İmam Ali’nin vurguladığı beş şey
Hz. Ali’den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: “Beş şey vardır ki, onları elde etmek için bineklere binip yolculuğa çıksanız da onlar gibisini bulamazsınız
27.02.2024 19:37:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Beş şey vardır ki, onları elde etmek için bineklere binip yolculuğa çıksanız da onlar gibisini bulamazsınız:
1- Kulun, günahından başka hiçbir şeyden korkmaması.
2- Kulun, Allah-u Teala'dan başka hiçbir kimseye ümit bağlamaması.
3- Kulun, kendisinden bilmediği bir şey sorulduğunda bilmiyorum demekten utanmaması.
4- Kulun, bilmediği bir şeyi öğrenmekten hayâ etmemesi.
5- Sabrın imana olan nispeti başın bedene olan nispeti gibidir; öyleyse sabrı olmayanın imanı olmaz."
Aynı senetle İmam Hüseyin'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Kim ecelinin ertelenmesi ve rızkının artmasını istiyorsa, sıla-i rahim (akrabalara iyilik) yapsın."
Aynı senetle İmam Hüseyin'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Şehirlerin birinin duvarları altında bir yazılı levha bulundu, onda şunlar yazılıydı:
"Ben Allah'ım! Benden başka ilah yoktur, Muhammed Benim nebimdir. Ölümün varlığına yakîn ettiği halde sevinene, her şeyin takdirinin Allah-u Teala'nın elinde olduğuna iman ettiği halde üzülene, dünyayı tanıyıp onu denediği halde ona gönül verene ve kıyamet günü hesaba çekileceğini bildiği halde günah işleyene hayret ederim!"
Yine, aynı senetle naklediyor ki; İmam Sâdık (a.s.) İmam Hüseyin'in (a.s.) kabrinin ziyareti hakkında sorulduğunda şöyle buyurdu:
"Babam, bana buyurdu ki: Her kim, İmam Hüseyin'in (a.s.) kabrini onu hakkıyla tanıyarak ziyaret ederse Allah-u Teala onun adını İlliyyin defterine yazar."
Aynı senetle İmam Sâdık'tan (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Baba ve anneye karşı gelmenin en düşük mertebesi onlara 'öf' demektir. Eğer bundan daha düşük bir mertebe olsaydı Allah-u Teala Kitabında o mertebeyi zikrederdi."
Ali b. Hüseyin'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Umeys kızı Esma dedi ki: 'Ben Hz. Fâtıma'nın yanındaydım ki Peygamber (s.a.v.) onun yanına geldi -bu arada Hz. Fâtıma'nın boynunda Ali'nin (a.s.) savaş ganimetlerinden hakkına düşen bir altın gerdanlık vardı- ve ona şöyle buyurdu:
'Ey Fâtıma! Giyinmene dikkat et ki halk, Muhammed'in kızı zorba yöneticilerin kızları gibi giyiniyor, demesinler."
Hz. Fâtıma (a.s.) hemen gerdanlığı boynundan çıkarıp sattı ve o parayla bir köle alıp azat etti. Resul-i Ekrem (s.a.v.) bunu görünce mutlu oldu."
Aynı senetle Ali b. Hüseyin'in (a.s.), "Eğer Rabbin delilini görmeseydi" ayeti hakkında şöyle buyurduğunu naklediyor: Aziz'in hanımı Züleyha ayağa kalkarak putun üzerini bir bez parçasıyla örttü.
Hz. Yûsuf (a.s.) on,: "Bu işi niçin yaptın?" diye sordu. O, "Putun bizi görmesinden utanıyorum" dedi.
Yûsuf (a.s.), "Sen duymayan, görmeyen, yemeyen ve içmeyen bir puttan çekiniyorsun da ben insanı yaratan ve bilmediğini ona öğreten Allah'tan çekinmeyeyim mi?" buyurdu.
Allah-u Teala'nın, "Eğer Rabbin burhanını görmeseydi" ayetindeki burhandan kasıt bu olaydır.
Aynı senetle şöyle naklediyor: "İmam Zeynelâbidin (a.s.) iyileşmiş bir hasta gördüğünde şöyle buyuruyordu: Günahlardan temizlenmek sana kutlu olsun."
Aynı senetle İmam Seccad'ın (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "İnsanlar üç şeyi üç kişiden öğrenmişlerdir: Sabrı Eyyub'dan (a.s.), şükrü Nuh'tan (a.s.) ve kıskançlığı Hz. Yâkub'un oğullarından." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
1- Kulun, günahından başka hiçbir şeyden korkmaması.
2- Kulun, Allah-u Teala'dan başka hiçbir kimseye ümit bağlamaması.
3- Kulun, kendisinden bilmediği bir şey sorulduğunda bilmiyorum demekten utanmaması.
4- Kulun, bilmediği bir şeyi öğrenmekten hayâ etmemesi.
5- Sabrın imana olan nispeti başın bedene olan nispeti gibidir; öyleyse sabrı olmayanın imanı olmaz."
Aynı senetle İmam Hüseyin'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Kim ecelinin ertelenmesi ve rızkının artmasını istiyorsa, sıla-i rahim (akrabalara iyilik) yapsın."
Aynı senetle İmam Hüseyin'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Şehirlerin birinin duvarları altında bir yazılı levha bulundu, onda şunlar yazılıydı:
"Ben Allah'ım! Benden başka ilah yoktur, Muhammed Benim nebimdir. Ölümün varlığına yakîn ettiği halde sevinene, her şeyin takdirinin Allah-u Teala'nın elinde olduğuna iman ettiği halde üzülene, dünyayı tanıyıp onu denediği halde ona gönül verene ve kıyamet günü hesaba çekileceğini bildiği halde günah işleyene hayret ederim!"
Yine, aynı senetle naklediyor ki; İmam Sâdık (a.s.) İmam Hüseyin'in (a.s.) kabrinin ziyareti hakkında sorulduğunda şöyle buyurdu:
"Babam, bana buyurdu ki: Her kim, İmam Hüseyin'in (a.s.) kabrini onu hakkıyla tanıyarak ziyaret ederse Allah-u Teala onun adını İlliyyin defterine yazar."
Aynı senetle İmam Sâdık'tan (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Baba ve anneye karşı gelmenin en düşük mertebesi onlara 'öf' demektir. Eğer bundan daha düşük bir mertebe olsaydı Allah-u Teala Kitabında o mertebeyi zikrederdi."
Ali b. Hüseyin'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Umeys kızı Esma dedi ki: 'Ben Hz. Fâtıma'nın yanındaydım ki Peygamber (s.a.v.) onun yanına geldi -bu arada Hz. Fâtıma'nın boynunda Ali'nin (a.s.) savaş ganimetlerinden hakkına düşen bir altın gerdanlık vardı- ve ona şöyle buyurdu:
'Ey Fâtıma! Giyinmene dikkat et ki halk, Muhammed'in kızı zorba yöneticilerin kızları gibi giyiniyor, demesinler."
Hz. Fâtıma (a.s.) hemen gerdanlığı boynundan çıkarıp sattı ve o parayla bir köle alıp azat etti. Resul-i Ekrem (s.a.v.) bunu görünce mutlu oldu."
Aynı senetle Ali b. Hüseyin'in (a.s.), "Eğer Rabbin delilini görmeseydi" ayeti hakkında şöyle buyurduğunu naklediyor: Aziz'in hanımı Züleyha ayağa kalkarak putun üzerini bir bez parçasıyla örttü.
Hz. Yûsuf (a.s.) on,: "Bu işi niçin yaptın?" diye sordu. O, "Putun bizi görmesinden utanıyorum" dedi.
Yûsuf (a.s.), "Sen duymayan, görmeyen, yemeyen ve içmeyen bir puttan çekiniyorsun da ben insanı yaratan ve bilmediğini ona öğreten Allah'tan çekinmeyeyim mi?" buyurdu.
Allah-u Teala'nın, "Eğer Rabbin burhanını görmeseydi" ayetindeki burhandan kasıt bu olaydır.
Aynı senetle şöyle naklediyor: "İmam Zeynelâbidin (a.s.) iyileşmiş bir hasta gördüğünde şöyle buyuruyordu: Günahlardan temizlenmek sana kutlu olsun."
Aynı senetle İmam Seccad'ın (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "İnsanlar üç şeyi üç kişiden öğrenmişlerdir: Sabrı Eyyub'dan (a.s.), şükrü Nuh'tan (a.s.) ve kıskançlığı Hz. Yâkub'un oğullarından." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)