Kazma sapını buket zannedenler

Yaygın medya tarafından karartma faaliyeti devam ettiği için, iktidarın icraatlarından milletimiz yeterince haberdar olamıyor. Habersiz ve bilgisiz olunca beklenen tepkiyi de ortaya koyamıyor.İktidarın yakın çevresinde dolaşan çoğu menfaat gurupları, yapılan her şeyi, atılan her adımı, çıkarılan her yasayı; "bizim parti yaptıysa doğru yapmıştır" tahmini üzerine yukarıdakilerin işaretlerine bakarak alkışlıyorlar. Ama büyük kitleler, olup-bitenlerden yeterince haberdar olamadığı ve yanlış bilgilendirildiği için seyirci vaziyetini sürdürüyor.İktidarla sözleşmeli durumundaki basın-yayın organları, gözleri ile gördükleri halde, yakinen bildikleri halde kazma sapı yığınını buket diye millete yutturmaya çalışıyorlar.Bu yanlış bilgilendirmeden dolayı millet zarar görecekmiş, gelecek nesiller çok şey kaybedecekmiş, memleket içinden çıkılmaz bataklara saplanacakmış hiç umurlarında değil. Sonuna kadar alkışlamaya ayarlı ve alkışladıkça ulufesi artırılan bir medya ile karşı karşıyayız.Yalan haberlere aldanarak, yanlış bilgilere kanarak amel eden, dolayısıyla kazma saplarını buket zanneden halkımız her defasında sopa yiyen ve canı yanan taraf oluyor. "Elim kırılsaydı, vermeseydim, ocağımı batırdılar" tarzında sesler her taraftan yükselmeye başladı ama akledip de kendilerine "kazma sapını buket" diye takdim eden basın-yayın guruplarından hesap sorana rastlamadık.Öncesinde türban tartışması sonrasında Kara harekatı olan bir Vakıflar Yasası meclisten geçti ve imza için Köşk'e gönderildi.Sınır ötesinde, bu karda-kışta terörist avına çıkan kahraman ordumuza dua ederken, on binlerce teröristin ve on binlerce ton patlayıcı ile yapamayacağı tahribatı yapacak güçteki bu yasaya tekrar dikkat çekmek istiyoruz.İşte, devlet deneyimi olan bir eski bakanın, söz konusu yasanın Lozan'a ve Anayasa'ya aykırı olduğunu ispat eden tespitleri:"Uzatmadan imzada bekleyen yeni Vakıflar Kanunu Lozan'a neden aykırı söyleyelim:- Sahibi kalmadığından hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğüne intikal etmiş ne kadar taşınmaz varsa hepsinin, 'bu da o dini cemaatin vakfıdır' gibi hukuk dışı bir gerekçeyle, mevcut cemaat vakıflarına verilmesine,- Statülerinin değiştirilmesine, hayri ve dini bir kuruluş olan cemaat vakıflarını; siyasi, ticari bir kuruluş haline getirilmesine, diledikleri alanlarda faaliyet göstermelerine,- Yabancıların Patrikhane ve kiliselere yönetici olabilmelerine, Patrikhane'nin egemen/-yönetim merkezi haline getirilmesine, - Eski vakıf türleri fiilen yeni mal edinemezken, sadece cemaat vakıflarına bu hakkın tanınmasına, hem de sınırsız şekilde,- Eski vakıflardan, sadece cemaat vakıflarının, yurt dışından ve içinden sınırsız fon almalarına,- Bu fonları diledikleri kişi, kurum ve partiye aktarmalarına,- Medeni Kanuna tabi vakıflar üye kaydedemezken, cemaat vakıflarının üye kaydetmelerine, yurt içinde ve dışında temsilcilik ve şube açmalarına,- Eski vakıflardan sadece cemaat vakıflarının, sınırsız şekilde şirket ve işletme kurmalarına,- Bu kanuna göre veya Medeni Kanuna göre kurulan vakıfların nasıl sona ereceği düzenlendiği halde, sadece cemaat vakıflarının nasıl sona ereceğinin belirlenmemiş olmasına,- Kurumsal misyonerliğin önünün açılmasına,- Yurt dışında ve içinde her çeşit parti ve kuruluşlarla işbirliği yapmalarına, - Cemaat vakıflarının, Medeni Kanuna göre kurulmuş vakıflarla eşitlemesine, hatta daha imtiyazlı hale getirilmesine,- Medeni Kanuna tabi vakıflar ciddi şekilde denetime tabi tutulurken, cemaat vakıflarının böyle bir denetimin dışında tutulmasına,İmkan tanıdığı için bu kanun Lozan'a ve Anayasamıza aykırıdır." (Sadi Somuncuoğlu, Yeni Çağ, 24 Şubat 08)