Âlemde merkez insandır. Yani âlem insan için yaratılmıştır. İnsan ise bütün âlemlerin ve mahlûkatın sahibi Allah’a kul olmak için, O’nu bilmek, tanımak için yaratılmıştır. İşte insan bu vasfını ve değerini bilir, büyüklüğünü anlarsa kul olur veya insan olur. Yok, anlamazsa iki ayaklı beşer olur. Sıradan bir beşer olsa yine iyi. Aşağıların aşağısı olur. İşte bu kulluğu ispat konusunda Müslümanlar hep bir kavram kargaşası içinde kalmış ve maalesef birbirlerine düşmüştürler. Bu kavga hala devam etmektedir. Öyle ki, İslam iddiasındaki insanlar, kendi haklılıklarını ispat edebilmek için karşısındaki Müslümanları veya tüm İslam âlemini hedef almaktan bile kaçınmamışlardır. Oysa Allah ve Resulü hak ile batılın farkını çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Her şey apaçık olarak ortada. O zaman bu kavga niye? İşte bu sorunun cevabı hem çok zor hem de çok kolay. Bu soruya cevap ararken karşımıza hep dünyalık hırs, mal ve makam sevgisi, kibir, gurur vs. gibi nefsanî ve şeytani vasıflar çıkar. İşte bu vasıfları karakter haline getirip maddi ve manevi sahada Müslümanların önüne geçen insanlar, İslam’a ve Müslümanlara müşriklerden çok daha büyük zararlar vermişler ve Müslümanları birbirine düşürmüşlerdir. İslam’ın gayesi insandır. İnsanı nefsanî duygulardan arındırıp mükemmel hale getirmektir. Yani kul olabilmesini sağlamaktır. Hz. Muhammed (sav) ve Ehli Beyt’i bu mükemmel insan modelini hayatlarında bizzat yaşayarak bizlere örnek olmuşlardır. Müslümanlar günümüze kadar çok badirelerden geçti. Özellikle Müslümanlar arasındaki ayrılıklar, kavgalar çok büyük acılar yaşattı. Toplumları böldü. Kin ve nefreti ortaya çıkardı. Neden? Yukarıda da dediğim gibi İslam’ın insan olan hedefini ideoloji olarak algılayıp, ortaya koyanlar yüzünden. İslam’ı ideoloji olarak ortaya koyanların karşısına başka ideolojiler konuldu. Ve günümüze değin süren çatışmalar başladı ve devam ediyor. Enteresandır bu çatışmaları yapanların tamamı İslam ve Müslüman oldukları iddiasındalar. Neyse! Sözü fazla uzattım. Konuyu tam anlamak için sözü sahibine bırakayım. Yoluna kurban olduğum Prof. Dr. Haydar Baş diyor ki; “… Sistemler şöyle veya böyle İslam’da gaye değildir. Hatta helal ve haram sınırlarını koyun, komünizmde de İslam’ı yaşarsınız. Yani İslam bir sistem vaat etmedi. İslam bir rejim değildir, dindir. Rejimler, sistemler ideolojiktir. Yani aklın mahsulleridir. Saltanat ideolojiktir. Demokratik anlayış ideolojiktir. Yani benim, senin bulduğumuz, ortaya koyduğumuz şeylerdir. Ama biz bunların tamamında dinimizi yaşayabiliriz. Nasıl, hangi sınırlarda yaşayabiliriz? Helal ve haram sınırlarında yaşayabiliriz. Tıpkı meyvesi acı olan ağacı ehlileştirmeye benzer bu. Tutarsın, güzel bir aşı yaparsın ağaç ehlileşir, meyvesinden yenilir. Direk olarak “şu İslam’dır, bu değildir” şeklindeki bir tasnifi ben, İslam ulemasından görmedim. Mesela bir İmamı Azamın Fıkhı Ekber’ini alın, İmam Maturudi hazretlerinin hayatına bakın, eserlerine bakın yoktur. Bu son dönemlerin İslam’ı izahta koydukları bir tasnif şeklidir. İslam’ın maksadı mükemmel bir mümin, Müslüman yetiştirmektir. Bu Müslüman’ın vazifeleri ve sıfatları vardır. Kuran’ın bütünlüğü içerisinde bunu yaşamanın adına Müslüman’ın kemali deniyor. Müslüman bunu yakalayacak.İslam bu insanı hedef alıyor. O mükemmel insanın elinde mükemmel siyaset olur. Mükemmel sanat, mükemmel ziraat, mükemmel ticaret olabilir. O (mükemmel) insanın olmadığı yerde kurallar ve kaideler ne olursa olsun, onun yerine iman etmeyen bir adamı koy hiçbir şey olmaz. Mesela demokratik sistemler görünürde çok güzel şeyler. Ama siz bunu İslam’ın dışı olarak da kullanabilirsiniz, İslam’ın içi olarak da. O halde bu sistemleri ele alıp mütalaa, müzakere etmek yerine, o sistemlerde icrai faaliyette bulunan ferdi eğitip, yetiştirmek görevi ile mükellef olmamız lazım. Müslüman’ın nasıl olabileceğini, Müslüman’ın vasıflarını, şartlarını ortaya koymamız lazım. Koyduğumuz zaman görürüz ki, her taraf güllük gülistanlıktır. O Müslüman’ın olmadığı yerde, adı ne olursa olsun her taraf cehennemdir.” (Hikmetin Sırları sh:7576)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Numan Kurtulmuş’un kehaneti gerçekleşti / 12.06.2024
- Medyanın BRICS başlığı ve Putin’in AKP’ye uyarısı / 10.06.2024
- Tarımı da, tarım alanlarını da çiftçiyi de bitirdiler / 09.06.2024
- ‘Tek adam sistemi’ kalemlerimize de sirayet etti / 08.06.2024
- Bu işler ‘ey’ çekmekle olmaz / 07.06.2024
- İktidar, Allah’ın nimetlerini inkar ediyor / 06.06.2024
- İktidarın tek tasarruf kalemi insan eğitimi ve sağlığı / 05.06.2024
- Erdoğan’ın ‘teröristan’ çıkışını samimi buluyor musunuz? / 03.06.2024
- Bu soykırıma hahamlar, Yahudiler neden sessiz? / 02.06.2024
- Kendini tarif edemeyen insanlık / 01.06.2024
- Medyanın BRICS başlığı ve Putin’in AKP’ye uyarısı / 10.06.2024
- Tarımı da, tarım alanlarını da çiftçiyi de bitirdiler / 09.06.2024
- ‘Tek adam sistemi’ kalemlerimize de sirayet etti / 08.06.2024
- Bu işler ‘ey’ çekmekle olmaz / 07.06.2024
- İktidar, Allah’ın nimetlerini inkar ediyor / 06.06.2024
- İktidarın tek tasarruf kalemi insan eğitimi ve sağlığı / 05.06.2024
- Erdoğan’ın ‘teröristan’ çıkışını samimi buluyor musunuz? / 03.06.2024
- Bu soykırıma hahamlar, Yahudiler neden sessiz? / 02.06.2024
- Kendini tarif edemeyen insanlık / 01.06.2024