Nevşehir Kozaklı'da düzenlenen BTP geleneksel gençlik kampının baş aktörü gençler ve genç lider Hüseyin Baş idi. Söylediği şarkılar, eşlik ettiği marşlar, yaptığı konuşmalar gerçekten de muhteşemdi.
Sayın Hüseyin Baş'ın hem Zafer Bayramı kutlamalarında hem kapanış proragmında yaptığı konuşmalar her cümlesi tarihe not düşecek nitelikteydi.
Hüseyin Baş kendisi bir hukukçu olmasına rağmen tarihçilere parmak ısırtacak önemli tespitler yaptı. Tarihsel olaylara bakışı onun gelecekte Türk siyasetine yepyeni bir çehre kazandıracağına, bundan da Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletinin kazançlı çıkacağına inanıyorum.
Değerli dostlar, Sayın Baş'ın şu tespitini ve önerdiği çözümü daha önce başka kimsenin yaptığını ben tahmin etmiyorum. Bakar mısınız şu tespite:
"9 Eylül'de yurdumuzu düşman işgalinden temizledik. Atatürk Yunan komutan Trikopis'i esir aldıktan sonra 'Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir' diyor. Şimdi bu çok kritik bir cümle. Bugün hepimiz orasını Ege Denizi diye biliriz. Atatürk, Ege diye bir deniz kabul etmiyor, orasını Akdeniz olarak kabul ediyor. Hani bugün bizim bir kıta sahanlığı sorunumuz var ya Atatürk'e bir baksalar onu da çözerler. Orasına Akdeniz diyebilseler O'nu da çözerler.
Atatürk 9 Eylül'den sonra dümeni İstanbul'a kırıyor. İstanbul işgal altında. İngiliz uyanık. Savaşsa İngiliz diye bir şey kalmayacak, hemen ateşkes istiyorlar ve Mudanya'da ateşkes imzalanıyor. Bu ateşkes ne demek? Atatürk düşmanlarına bir de tarih dersi verelim; ateşkes olması için savaş olması gerekir. Savaş, önceki bütün anlaşmaların yırtılıp atıldığının resmidir. Bütün Anadolu'yu işgal ettiren o günün yöneticilerinin attıkları imzaları yırtıp atan ve o savaşın sonunda düşmanı yurttan kovan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Arkadaşlar, Atatürk Türk milletine Allah tarafından bahşedilmiş bir mucizedir. Dünya tarihinde bir Atatürk daha bulamazsınız. O'nun o şartlarda başardığını başarabilen başka bir örnek yoktur.
Şimdi Atatürk Mudanya'da ateşkesi imzalıyor. Biz savaşta kimi yenmiştik? Yunanı. Şimdi sen Yunan'ı yeniyorsun sesi İngiliz'den geliyor, Yunan'ı yeniyorsun anlaşmayı İngiliz yapıyor. Bugüne geldiğimizde de 'Keşke Yunan galip gelseydi' diyenler var. Şimdi sen Yunan'ı yenince ses İngiliz'den geliyor. İngiliz'in paralı maşası, İngiliz'in maaşlı ajanı işte bu lafları söylüyor. Bunlara ne söylesek az.
Tarihimizde 30 Ağustos Zaferi olmasaydı siz zafer falan kutlayamazdınız. Sen İstanbul'un fethini kutlayabiliyorsan, aklına gelen neyi kutlayabiliyorsan onu da geçtim senin adın bugün Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma ise sen bugün İstiklal Marşı'ndaki gibi ezan sesleri altında ibadet edebiliyorsan bunların hepsini Atatürk'ün kazandığı son zafere borçlusun. O zafer olmasa hiçbiri olmayacaktı."
Sayın Hüseyin Baş'ın yaptığı konuşmalardan bir bölümünü bu makalemde aldım. Bu konuşma ve kapanış konuşması üzerinde birkaç makale daha yazacağım inşallah.
- Ehl-i Beyt’in tebliğ anlayışı / 22.11.2024
- Güzel ahlak ve tebliğ ilişkisi / 21.11.2024
- Tebliğin en etkili yolu lisanıhâldir / 20.11.2024
- Tebliğ metodu hakkında bilinmesi gerekenler / 19.11.2024
- Abese suresinden alınacak dersler / 18.11.2024
- Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır / 16.11.2024
- Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu? / 15.11.2024
- Demokratik Krallık hakkında / 14.11.2024
- Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi / 13.11.2024