1974 yılında yapılan Barış Harekatı neticesinde 15 Kasım 1983 yılında bağımsızlığını kazanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kuruluşunun 28. yılını törenlerle kutladı.
Kıbrıs'ın bağımsız bir devlet olmasını kutlayan devlet erkanı, bir yandan da BM gözetiminde Rumlarla devam eden görüşmelere katılıyor. Eğer görüşmeler Batının istediği gibi neticelenirse on binlerce şehit vererek kazandığımız bu vatan parçası bugün masa başı oyunlarıyla elimizden çıkmak üzeredir.
Bilindiği gibi Kıbrıs Rum kesiminin arkasında Yunanistan vardır. Rum kesiminin adanın tek temsilcisi olarak AB üyeliğine dahil edilmesi de arkasındaki bu devletin kulisleriyle gerçekleşmiştir.
Ancak Kıbrıs Türk'ü ve Kıbrıs Türk devleti garantör Türkiye'den gereken desteği görmemektedir. Ocak ayına kadar netice alınması beklenen müzakerelerde anlaşma sağlanırsa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsızlığını kaybedecek ve federatif yapıya dahil olacaktır. Bu konuda Türk hükümeti adına açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da, "Biz federal Kıbrıs'ı destekliyoruz" ifadesini kullanmıştır.
Eğer Türkiye Kıbrıs'a gereken maddi ve manevi desteği vermiş olsa idi, Kıbrıslı bugün önüne konan şartları elinin tersi ile atardı. Hatırlanacaktır, AB'ye giriş oylamasında "Eğer KKTC evet oyu kullanırsa onun tanınacağı" vaad edilmiş ve halk bu vaadin ardından neticelerini düşünmeden "evet" oyunu atmıştı. Yani Kıbrıs Türk devleti 28 yıldır uluslararası arenada kendisine prestij sağlayabilecek bir imkanın peşindedir.
Bu ana kadar garantör Türkiye'nin bu yönde bir gayreti görülmemiştir. Tam tersine bağımsızlığını kaybedeceği müzakereler desteklenmektedir.
Kıbrıs Türkiye için Akdeniz'den gelecek bir tehdide karşı da güvencedir.
Aslında Türkiye'de yeni Anayasa değişiklikleri ile federatif yapının önünü açmaya hazırlanan Türk hükümetinin, Kıbrıs için de aynı mantıkla düşünmesi şaşırtıcı değildir.
Kıbrıs'taki şartlar ve Türkiye'deki Anayasa hazırlıkları için hükümetten beklenen birlik ve beraberliği muhafaza edebilecek bir çizgi takip etmesidir.
Kıbrıs'ın bağımsız bir devlet olmasını kutlayan devlet erkanı, bir yandan da BM gözetiminde Rumlarla devam eden görüşmelere katılıyor. Eğer görüşmeler Batının istediği gibi neticelenirse on binlerce şehit vererek kazandığımız bu vatan parçası bugün masa başı oyunlarıyla elimizden çıkmak üzeredir.
Bilindiği gibi Kıbrıs Rum kesiminin arkasında Yunanistan vardır. Rum kesiminin adanın tek temsilcisi olarak AB üyeliğine dahil edilmesi de arkasındaki bu devletin kulisleriyle gerçekleşmiştir.
Ancak Kıbrıs Türk'ü ve Kıbrıs Türk devleti garantör Türkiye'den gereken desteği görmemektedir. Ocak ayına kadar netice alınması beklenen müzakerelerde anlaşma sağlanırsa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsızlığını kaybedecek ve federatif yapıya dahil olacaktır. Bu konuda Türk hükümeti adına açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da, "Biz federal Kıbrıs'ı destekliyoruz" ifadesini kullanmıştır.
Eğer Türkiye Kıbrıs'a gereken maddi ve manevi desteği vermiş olsa idi, Kıbrıslı bugün önüne konan şartları elinin tersi ile atardı. Hatırlanacaktır, AB'ye giriş oylamasında "Eğer KKTC evet oyu kullanırsa onun tanınacağı" vaad edilmiş ve halk bu vaadin ardından neticelerini düşünmeden "evet" oyunu atmıştı. Yani Kıbrıs Türk devleti 28 yıldır uluslararası arenada kendisine prestij sağlayabilecek bir imkanın peşindedir.
Bu ana kadar garantör Türkiye'nin bu yönde bir gayreti görülmemiştir. Tam tersine bağımsızlığını kaybedeceği müzakereler desteklenmektedir.
Kıbrıs Türkiye için Akdeniz'den gelecek bir tehdide karşı da güvencedir.
Aslında Türkiye'de yeni Anayasa değişiklikleri ile federatif yapının önünü açmaya hazırlanan Türk hükümetinin, Kıbrıs için de aynı mantıkla düşünmesi şaşırtıcı değildir.
Kıbrıs'taki şartlar ve Türkiye'deki Anayasa hazırlıkları için hükümetten beklenen birlik ve beraberliği muhafaza edebilecek bir çizgi takip etmesidir.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- İman Allah’a teslimiyettir / 11.06.2024
- İsrail'le ilişkiler ve Ortadoğu politikamız / 10.06.2024
- İman en büyük şereftir -2- / 09.06.2024
- İman en büyük şereftir -1- / 08.06.2024
- İbadetlerin temelindeki nükte / 07.06.2024
- İki kapılı bir han / 06.06.2024
- Ne uğruna? / 05.06.2024
- Olan bize olacak / 04.06.2024
- İsrail için koridor / 03.06.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı duruş / 02.06.2024
- İsrail'le ilişkiler ve Ortadoğu politikamız / 10.06.2024
- İman en büyük şereftir -2- / 09.06.2024
- İman en büyük şereftir -1- / 08.06.2024
- İbadetlerin temelindeki nükte / 07.06.2024
- İki kapılı bir han / 06.06.2024
- Ne uğruna? / 05.06.2024
- Olan bize olacak / 04.06.2024
- İsrail için koridor / 03.06.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı duruş / 02.06.2024