı.
 16-Adalet Bakanlığı, İsrail yetkilileri için mahkemeden çıkan "kırmızı bülten" kararını resmiyete geçirmedi.  
Filistinli katliamları ve bombalamalar aynen devam etti. Türkiye'den ise laf atmalar. Sonra ne oldu? Dostuz, mecburuz, muhtacız, denildi. 
İşte bu gerçekler karşısında 14 yıldır susan sen şimdi kalkmış, 'Mavi Marmara'yı' soruyorsun. Zamanın başbakanından izin aldın mı ki, bunu soruyorsun!