"Karayılan" iddiaları "kara yalan" mı?

Hükümet yetkililerinin ve de yandaş yorumcuların son zamanlardaki "Karayılan" ilgisi oldukça dikkat çekici?İddialarına göre, terör örgütü PKK'nın önemli isimlerinden Murat Karayılan İran tarafından yakalanmış, yapılan pazarlıkların ardından serbest bırakılmış(!)İran'ın terör konusundaki hassasiyetini bilmesek bu iddialara inanacağız ama İran yakaladığı en önemsiz, basit teröristi bile darağacında saldırdıktan sonra işin elebaşısını pazarlıkla serbest bırakması pek akla mantığa uymuyor.Dolayısıyla bu iddia, iddia olmaktan öteye geçmiyor. Bu konuda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, İçişleri Bakanı İdris Naim şahin'in, yine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları var. İddia, özellikle hükümete yakın basın ve medya kuruluşlarında da sürekli gündemde tutuluyor.Öncelikle siyasilerimizin iddia boyutunda olan böyle bir konuya dört elle sarılmasının nedenlerini araştırmak gerekir.Siyasilerimizin, İran Kandil'i topa tutup ardından da bayrağını dikecek kadar ciddi bir başarı elde ettiğinde, ortak düşmanımız PKK konusundaki bu tutumundan dolayı İranlı yetkilileri tebrik etmesi gerekiyordu. Ama böyle olmadı. Başbakan Erdoğan talihsiz bir açıklama yaptı, "bayrak dikmekle terör durmaz" dedi.Kendi ülkesindeki terörün kökünü kazımış, zerre kadar oluşumuna bile müsaade etmeyen, daha da ötesini yaparak teröristleri Kandil'de dize getirmiş dost ve müttefik bir ülke için bu sözler söyleniyor.Sanki biz terörle mücadelede elle tutulur bir başarı elde etmişiz gibi?Dağları taşları bombalamaktan başka ne yaptık? Açılım adı altında, teröristlerin serbest bırakılmasını, terörün daha fazla can alacak kadar güçlenmesini, dağlardan şehirlere inip, siyasal bir zemin bulmasını da unutmayalım.Bizimkiler terörle mücadele değil, müzakere etme yoluna gittiler. "Aman terör yapmayın, gerekli adımları atacağız, teröristbaşının yol haritasına göre hareket edeceğiz" dediler. Fakat hem terör daha da azdı, hem de yol haritası madde madde hayata geçirildi, hala geçirilmeye de devam ediyor.Türk siyasilerin yapması gereken, doğruluğu ispatlanmamış iddialarla mı uğraşmak, yoksa Öcalan'ın yol haritasıyla yürütülen açılımların ve Anayasa çalışmalarının hesabını mı vermek?Önce Türkiye'de terörle mücadelede yaşanan başarısızlığın hesabı verilsin ondan sonra zaman kalırsa bu tür iddialara bakılsın.Yıllarca, Karayılan'ın da tabi olduğu terörist başı Öcalan'ı kendi topraklarında en ufak bir ceza vermeden, el üstünde tutarak beslersin, diğer taraftan komşu ülke İran'ı hem de başarılı olduğu bir konuda zan altında bırakacak iddialarla Türk kamuoyunu meşgul edersin.Acaba bu da bir ABD operasyonu mu? Neticede İran'ın PKK'lıları köşeye sıkıştırması Türk milletinin yüreğine su serpti. Türk milletinde oluşan olumlu İran imajı, İran-Türkiye çatışmasını arzulayanları ve bu projede gönüllü görev alanları rahatsız mı etti?Doğru ya, füze kalkanı ya da farklı bir bahaneyle yarın ABD'nin ve İsrail'in çıkarları için İran'la kapışma durumu gündeme gelirse, İran'a sempati duyan bir milletin evlatlarını nasıl ona karşı savaştıracaksınız?Önce aslı astarı olmayan bir takım iddialarla millet ikna edilecek ki, proje sahipleri projelerini uygulayabilsin.