Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şube Başkanı Ayla Dönmez, karne döneminde çocuk psikolojisine dikkat edilmesinin önemine işaret ederek, "çocuğun kişiliğini zedeleyici tepkilerin, telafi edilmesi güç zararlara neden olabileceği" uyarısında bulundu Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şube Başkanı Ayla Dönmez, yaptığı açıklamada, karnenin "tartıp, ölçüp biçen,dereceleyen bir kudrete sahip olmadığını" belirterek, öğretmen, anne ve babaların karneye böyle anlamlar yüklememeleri gerektiğini bildirdi. Çocuğun okul ile yaşam başarısı için sadece zihinsel ve fiziksel sağlığının iyi olmasının yeterli olmadığını ifade eden Dönmez, doğduğu andan itibaren anne, baba ve yakınlarının ona gösterdiği ilgi ve sevginin kalitesi ile derecesinin, çocuğun kişilik özelliklerinin belirlenmesinde önem taşıdığını kaydetti. Çocuğun gördüğü sevgi ve ilgiyle kabul edildiği veya reddedildiği duygusu yaşadığını vurgulayan Dönmez, bu duygunun ise çocuğun kendine güven duymasını etkilediğini ve yapılan araştırmaların da kendisine güven duygusu yeterince gelişmemiş çocukların okul başarılarının düşükolduğunu gösterdiğini belirtti. Çocuğa kötü durumlarda da destek verilmeliAyla Dönmez, şöyle dedi: "Hayata bakış tarzımız, kişilik özelliklerimiz, çocuk yetiştirme tutumlarımız, çocuklarımızın okul ve yaşam başarısını etkiler. Çocuğumuza duyduğumuz sevgiyi koşulsuz bir şekilde verebilmeliyiz. Hata yapınca, 'başarısız olunca sevilmeyecek ve değer kaybedecek' kaygısı yaşatmamalıyız. Bizim toplumumuzda yaygın bir şekilde 'iyi birşeyler yapılınca sevilirsin' mesajı verilir. 'Başarılı olmasından önce var olduğu için sevildiği' mesajı verilmelidir. Çocuklara, hatalarının ve başarısızlıklarının sevilmelerinden ve değerlerinden bir şey kaybettirmediğini açıkça göstermek gerekir. Ancak bu tutumla kendine güven duygusunu koşulsuz bir şekilde kazanabilir. Hatalarından korkmamaları, hataları 'doğrunun nasıl yapılacağını öğrendiği deneyimler' olarak görmeleri, panik olmadan ve motivasyon kaybetmeden uğraşmaları, mücadele etmelerini sağlar. Çalışkan olduğu için değil, çocuğumuz olduğu için sevdiğimizi bilmeli, bundan emin olmalı."Başarısızlığı tenkit etmek kötü sonuçlar doğurabilirAile büyüklerinin çocuk için her konuda model oluşturduğunu belirten Dönmez, şunları kaydetti: "Çok küçük yaştan itibaren birlikte etkinlikler yapmalıyız. Balık tutmak, sohbet etmek, koleksiyon yapma, el becerilerine dayalı işler, kitap, şiir okuma, müzik gibi değişik etkinlik ortamları yaratmak, çocuğumuzun özel ilgiler, meraklar edinebilmesini sağlayacaktır. Fakat başarısızlık sonucunda çocuğun kişiliğini zedeleyici tepkiler, telafi edilmesi güç zararlar verebilir. Bu gibi durumlardan etkilenen çocuklar, okul başarısızlığı, ruhsal ve sosyal sorunlar yaşayabilir ve giderek birbirini etkiler, bir kısır döngü oluşur. Yaygın olarak panik hali, kaygı, takıntılar, anksiyete bozuklukları ve depresyona kadar giden psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Bu durum da, başarısızlığın devam etmesine neden olur.Tabii ki, tüm yaşamına, yani geleceğine de yansıyabilir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.