"İnşaallah Türkiye Tunus'un yaşadıklarını yaşamaz" diyen Prof. Dr. Haydar Baş siyasileri, Türkiye'deki öğrenci olaylarını ve vatandaşların gösterdiği tepkileri doğru değerlendirip, sancıları gidermeye davet etti Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Tunus'taki son gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasında "Batının hizmetinde olan, kölelik ve uşaklık yapanın kaderi Batı ile batmak olacaktır. Bunda kimsenin kuşkusu olmasın!" dedi. Tunus'ta oynanan oyunların benzerlerinin Türkiye'de de oynandığını dile getiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Türkiye'nin geleceğiyle bu ülkeler arasında bir kader birliği var. Buralarda oynanan aynı oyunlar, aynı tiyatrolar biz de yapıldı. Türkiye'nin sahip olduğu yeraltı kaynakları aslında dünyanın en zengin kaynakları. Bu kaynakların parasal değeri 3 katrilyon dolar diye ifade ediliyor. Ben en az iki katı daha fazla olduğunu düşünüyorum. Bu kaynaklar hammadde halindedir. İşlendiği zaman en az bire on değer kazanır. Bu servet değil Türkiye'ye, kıyamet sabahına kadar dünya milletlerine bu servet yeter. Ama gel gör ki bu kadar büyük serveti olan millet aç ve susuz geziyor. Her şey bitirilmiş durumda. Memuruna bak, işçisine, tarım kesimine, hayvancısına, madencisine bak kimse hayatından memnun değil. Bütün vatandaşlarımız geçim sıkıntısı çekiyor. İstediğini alamıyor, istediğini giyemiyor, istediğini yiyemiyor. Yani milletimiz, ölmeyecek kadar bir geçimi kader olarak kendine tayin edildiği şartlar içerisinde yaşıyor."
Siyasetçiler sorunları çözümsüz bırakmamalı
Siyasileri Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu doğru okumaya davet eden Prof. Dr. Haydar Baş, "İnşallah Türkiye Tunus'un yaşadıklarını yaşamaz" dedi. BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Bunun sonu ne olur? Bunun sonu inşallah Tunus olmaz. Türkiye'de de öğrenci hareketleri başladı. Öğrencilerin kalkıp isyan etmesini kesinlikle kabul etmiyoruz. Ama burada bir sancı var. Vücudun herhangi bir yerinde bir hastalık zuhur ederse orada bir sancı olur. Yani vücut haber verir, gel beni tedavi et, diye. Sen gittin hekime reçeteni aldın, tedavi oldun, tamam. Tedavini olmadınsa o zaman ölüme mahkûmsun. O uzvu kaybetmeye mahkûmsun. Beşeri ve sosyal olaylar da böyledir. Öğrenciler avaz avaz bağırıyor diyor ki; benim hakkımı ver. Şimdi bu öğrenci kabul edelim ki yanlış konuşuyor. Ama şikâyet ettiği, onu rahatsız eden bir olay var. Siyasete, ülke idaresine düşen görev onun bu sancısının nereden kaynaklandığını bulup çözmektir, tedavi etmektir. Eğer bu dediğimiz yapılmazsa olaylar büyür.
Her yangın küçük bir kıvılcımla başlar
"Bir ateşin başlangıç noktası küçük bir kıvılcımdır" diyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Her yangın küçük bir kıvılcımla başlar. Bunu herkesin çok iyi bilmesi lazım. Hiçbir zaman alev alev gördüğünüz o yangınlar bir anda o şekle gelmemiştir. Bir kıvılcımla başlar bir de bakarsın ki koskocaman binaları, mahalleleri kül eder. Şimdi sosyal olayların vukuu da aynen bunun gibidir. Bir kıvılcımla başlar ama sonucun ne olacağını kimse tahmin edemez. O bakımdan siyasilere düşen görev hastalığın teşhisidir. Vatandaş devletinden bir şey ister. Bunu önce hukuki yollarla ister. Devlet vatandaşa bunu verirse ne ala. Vermediyse vatandaş hukuku terk eder. Sen şimdi yargıyı da eline alsan istediğin gibi tahakküm etme imkânın da olsa yarın öyle bir durum gelir ki yargıyı da kimse dinlemez. İnsanların bir doyum noktası vardır. O noktaya geldi mi her şey kökünden biter."
Komünizm bir gecede yıkıldı
Herkesin sarsılmaz gözüyle baktığı komünizmin bir gecede yıkıldığını hatırlatan Prof. Dr. Haydar Baş, "despotlukla payidar olunamaz" diye konuştu. "Hiçbir zaman sarsılmaz gözüyle bakılan komünizm bile bitti. Hem de bir gecede bitti. Dolayısıyla despot bir idare ilânihaye devam edemez. Hele bu konuda acemi olan insanlar bunu hiç devam ettiremez. Ancak masum, eli silah tutmayan insanların üzerine gider. Ama 'alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste' atasözünde ifade edildiği gibi Allah da diğer taraftan yaptıklarının faturasını ona ödetir. Dolayısıyla talebe olaylarını doğru okumamız lazım. Vatandaşları dinlememiz lazım. Bunları küçümsediğiniz zaman siz kendinizi imha ediyorsunuz.
Siyaset çare bulma makamıdır
Prof. Dr. Baş, "Siyaset çare bulma makamıdır" dedi. BTP Lideri şöyle konuştu: "Reçeteyi yazıp, eczaneden ilacını vermek neyse siyaset de aynen budur. Yapamadı ben bu işi beceremiyorum diyecek. Yarın bir Tunus olabilir Türkiye, Allah göstermesin. Hiç kimsenin böyle bir durumu istemesi mümkün değil, ama sonuçlar bu noktaya doğru gidebilir. Vatandaşlar yaşadıkları sıkıntılara belki bugün sabreder, yarın sabreder. Ama onun bir patlama noktası vardır. Yani her ülke bir Tunus olabilir. Bu noktadan hareketle tedbirimizi almamız ve istenilen ihtiyaçlara meşru bir şekilde cevap vermeliyiz. Bir ve beraber olmak yolunda bir seferberlik ilan etmeliyiz. Aksi takdirde kazanımızın altı kaynamaya başlar."
Siyasetçiler sorunları çözümsüz bırakmamalı
Siyasileri Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu doğru okumaya davet eden Prof. Dr. Haydar Baş, "İnşallah Türkiye Tunus'un yaşadıklarını yaşamaz" dedi. BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Bunun sonu ne olur? Bunun sonu inşallah Tunus olmaz. Türkiye'de de öğrenci hareketleri başladı. Öğrencilerin kalkıp isyan etmesini kesinlikle kabul etmiyoruz. Ama burada bir sancı var. Vücudun herhangi bir yerinde bir hastalık zuhur ederse orada bir sancı olur. Yani vücut haber verir, gel beni tedavi et, diye. Sen gittin hekime reçeteni aldın, tedavi oldun, tamam. Tedavini olmadınsa o zaman ölüme mahkûmsun. O uzvu kaybetmeye mahkûmsun. Beşeri ve sosyal olaylar da böyledir. Öğrenciler avaz avaz bağırıyor diyor ki; benim hakkımı ver. Şimdi bu öğrenci kabul edelim ki yanlış konuşuyor. Ama şikâyet ettiği, onu rahatsız eden bir olay var. Siyasete, ülke idaresine düşen görev onun bu sancısının nereden kaynaklandığını bulup çözmektir, tedavi etmektir. Eğer bu dediğimiz yapılmazsa olaylar büyür.
Her yangın küçük bir kıvılcımla başlar
"Bir ateşin başlangıç noktası küçük bir kıvılcımdır" diyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Her yangın küçük bir kıvılcımla başlar. Bunu herkesin çok iyi bilmesi lazım. Hiçbir zaman alev alev gördüğünüz o yangınlar bir anda o şekle gelmemiştir. Bir kıvılcımla başlar bir de bakarsın ki koskocaman binaları, mahalleleri kül eder. Şimdi sosyal olayların vukuu da aynen bunun gibidir. Bir kıvılcımla başlar ama sonucun ne olacağını kimse tahmin edemez. O bakımdan siyasilere düşen görev hastalığın teşhisidir. Vatandaş devletinden bir şey ister. Bunu önce hukuki yollarla ister. Devlet vatandaşa bunu verirse ne ala. Vermediyse vatandaş hukuku terk eder. Sen şimdi yargıyı da eline alsan istediğin gibi tahakküm etme imkânın da olsa yarın öyle bir durum gelir ki yargıyı da kimse dinlemez. İnsanların bir doyum noktası vardır. O noktaya geldi mi her şey kökünden biter."
Komünizm bir gecede yıkıldı
Herkesin sarsılmaz gözüyle baktığı komünizmin bir gecede yıkıldığını hatırlatan Prof. Dr. Haydar Baş, "despotlukla payidar olunamaz" diye konuştu. "Hiçbir zaman sarsılmaz gözüyle bakılan komünizm bile bitti. Hem de bir gecede bitti. Dolayısıyla despot bir idare ilânihaye devam edemez. Hele bu konuda acemi olan insanlar bunu hiç devam ettiremez. Ancak masum, eli silah tutmayan insanların üzerine gider. Ama 'alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste' atasözünde ifade edildiği gibi Allah da diğer taraftan yaptıklarının faturasını ona ödetir. Dolayısıyla talebe olaylarını doğru okumamız lazım. Vatandaşları dinlememiz lazım. Bunları küçümsediğiniz zaman siz kendinizi imha ediyorsunuz.
Siyaset çare bulma makamıdır
Prof. Dr. Baş, "Siyaset çare bulma makamıdır" dedi. BTP Lideri şöyle konuştu: "Reçeteyi yazıp, eczaneden ilacını vermek neyse siyaset de aynen budur. Yapamadı ben bu işi beceremiyorum diyecek. Yarın bir Tunus olabilir Türkiye, Allah göstermesin. Hiç kimsenin böyle bir durumu istemesi mümkün değil, ama sonuçlar bu noktaya doğru gidebilir. Vatandaşlar yaşadıkları sıkıntılara belki bugün sabreder, yarın sabreder. Ama onun bir patlama noktası vardır. Yani her ülke bir Tunus olabilir. Bu noktadan hareketle tedbirimizi almamız ve istenilen ihtiyaçlara meşru bir şekilde cevap vermeliyiz. Bir ve beraber olmak yolunda bir seferberlik ilan etmeliyiz. Aksi takdirde kazanımızın altı kaynamaya başlar."