İmam Hüseyin’e ‘hanımları ve çocukları götürme’ tavsiyesi
Anlaşılan sefere çıkmaya kararlısın ama hiç değilse hanımları ve çocukları beraberinde götürme. Çünkü seni onların gözleri önünde öldürmelerinden korkuyorum
28.05.2022 23:44:00





Abdullah İbn Abbas, Hz. Hüseyin'e şunu söylüyor:
"Anlaşılan sefere çıkmaya kararlısın ama hiç değilse hanımları ve çocukları beraberinde götürme. Çünkü seni onların gözleri önünde öldürmelerinden korkuyorum."
İmam (a.s.), İbn-i Abbas'ın bu teklifine karşılık şöyle buyurdu:
"Allah'a and olsun ki onlar, kanımı dökmedikçe benden vazgeçmeyeceklerdir. Bunu yaptıkları taktirde de Allah-u Teala onlara kendilerini zelil ve hakir kılacak birini gönderecek ve onlar hanımların hayızlık hâlinde kullandığı bezden daha aşağı ve hor bir hâle düşeceklerdir."
Mekke'den ayrılmasını eleştirenlerden biri de Abdullah bin Zübeyr'di
Hatırlanacağı gibi Yezid halifeliğini ilan etmesinin ardından ilk icraat olarak Medine Valisi Velid'e mektup yazarak, biatten kaçınacağını düşündüğü Hz. Hüseyin (a.s.) ve Abdullah bin Zübeyr'den biat almasını istemişti.
O gece Hüseyin bin Ali (a.s.) biat etmeden Velid'in yanından ayrılmış; daha sonra Velid'in makamına gelen Abdullah bin Zübeyr ise biatten kaçınarak gece karanlığında şehri terk etmişti.
Mekke'ye yerleşen Abdullah bin Zübeyr, burada halifelik hayalleri kurmakta idi.
Ancak, İmam Hüseyin (a.s.)'ın Mekke'ye gelişi ile halkın kendisine olan teveccühü İmam (a.s.)'a kaymış ve Abdullah bin Zübeyr'in sohbetlerini dolduranlar artık İmam (a.s.)'ın meclisinde yer almaya başlamıştı.
Abdullah bin Zübeyr de bazen her gün, bazen de iki günde bir bu meclise iştirak ederek halkın nabzını yokluyordu. İmam (a.s.)'ın kendi bulunduğu şehirde olmasından aslında rahatsızdı.
İmam Hüseyin (a.s.)'ın Irak'a hareket etme kararını duyar duymaz yanına giderek ona şöyle dedi:
"Ey Resulüllah (a.s.)'ın torunu, eğer Irak'ta benim de, sizin taraftarlarınız gibi taraftarlarım olsa idi, her bölgeden daha fazla orayı tercih ederdim. Ama bununla birlikte Mekke'de kalıp da Müslümanlara önderlik yapmayı sürdürmek isterseniz, biz de size biat edip, sizinle aynı fikri savunur ve sizi desteklemekten çekinmeyiz."
İmam Hüseyin (a.s.) şöyle karşılık verdi:
"Babam, Mekke'de bir koçun (reisin) bulunmasıyla, o şehrin ihtiramının ortadan kalkacağını bana haber vermiştir; ben o koç olmayı (Allah'ın evine, benim sebebimle ihanet edilmesini) istemiyorum.
Allah'a and olsun ki, Mekke'den bir karış uzakta öldürülmem, orada öldürülmemden daha iyidir. Yine Mekke'den iki karış uzakta öldürülmem onun bir karış yakınında öldürülmemden daha iyidir."
İmam (a.s.) sözlerine şöyle devam etti:
"Allah'a anda olsun ki, yılanın deliğinde bile olsam, beni öldürmekle hedeflerine ulaşacakları için beni oradan çıkarırlar.
Vallahi yahudi kavmi, cumartesi gününün ihtiramını gözetmediği gibi, bunlar da benim ihtiramımı gözetmeyeceklerdir."
İmam Hüseyin (a.s.) Abdullah bin Zübeyr yanından ayrıldıktan sonra onun hakkında şöyle demiştir:
"Zâhirde benim Mekke'de kalmama ilgi göstermesine rağmen o gerçekte her şeyden daha fazla benim Mekke'den çıkmamı istiyor. Çünkü burada kalacak olursam artık kimsenin ona teveccüh etmeyeceğini çok iyi bilmektedir."
İbn Zübeyr, İmam Hüseyin (a.s.)'ın hakkında söylediği gibi düşünmekte idi. Yezid'in ölümünden sonra halifelik iddiasında bulunmuştur.
Ebu Said el-Hudrî'nin nasihati
"Ebu Said el-Hudrî (ra), İmam Hüseyin'in (a.s.) yanına gelip, "Ey Ebu Abdullah! Ben, senin için hayırlı bir öğütçüyüm ve şefkatliyim. İşittiğime göre, taraftarın olan kavim sana mektup yazmış.
Sakın onları yanına gitme! Kûfe'de babandan işitmiştim. Demişti ki: "Vallahi, ben, onlara küstüm. Onlar da, bana küstüler. Ben, onlara kızdım onlar da, bana kızdılar. Ben, onlardan bir vefa ve hayır görmedim. Onların ne sebatları, ne azimleri, ne de kılıca dayanmaları ve göğüs germeleri var!"
Hz. Hüseyin'in Mekke valisine mektubu
Hz. Hüseyin Mekke Valisi Amr bin Said'in mektubuna şöyle karşılık yazdı:
"İmdi, Yüce Allah'a davette bulunan, sâlih amel işleyen kişi, Allah'a ve Resulü'ne (s.a.v.) muhalefet etmez.
Ben, Müslümanlardan birisi tarafından eman, iyilik ve akrabalık hukukunun gözetileceği vaadi ile geri dönmeye davet ediliyorum. Emanların hayırlısı, Allah'ın emanıdır. Allah'a ve kıyamete inanan kişiyi kimse korkutmaz.
Biz dünyada üzerimizdeki emanetlerden dolayı kıyamet günü çekileceğimiz hesabın korkusunu içimizde taşıtmasını Allah'tan dileriz.
Eğer insan olarak sen, Kitabullah'a göre bana karşı akrabalık hakkını gözetmeye, iyilik etmeye niyetlendin ise, dünyada ve ahirette hayırla mükafatlanasın... Vesselam."
Mekke emiri şehri terk etmesine mâni olmak istiyor
Amr bin Said İmam Hüseyin'i (a.s.) sözleriyle Irak'a gitmekten vazgeçiremeyince; bu defa Yahya bin Said komutasında bir grup silahlı askeri Hz. Hüseyin (a.s.)'ın üzerine gönderdi. Ancak bunlar da İmam'ı kararından vazgeçirememiştir.
O tarihlerde Mekke Valisi olan Amr b. Said b. As, kardeşi Yahya b. Said komutasında bir orduyu üzerine gönderdi.
Birlik kumandanı, "Meke Valisi geri dönmeni sana emrediyor. Dönmek istemezsen, seni gitmekten zorla alıkoyarım!" dedi.
İmam Hüseyin (a.s.) dönmeyip, yola devam etmek isteyince, iki taraf birbirlerine kamçılarla giriştiler.
Mekke Valisi Amr b. Said, olanları işitince, işin karışmasından korktu. Birlik kumandanına haber gönderdi. Dönüp gelmesini emretti." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)
"Anlaşılan sefere çıkmaya kararlısın ama hiç değilse hanımları ve çocukları beraberinde götürme. Çünkü seni onların gözleri önünde öldürmelerinden korkuyorum."
İmam (a.s.), İbn-i Abbas'ın bu teklifine karşılık şöyle buyurdu:
"Allah'a and olsun ki onlar, kanımı dökmedikçe benden vazgeçmeyeceklerdir. Bunu yaptıkları taktirde de Allah-u Teala onlara kendilerini zelil ve hakir kılacak birini gönderecek ve onlar hanımların hayızlık hâlinde kullandığı bezden daha aşağı ve hor bir hâle düşeceklerdir."
Mekke'den ayrılmasını eleştirenlerden biri de Abdullah bin Zübeyr'di
Hatırlanacağı gibi Yezid halifeliğini ilan etmesinin ardından ilk icraat olarak Medine Valisi Velid'e mektup yazarak, biatten kaçınacağını düşündüğü Hz. Hüseyin (a.s.) ve Abdullah bin Zübeyr'den biat almasını istemişti.
O gece Hüseyin bin Ali (a.s.) biat etmeden Velid'in yanından ayrılmış; daha sonra Velid'in makamına gelen Abdullah bin Zübeyr ise biatten kaçınarak gece karanlığında şehri terk etmişti.
Mekke'ye yerleşen Abdullah bin Zübeyr, burada halifelik hayalleri kurmakta idi.
Ancak, İmam Hüseyin (a.s.)'ın Mekke'ye gelişi ile halkın kendisine olan teveccühü İmam (a.s.)'a kaymış ve Abdullah bin Zübeyr'in sohbetlerini dolduranlar artık İmam (a.s.)'ın meclisinde yer almaya başlamıştı.
Abdullah bin Zübeyr de bazen her gün, bazen de iki günde bir bu meclise iştirak ederek halkın nabzını yokluyordu. İmam (a.s.)'ın kendi bulunduğu şehirde olmasından aslında rahatsızdı.
İmam Hüseyin (a.s.)'ın Irak'a hareket etme kararını duyar duymaz yanına giderek ona şöyle dedi:
"Ey Resulüllah (a.s.)'ın torunu, eğer Irak'ta benim de, sizin taraftarlarınız gibi taraftarlarım olsa idi, her bölgeden daha fazla orayı tercih ederdim. Ama bununla birlikte Mekke'de kalıp da Müslümanlara önderlik yapmayı sürdürmek isterseniz, biz de size biat edip, sizinle aynı fikri savunur ve sizi desteklemekten çekinmeyiz."
İmam Hüseyin (a.s.) şöyle karşılık verdi:
"Babam, Mekke'de bir koçun (reisin) bulunmasıyla, o şehrin ihtiramının ortadan kalkacağını bana haber vermiştir; ben o koç olmayı (Allah'ın evine, benim sebebimle ihanet edilmesini) istemiyorum.
Allah'a and olsun ki, Mekke'den bir karış uzakta öldürülmem, orada öldürülmemden daha iyidir. Yine Mekke'den iki karış uzakta öldürülmem onun bir karış yakınında öldürülmemden daha iyidir."
İmam (a.s.) sözlerine şöyle devam etti:
"Allah'a anda olsun ki, yılanın deliğinde bile olsam, beni öldürmekle hedeflerine ulaşacakları için beni oradan çıkarırlar.
Vallahi yahudi kavmi, cumartesi gününün ihtiramını gözetmediği gibi, bunlar da benim ihtiramımı gözetmeyeceklerdir."
İmam Hüseyin (a.s.) Abdullah bin Zübeyr yanından ayrıldıktan sonra onun hakkında şöyle demiştir:
"Zâhirde benim Mekke'de kalmama ilgi göstermesine rağmen o gerçekte her şeyden daha fazla benim Mekke'den çıkmamı istiyor. Çünkü burada kalacak olursam artık kimsenin ona teveccüh etmeyeceğini çok iyi bilmektedir."
İbn Zübeyr, İmam Hüseyin (a.s.)'ın hakkında söylediği gibi düşünmekte idi. Yezid'in ölümünden sonra halifelik iddiasında bulunmuştur.
Ebu Said el-Hudrî'nin nasihati
"Ebu Said el-Hudrî (ra), İmam Hüseyin'in (a.s.) yanına gelip, "Ey Ebu Abdullah! Ben, senin için hayırlı bir öğütçüyüm ve şefkatliyim. İşittiğime göre, taraftarın olan kavim sana mektup yazmış.
Sakın onları yanına gitme! Kûfe'de babandan işitmiştim. Demişti ki: "Vallahi, ben, onlara küstüm. Onlar da, bana küstüler. Ben, onlara kızdım onlar da, bana kızdılar. Ben, onlardan bir vefa ve hayır görmedim. Onların ne sebatları, ne azimleri, ne de kılıca dayanmaları ve göğüs germeleri var!"
Hz. Hüseyin'in Mekke valisine mektubu
Hz. Hüseyin Mekke Valisi Amr bin Said'in mektubuna şöyle karşılık yazdı:
"İmdi, Yüce Allah'a davette bulunan, sâlih amel işleyen kişi, Allah'a ve Resulü'ne (s.a.v.) muhalefet etmez.
Ben, Müslümanlardan birisi tarafından eman, iyilik ve akrabalık hukukunun gözetileceği vaadi ile geri dönmeye davet ediliyorum. Emanların hayırlısı, Allah'ın emanıdır. Allah'a ve kıyamete inanan kişiyi kimse korkutmaz.
Biz dünyada üzerimizdeki emanetlerden dolayı kıyamet günü çekileceğimiz hesabın korkusunu içimizde taşıtmasını Allah'tan dileriz.
Eğer insan olarak sen, Kitabullah'a göre bana karşı akrabalık hakkını gözetmeye, iyilik etmeye niyetlendin ise, dünyada ve ahirette hayırla mükafatlanasın... Vesselam."
Mekke emiri şehri terk etmesine mâni olmak istiyor
Amr bin Said İmam Hüseyin'i (a.s.) sözleriyle Irak'a gitmekten vazgeçiremeyince; bu defa Yahya bin Said komutasında bir grup silahlı askeri Hz. Hüseyin (a.s.)'ın üzerine gönderdi. Ancak bunlar da İmam'ı kararından vazgeçirememiştir.
O tarihlerde Mekke Valisi olan Amr b. Said b. As, kardeşi Yahya b. Said komutasında bir orduyu üzerine gönderdi.
Birlik kumandanı, "Meke Valisi geri dönmeni sana emrediyor. Dönmek istemezsen, seni gitmekten zorla alıkoyarım!" dedi.
İmam Hüseyin (a.s.) dönmeyip, yola devam etmek isteyince, iki taraf birbirlerine kamçılarla giriştiler.
Mekke Valisi Amr b. Said, olanları işitince, işin karışmasından korktu. Birlik kumandanına haber gönderdi. Dönüp gelmesini emretti." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.