Kurtarılmalıydı

ER Coşkun Kırandi serbest bırakıldı. Elbette sevindik. Ama buruk bir sevinç. Çünkü Er Coşkun Kırandi, silah arkadaşları Mehmetçikler tarafından operasyonlarla kurtarılmalı ve onu kaçırmaya cüret edenlerin de cezaları verilmeliydi. Devlet olmak bunu icap ettirirdi. Bunu yapabilen bir devlet, eşkıyanın korkulu rüyası olurdu. Şimdi eşkıya, devletin mi korkulu rüyası olacak. Devlet, eşkıya ne zaman bir erimi daha kaçıracak ve bu sefer serbest bırakacak diye endişelenecek mi? Çünkü er Coşkun Kırandi, İHD'ye teslim edildi, devlete değil.Evet, er Coşkun Kırandi, eğer arkadaşları tarafından kurtarılabilseydi Türkiye'deki hırsızlık, yankesicilik vakaları bile azalırdı. Milletin, devlet gölgesine o kadar ihtiyacı var ki... Halk psikolojisi bu yönü göstermektedir. Birçok şey vardır ki, şüyuu vukundan beterken bir de vuku bulursa ört ki ölem demekten başka çare kalmaz.Kolay mıydı? Elbette değil. Ama devlet olmak, devlet adamı olmak kolay mı? Bize hep ne öğrettilerdi... İlkokuldayız, otuzlu seneler, cumhuriyet daha yeni yerleşiyor, bunun için Saltanat devrine ver yansın ediliyor:- Efendim o devirde, eşkıya dağlarda gezerdi, hatta kasabaları basardı, fidye alırlardı, jandarma aciz kalırdı, Cumhuriyet güvenliği tesis etti.O yıllar gerçekten de öyleydi.Nice senedir Cumhuriyetimiz büyük sıkıntıda. Nice senedir ülkemiz kuşatma altına çekiliyor. Devletimiz tırtıklanıyor. Vatan bölünmezliği, istiklal ve hakimiyet mefhumları yaralar almış. Devlet iradedir. Bizde ise devlet adamları sadece iktidara geçmeyi biliyorlar.Evet, devlet iradedir. Her fedakarlığı göze alan irade. Bu söz, bundan yüz sene önce Theodor Herzl tarafından söylenmiştir. Herzl, İsrail Devleti'nin kurucusudur. Kuruculuğu, devletin irade olduğunu iyi anlamasından kaynaklanır. Bakınız Araplar'da devlet iradesi yoktur. Bu sebeble Arap ülkelerinin nüfusları, coğrafyaları, petrolleri, paraları vardır ama büyük kısmı bugün boyunduruk altındadır.Evet, devlet iradedir. Zaten insan da iradedir. İnsanı insan yapan, sorumluluk sahibi yapan, sahibi olduğu sorumlulukların üstesinden getiren hep iradedir. İrade, sadece insanda vardır. İrade insanı önce kendisine, sonra etrafına hakim kılar.Er Kırandi, devlet tarafından kurtarılmalıydı. Bunu Türk Milleti iyi anlar ve hep bunu bekler. Bu milletin tarihinde öyle olaylar vardır ki bunu isbat eder. İki tanesini anlatayım....Rauf Orbay, Yavuz zırhlısıyla çıktığı bir korsan seferinde, gemi su almak için Kekova'ya uğrar. Tepede bir kule vardır. Orada askerler olduğunu öğrenince haber gönderir:- Gelsinler gemideki hemşehrileriyle görüşsünler...Gelirler başlarındaki onbaşı, Rauf Bey'e selamı çakar ve bir tütün paketi uzatarak, 'Çavuşum selam etti ellerinden öptü, bu çoban armağanını gönderdi' der. 'Kendisi niye gelmedi' sualine de 'Bana devlet bu kaleyi teslim etti, benden teslim alınmadan buradan ayrılamam dedi' cevabını verir.Orbay'ın hatıralarının elyazmaları bulunsa, eminim ki o sayfada gözyaşlarının izlerini görmek mümkün olur, öyle heyecanla ve takdirle anlatıyor.Ege'de meşhur bir haydut vardır. Aydın'ı basmış, valiyi kovmuş, kendini vali yapmış ve şu mührü kazdırmıştır.- Valiyi vilayet, hademe-i devlet, Atçalı Kel Mehmet...Atçalı Kel Mehmet bile kendini devletin hademesi kabul ediyor. (Solcu bir dangalak da, Atçalı Kel Mehmed'i, Proletarya ihtilali yapmış bir devlet düşmanı göstermeye çalışan bir piyes bile yazmıştı.)Şimdi sormak sırası geldi, Türk anaları da Mehmetçikleri, saçlarını kınalayıp devlete teslim etmiyor mu? Ya Mehmetçiği kimler nasıl kaçırıp kimlere teslim ediyor? Devletimiz ne düşünüyor acaba? Bir cenaze merasiminden kurtulmuş olmanın ferahlığından başka... Ergun Göze/ Tercüman