Kurulduğu günden beri sinsi planlar peşinde koşan terör devleti İsrail'in, en son sahneye koyduğu diplomasi kılıflı, bubi tuzaklı anlaşmanın adıdır "İbrahimi anlaşması."
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması ile en azından uyanabilirdi İslam dünyası ama nerede!..
Bu karar, Arap dünyası açısından Filistin davasını kayıp bir dava, hatta kadük bir daha noktasına taşımıştır.
Yine ABD'nin iknasıyla birçok Arap devletinin İbrahim anlaşmalarını tıpış tıpış kabul etmesi, Filistin davasının sonuna gelindiğinin adeta işaret fişeği oldu.
Filistinliler, İsrail maharetiyle Ortadoğu'da kendi davalarını savunacak devletlerden birer birer koparıldılar.
Hamas ve İslami Cihat gibi yapılar, aslında Arap devletlerinin bıraktığı boşluğu doldurmaya soyundular.
Yine ABD ürünü olan El Kaide, Taliban ve IŞİD ile batı dünyasında İslam düşmanlığı yaratırken, Hamas ve İslami Cihat üzerinden ise Filistin düşmanlığı oluşturuldu.
Hepsi aynı eller tarafından organize ediliyor ve bu planların sonunda, "Büyük İsrail Devleti"nin kurulması amaçlanıyordu.
Hamas ve İslami Cihat'ın tüm meşru müdafaa hakkından kaynaklı eylemler, dünya kamuoyuna İslam terörü etiketiyle servis edildi.
Kimler tarafından, Siyonist derin eller tarafından.
Geçmişte Filistinlilerin en ateşli savunucuları olan bölgedeki Arap devletler, İsrail'in ortaya koyduğu iyi bir mühendislik çalışması sonucunda, bir andan Filistin davasından uzaklaşmaya başladılar.
Mısır, Ürdün, Lübnan, Suriye, Libya, Irak gibi ülkeler, Ortadoğu'da büyük bir boşluk oluşturdular.
İşte bu boşluğu, kimi zaman devlet görüntüsü vermeye çalışan Hamas, İslami Cihat ve Hizbullah gibi yapılar doldurmaya çalıştı.
Arkalarına Filistin sorununu dışlamış batılı ülkeleri alan İsrail ve ABD, Hamas, İslami Cihat ve işe karışırsa Hizbullah'ı yok etme hazırlığını yapıyor.
Ama Hizbullah'ın tüm gücüyle gireceği bir savaşın, kolay kolay bitmeyeceği de daha önceki denemelerden öngörülebiliyor.
Birleşmiş Milletler savaş hukukuna göre, savaşın sivillerin yaşadığı alanlara taşınmaması kuralı, tümüyle İsrail ve batılı ülkeler tarafından çöpe atılmış oldu.
Artık BM'nin hiçbir hükmü ve işlevi kalmamıştır.
Daha da doğrusu, BM'de tıpkı diğer kurumlar gibi, İsrail'in kurulması ve korunması için kurulmuştur.
Gazze Şeridi'ni Hamas ve İslami Cihat güçlerinden temizleyip, geride kalacak sivil halkı itaate mecbur kılmanın hesabını yapan İsrail, eğer bunu başarırsa bir sonraki adımı da, Batı Şeria'yı ilhak etmek olacaktır.
Bu büyük fotoğrafa bakıldığında, tüm bu hesapların gelip bağlandığı bir başka noktayı daha görmekteyiz.
O da, bir İsrail tuzağı olan ve adına da 'İbrahimi Anlaşmalar' denilen, Hint-Pasifik Bölgesi'ni Orta Doğu ve Avrupa'ya bağlayacak olan, çok uluslu bir demir yolu ve denizcilik projesi olarak tanıtılan, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridorudur.
Eski Baharat Yolu'na benzetilen proje, Hindistan'ın Mumbai kentinden başlayıp, deniz yoluyla Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai limanına, oradan da demir yoluyla Al Gheweifat bölgesine ulaşıyor.
Daha sonra Suudi Arabistan'dan geçerek Ürdün'e, oradan da İsrail'in liman kenti Hayfa'ya uzanıyor.
Hayfa'dan deniz yoluyla Yunanistan'ın Pire Limanı'na götürülecek ürünlerin, buradan da kara yoluyla Avrupa'ya taşınması öngörülüyor.
Bu zorlama ve içerisi tuzaklarla dolu anlaşma yoluyla, Çin'in 'Kuşak Yol Projesi'ne de büyük bir darbe indirilmiş olacak.
Sadece İsrail ve ABD değil BAE, Ürdün ve Suudi Arabistan da, Hamas ve İslami Cihat'ın Gazze Şeridi'ndeki hakimiyetinin, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridorunu rahatsız etmesini istemiyorlar.
Çok ilginç değil mi?
Müslüman ülkelerle Hıristiyan dünyası bir olmuş, bir avuç toprağa ve nüfusa sahip Gazze'yi haritadan silmeye çalışıyor!
İşte bu zorlama koridor, Avrupa ve ABD tarafından, Hindistan ön plana çıkartılarak, aslında Çin'in Kuşak Yol projesine karşı planlandığı çok net olarak ortaya dökülmüş oluyor.
Hedef, Çin'in ekonomik gücünü kırmak ve 'Kuşak Yol projesi' kapsamındaki Türkiye, İran, Rusya gibi ülkeleri de etkisizleştirmektir.
Tam da bu noktadan ve günümüz İslam dünyasının sessizliği üzerinden olaya bakacak olursak, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridorunda yer alan Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün gibi ülkelerin, İsrail ile neden normalleştiklerini daha iyi anlayabiliriz.
Çünkü İsrail, bu projede Avrupa'ya geçişteki en önemli ayak.
Sadece İsrail ve ABD değil, BAE, Ürdün ve Suudi Arabistan da Hamas ve İslami Cihat'ın, Gazze Şeridi'ndeki hakimiyetinin, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridorunu rahatsız etmesini istemiyorlar.
Kısacası ekonomik çıkarlarını gözeten birçok Arap ülkesi, Filistin sorunu yükünden de kurtulmanın derdine düşmüş durumda.
Ne kadar da vahim ve acı bir tablo var karşımızda.
İsrail açısından bir başka önemli neden ise, Gazze kıyılarındaki çok zengin doğal gaz rezervleri.
İsrail, 2014'de keşfettiği bu rezervleri sorunsuz bir şekilde Avrupa'ya satmak istiyor.
İsrail'in 2014 yazındaki büyük Gazze operasyonunun nedeninin, Gazze açıklarındaki doğal gaz rezervleri olduğu, belgeleriyle ortada durmaktadır.
Hamas ve İslami Cihat'ın bitirilmesi zorunluğunun önemli nedenlerinden birisi de işte bu olağanüstü yeraltı kaynaklarının yutulmak istenmesidir.
Çünkü Gazze'de oluşacak bir Filistin yönetimi ya da özerk bölgesi, Gazze kıyılarındaki doğal gaz rezervlerinin zenginliğinden doğal olarak pay isteyecektir.
Bu da İsrail'in asla kabul etmeyeceği bir gelişmedir.
Bu konu uzun uzadıya ve derinlemesine analiz yapılabilecek, çok zengin bir altyapıya sahiptir.
Sonuç olarak bugün yaşanmakta olan bu büyük insanlık trajedisi ve İsrail'in yaptığı soykırım eyleminden dolayı en çok etkilenenler, günahsız ve masum çocuklar, kadınlar ve gençler olmaktadır.
Bütün bu olan bitenlerin karşısında dünyanın ve hatta İslam âleminin ne yaptığı çok önemli değildir.
Bu coğrafyanın asıl sahipleri olan Türk'ler ve Türkiye'nin ne yaptığı çok daha fazla önem taşımaktadır.
Peki, yapılan şey nedir?
Soykırıma karşı, mitinglerde şiir okumak!
Evet, maalesef yapılan ve ortada duran gerçek tam olarak budur.
Allah Türk milletini ayıktırsın ve korusun.
- Emekli maaşı senin sabah kahvaltın / 19.11.2024
- Halk ‘Mansur Yavaş’ diyor / 18.11.2024
- Sağlık Bakanı istifa etmeli / 14.11.2024
- Milli olmayan partiler kapatılmalı / 13.11.2024
- İktidara kızıp, devlete ateş etme! / 12.11.2024
- TS küme düşecek / 11.11.2024
- Düzenbaz, sahtekâr Standard & Poor's / 07.11.2024
- Sağlık Bakanlığı delirmiş olmalı! / 06.11.2024
- Atatürk başlattı, Haydar Baş tamamladı / 05.11.2024