Enes (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu işittim demiştir.. "Allah (cc) buyuruyor ki:"- Ey Adem oğlu, sen bana yalvarıp benden ümit ettikçe senden sadır olan ne olursa olsun affederim (çocukluğuna) aldırmam. Ey Ademoğlu, günahların gökyüzüne ulaşsa, sonra da benden af dilesen, seni affederim. Ey Ademoğlu, eğer bana yeryüzü dolusu günah getirirsen, sonra da bana ortak koşmadan bana gelsen (ölsen) ben de sana yeryüzü dolusu af ile gelirim. (Tirmizi).Ebu Hüreyre (ra), Peygamber (sav)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:"- Kim bu mü'minden dünya üzüntülerinden bir üzüntüyü giderirse Allah da ondan kıyamet günü üzüntülerinden bir üzüntüyü giderir. Kim bir fakire kolaylık sağlarsa, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık sağlar. Kim bir Müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve ahirette örter. Kul, kardeşinin yardımında oldukça, Allah da o kula yardım eder. Kim ilim için yola düşerse, Allah onunla o kimse için cennete giden yolu kolaylaştırır. Allah'ın evlerinden bir evde Allah'ın kitabını okuyan ve aralarında onu müzakere eden hiçbir topluluk yoktur ki, üzerlerine sekinet (emniyet) inmesin, onları rahmet bürümesin, melekler her taraflarından kuşatmasın. Allah (cc) da yanında bulunanlara anmış olmasın. Kimi ameli geri bırakırsa onu nesebi ileri götüremez" (Müslim).Muaz b. Cebel (ra)'den şöyle demiştir:"- Ya Rasulullah, beni cennete sokacak, cehennemden uzaklaştıracak bir ameli haber ver dedim. O da şöyle buyurdu:"- Sen büyük bir şey sordun. Ancak o Allah'ın kolay kıldığı kişilere kolaydır. Allah'a ibadet edersin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı dosdoğru kılarsın, zekâtı verirsin, Ramazan orucunu tutarsın, Beyti (Kâbe'yi) tavaf edersin. Sonra şöyle buyurdu: Sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır, sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi günahı söndürür. Gecenin içinde kişinin kıldığı namaz da (hayır kapılarındandır)...Sonra: "Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümidle Rab'lerine dua ederler, verdiğimiz rızıklardan infak ederler. Onların yaptıklarına mükafak olarak ne göz aydınlatacak sevinçler sakladığımızı hiçbir kimse bilemez." mealindeki ayeti okudu. Sonra şöyle dedi:- Sana din işinin başı, direği ve en yüce yerinin zirvesini haber vereyim mi?Ben, "Evet ya Rasulullah" dedim. O şöyle dedi:- İşin başı İslam, direği namaz, zirvesi cihaddır. Sonra şöyle buyurdu:- Bütün bunların da özünü sana haber vereyim mi?Ben, "Evet ya Rasulullah" dedim.Dilini (eliyle) tuttu ve- İşte bunu tut, buyurdu. Ben de:- Ya Rasulullah, biz söylediğimiz şeylerle de mi hesaba çekileceğiz?Dedim. O da:- "Annesi kaybedesice insanları yüz üstü yahut burunları üzerinde cehenneme sürükleyen ancak dillerinin ekip biçtiğidir." (Tirmizi).Yine Ebu Zerr (ra)'den: Rasulullah (sav)'ın ashabından bazı kimseler, Peygamber (sav)'e şöyle dediler:- Ey Allah'ın Rasulü, zenginler sevaplarla gidiyorlar. Bizim gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar, mallarının fazlasıyla sadaka veriyorlar. (Biz fakiriz, bunu yapamıyoruz).Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi.- Allah size de sadaka vereceğiniz şeyler vermemiş midir? Her bir tesbihinize sadaka (sevabı) vardır. Her bir tekbirinize sadaka (sevabı) vardır. Her bir hamdinize sadaka (sevabı) vardır. Her bir kelime-i tevhidinize sadaka (sevabı) vardır. Her iyiliği emirde sadaka (sevabı) vardır. Her kötülüğü yasaklamada sadaka (sevabı) vardır. Hatta sizden her birinizin ailesiyle cinsi münasebette bulunmasında bile sadaka (sevabı) vardır. Adamlar, Ey Allah'ın Rasulü, bizden biri şehevi arzusunu yerine getirince de ona sevap mı olur? dediler. Peygamber (sav) "Ne dersiniz, o arzusunu haramla giderseydi ona günah olur muydu? İşte aynen öyle, eğer o arzusunu helâl ile giderirse ona sevap olur. (Müslim).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.