Hükümette Moody's çatlağı

YENİ MESAJ/HABER-ANALİZ
ABD merkezli uluslararası kredi değerlendirme kuruluşu Moody's, 24 Eylül Cumartesi günü Türkiye'nin kredi notunu 'Baa3' seviyesinden 'Ba1' seviyesine düşürürken, not görünümünü 'durağan' olarak belirlemişti.
Anadolu Ajansı'nın Editör Masası programına katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Moody's'in not kırması ile ilgili olarak, "Bu dünyanın sonu değil ama önemsiz de değil" ifadelerini kullandı. Şimşek, "Çünkü yatırımcılar sadece Moodys'e, S&P'ye, Fitch'e bakmazlar. Gelişmekte olan ülkelere odaklanan fonlar yatırım yapılabilir seviyenin altındaki ülkelere zaten yatırım yaparlar" dedi.
Ciddiye alıyoruz
Şimşek, Moody's'in Türkiye ekonomisine ilişkin kararını ciddiye aldıklarını ancak bu durumun dünyanın sonu olmadığını belirterek, "Tekrar kredi notumuzun yükseltilmesi için yoğun bir çaba içerisine gireceğiz. Güneş balçıkla sıvanmaz. Türkiye eski Türkiye değil, onun bunun reçetesine ihtiyacı yok. Ülkemizin notu 2002'li yıllar ve daha sonra yatırım yapılabilir seviyede miydi? 2013 yılının Mayıs ayından yatırım yapılabilir seviyeye geldi. Peki, bu tarihten sonra ülkeye para girişi arttı mı? Azaldı. Doğrudan yatırımlar, portföy yatırımlar azaldı. Bu şunu gösteriyor yatırım fonları kredi derecelendirme kuruluşlarına bakarak karar vermezler. Herkesin risk iştahı farklı boyutlardadır" dedi.
Önceki tepkiler çok farklıydı
Moody's'in Türkiye'nin notunu düşürmesine hükümet kanadından daha önce gelen tepkiler ise oldukça farklıydı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, 26 Eylül'de Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere yaptığı açıklamada, "Moody's, ne derse desin ya da başkası ne derse desin biz Türkiye'nin hangi istikamette yürümekte olduğunu biliyoruz" şeklinde konuşmuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise Çarşamba günü "Moody's notu indirmiş, kaldırmış; ız gelir tırıs gider" şeklinde konuşmuştu. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de 24 Eylül'de yaptığı açıklamada, Moody's'in Türkiye kararının, ülke ekonomisinin temel makro dinamikleri ile hiçbir şekilde örtüşmediğini belirterek, "Moody's tarafından iddia edildiği gibi, ekonomi başta olmak üzere, kurumsal işleyişimizde ve etkinliğimizde hiçbir aşınma durumu bahis konusu değildir" demişti.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli de, geçtiğimiz Cumartesi günü yaptığı değerlendirmede, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'deki reform niteliğindeki düzenlemelere gözlerini kapattığını belirterek, "Eğer Moody's, Rusya ile kriz başladığında not indirimi yapmış olsaydı bir anlamı olurdu. Krizin, ihracat ve turizm gelirlerini düşürme ve bunun da cari dengeyi olumsuz etkilemesi ihtimali nedeniyle not indirimi olabilirdi. Rusya krizi başladığında bu gerekçelerle bir not indirimi ekonomik gerekçelerle izah edilebilirdi. Objektif ve bilimsel bir altyapısı bulunmamaktadır. O zaman sorulması gereken soru şu: Moody's in not indirimi ekonomik, rasyonel ve objektif bir gerekçeye dayanmıyorsa gerçek sebebi nedir?" demişti.
Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD) Başkanı Arif Ünver ise uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in 21 Eylül Çarşamba günü yaptığı 'Türkiye şokları atlattı' açıklamasından 2 gün sonra gelen not indiriminin piyasaları manipüle etme anlamını taşıdığını belirterek, "Moody's'in bir açıklama yapıp, 2 gün sonrasında tersi bir aksiyon alması çok ciddi bir suç" şeklinde konuşmuştu.
Borçlanma maliyeti artacak
 Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesine ilişkin, "Maliyetlerde, yurt dışı borçlanmalarda ufak tefek artışlar olabilir. 25, bilemediniz 50 baz puan" dedi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK), Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, TİM başkanı Mehmet Büyükekşi, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak yaptıkları açıklamalarda Moody's'e tepki göstermişti.