İmam, Ehl-i Beyt'ten olmalıdır
İtaati farz olan İmam'ın, imametine delalet edecek bir nişanesi olmalı ve onunla da başkalarından ayırt edilebilmelidir. O özellik de Ehl-i Beyt'ten olma şartıdır
29.06.2017 00:00:00
Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbari'r-Rıza (a.s.) isimli eserinde şöyle anlatıyor:
Abdulvahid bin Muhammed bin Ubdus Nişaburî (el-Attar Nişaburî) 352 yılının Şâban ayında Fazl bin Şâzan'dan naklederek şöyle dediğini söylüyor:
"Neden bir zamanda iki imamın veya daha çoğunun olması caiz değildir, diye soracak olursa şöyle cevap verilir:
Birçok sebeplerden dolayıdır; tek şahsın iş ve tedbirinde ihtilaf ortaya çıkmaz ama iki kişinin iş ve tedbirleri aynı ve eşit olmayacaktır. Bizler, düşünce ve fikirleri değişik olmayan iki kişiye rastlamadık. Dolayısıyla eğer aynı zamanda iki önder olursa, düşünce ve tedbirleri farklı olacaktır. Kendilerine itaat etmek de vaciptir. Bu durumda hiçbirisi itaat edilmede diğerine üstün değildir. İşte bu durum olursa insanlar arasında ihtilaf, dövüş, kavga ve fesat doğmasına sebep olacaktır. Birisine itaat edebilmek için diğerine asi olup itaatsizlik yapması gerekir. Bu şekilde olursa yeryüzünü günah saracak, insanların itaat ve imanı bulabilmesi için yol olmayacaktır. Bu durumda Allah, iki tane değişik ihtilaflı olan kimselere itaat etmeyi emretmekle insanlara ihtilaf, dövüş, kavga ve fesat kapısını açmış olacaktır.
Başka bir sebebi ise, eğer iki imam aynı amanda olursa arkadaşının vermiş olduğu hükümden başka bir hüküm vererek halkı ona çağıracaktır. Onların (imamların) hiçbirisi diğerine (arkadaşına) tâbi olup izlemesi için bir üstünlüğü yoktur. Böylece haklar, ahkâm ve Allah'ın bırakmış olduğu sınırlar iptal olacaktır.
Diğer bir başka sebebi ise, bu iki önderden (hüccetten) hiçbirisi konuşmaya, hüküm verip emir ve nehiy etmeye diğer birisinden üstün değildir. Dolayısıyla onların ikisinin de söze beraber başlamaları vacip olacaktır ve hiçbirisinin de diğerinden önce davranması doğru olmayacaktır. Çünkü imamette her ikisi de aynıdır. Eğer birisi için susmak caiz olursa diğeri için de caiz olacaktır. İkisinin de susması caiz olursa haklar ve ahkâm yok olacak, sınırlar çiğnenecek, insanlar da sanki imamı yokmuş gibi olacaktır.
'Neden Ehl-i Beyt'ten olmayan başka birisinin imam olması caiz değildir?' diye sorulacak olursa şöyle yanıt verilir:
Birçok sebeplerden dolayıdır; itaati farz olan imamın, imametine delalet edecek bir nişanesi olmalı ve onunla da başkalarından ayırt edilebilmelidir. O da çok iyi bilinip meşhur olan yakınlık, onu başkalarından seçip ayırarak aşikâra vasiyet etmesidir. Böylece kendisinin tam olarak tanınıp insanların da ona doğru yönlendirilmesi içindir."
OKAN EGESEL
Abdulvahid bin Muhammed bin Ubdus Nişaburî (el-Attar Nişaburî) 352 yılının Şâban ayında Fazl bin Şâzan'dan naklederek şöyle dediğini söylüyor:
"Neden bir zamanda iki imamın veya daha çoğunun olması caiz değildir, diye soracak olursa şöyle cevap verilir:
Birçok sebeplerden dolayıdır; tek şahsın iş ve tedbirinde ihtilaf ortaya çıkmaz ama iki kişinin iş ve tedbirleri aynı ve eşit olmayacaktır. Bizler, düşünce ve fikirleri değişik olmayan iki kişiye rastlamadık. Dolayısıyla eğer aynı zamanda iki önder olursa, düşünce ve tedbirleri farklı olacaktır. Kendilerine itaat etmek de vaciptir. Bu durumda hiçbirisi itaat edilmede diğerine üstün değildir. İşte bu durum olursa insanlar arasında ihtilaf, dövüş, kavga ve fesat doğmasına sebep olacaktır. Birisine itaat edebilmek için diğerine asi olup itaatsizlik yapması gerekir. Bu şekilde olursa yeryüzünü günah saracak, insanların itaat ve imanı bulabilmesi için yol olmayacaktır. Bu durumda Allah, iki tane değişik ihtilaflı olan kimselere itaat etmeyi emretmekle insanlara ihtilaf, dövüş, kavga ve fesat kapısını açmış olacaktır.
Başka bir sebebi ise, eğer iki imam aynı amanda olursa arkadaşının vermiş olduğu hükümden başka bir hüküm vererek halkı ona çağıracaktır. Onların (imamların) hiçbirisi diğerine (arkadaşına) tâbi olup izlemesi için bir üstünlüğü yoktur. Böylece haklar, ahkâm ve Allah'ın bırakmış olduğu sınırlar iptal olacaktır.
Diğer bir başka sebebi ise, bu iki önderden (hüccetten) hiçbirisi konuşmaya, hüküm verip emir ve nehiy etmeye diğer birisinden üstün değildir. Dolayısıyla onların ikisinin de söze beraber başlamaları vacip olacaktır ve hiçbirisinin de diğerinden önce davranması doğru olmayacaktır. Çünkü imamette her ikisi de aynıdır. Eğer birisi için susmak caiz olursa diğeri için de caiz olacaktır. İkisinin de susması caiz olursa haklar ve ahkâm yok olacak, sınırlar çiğnenecek, insanlar da sanki imamı yokmuş gibi olacaktır.
'Neden Ehl-i Beyt'ten olmayan başka birisinin imam olması caiz değildir?' diye sorulacak olursa şöyle yanıt verilir:
Birçok sebeplerden dolayıdır; itaati farz olan imamın, imametine delalet edecek bir nişanesi olmalı ve onunla da başkalarından ayırt edilebilmelidir. O da çok iyi bilinip meşhur olan yakınlık, onu başkalarından seçip ayırarak aşikâra vasiyet etmesidir. Böylece kendisinin tam olarak tanınıp insanların da ona doğru yönlendirilmesi içindir."
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.




























































































