Her bir sözün, her bir fiilin gerçek anlamı vardır. Bir de onların yerine türetilen sahteleri?Ahir zamanda sahteciliğin, yalan ve dolanın zirve yaptığı için kavramlar da bundan nasiplenmektedir. Kavramlar üzerinde oynanma o kadar yoğunlaştı ki; nerdeyse üzerinde oynanmayan kavram kalmadı. Bu makalemde sözü "Hüseyni Duruş" kavramı üzerine getirmek istiyorum. İçerisinde bulunduğumuz Muharrem ayında cereyan eden Kerbela vakası ve Hz. Hüseyin'in şehadeti dolayısıyla; bu kavramı hemen herkes kullanır oldu. Hz. Hüseyin (a.s.) ile uzaktan yakından alakası olmayanlar, hatta nerdeyse Muaviye'nin, Yezidin safında olanlar bile bu kavramı hiçbir hicap duymadan kullanır oldular. Aşure günü hutbelerde, vaazlarda, imamların; devletin en tepesinden en alt kademesine varıncaya kadar görev alan yetkililerin ağzında sakız oldu bu kavram. Yaptıkları konuşmalarda bol keseden attılar, tuttular, sahte Hüseyin tavrına büründüler. Herkes kendince bir duruş icat etmiş; o duruşa da "Hüseyni Duruş" adını takmış. Bu terimi kullananlara bir bakın Allah aşkına! Çoğunun dünkü Muaviye ve Yezit siyasetini bugün üslenenlerle birlikte hareket edip neredeyse Hz. Hüseyin'e karşı bir duruş sergilediğine şahit olursunuz. Bunların Hz. Hüseyin'in adını zikretmesi ne kadar edebe uygundur bunu siz takdir ediniz. Ben en fazla bu terimi AKP siyasetçilerinin ve iktidar sahiplerinin kullanmasına kızıyorum ve bir mana veremiyorum. Ortadoğu'nun karışmasına ne fazla sebep olanlar sanki kendileri değilmiş gibi; batının haçlı projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) eş başkanlığını üstlenenler sanki kendileri değilmiş gibi; Müslümanlar arasında tefrika çıkartıp Şii Sünni ayrımını körükleyen ve taraf olan sanki kendileri değilmiş gibi tavır sergilemektedirler. Emevi siyaseti güdüp, sahte bir tavır sergilemeleri insanı çileden çıkartmaktadır. Hz. Hüseyin'i kirli emellerine ortak etmeye kalkanların, yarın huzur mahşerde hesap verebilmesi mümkün değildir. O Hüseyin ki; asla zalimin karşısında duruşundan taviz vermeyen, duruşu hak adına olan ve nefsi adına hiçbir tavır sergilemeyen; yolu hak, kendi hak, davası hak olan bir yiğitti. Dönün bir de kendinize bakın; siz kim, Hz. Hüseyin (a.s.) kim?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025