‘Helal malda hesap, haramında azap vardır’
Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: "Kimin yemesi, içmesi ve giyimi (helal yoldan bile olsa) güzel olursa, kıyamet günü ilahi mahkemede durması da çok olacaktır! Eğer bunlar haram yoldan kazanılmış olursa, çok durmaktan ilave azaba da tâbi tutulacaktır. Çünkü dünyanın helal malında hesap, haramında ise azap vardır"
29.04.2024 12:12:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Bir gün Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdular: "Beni Mi'rac'a götürdüklerinde cennete girdim. Orada bazı meleklerin altın ve gümüş tuğlayla bir bina yaptıklarını gördüm. Ama bazen durup bekleşiyorlardı. Meleklere; 'Siz neden bazen çalışıp bazen duruyorsunuz; bunun sebebi nedir?' diye sordum. Cevaben şöyle dediler: 'Bina malzemeleri elimize geçtiğinde çalışıyoruz, geçmediğinde ise duruyoruz.' Onlara; 'Sizin bina malzemeniz nedir?' diye sordum. 'Subhanellah ve'lhamdulillah vela ilahe illallah vallahu ekber'dir. Mü'min bir şahıs bu zikri söylediğinde, biz binayı yapıyoruz, sustuğunda ise çalışmayıp bekliyoruz' dediler." (Bihar, c.73, s.346 ve 409; c.93, s.83 ve 169).
Emirü'l-Mü'minin Hz. Ali (a.s)'ın kızı Ümmü Gülsüm şöyle diyor:
Ramazan ayının on dokuzuncu gecesi, iftar için babama iki tane arpa ekmeği, bir kap süt ve biraz da tuz getirdim. Babam namazını kılıp bitirdiğinde iftar etmeye hazırlandı. Gözleri yemeye takıldığında düşünceye daldı.
Sonra başını sallayıp yüksek sesle ağladı ve şöyle buyurdu: "Ey aziz kızım! Babanın iftarı için bir tepside iki çeşit katık (süt ve tuz) mı hazırladın? Sen bu amelinle kıyamet günü Allah'ın huzurunda benim çok durmamı mı istiyorsun? Ben daima, kardeşim ve amcam oğlu Resûlullah (s.a.a)'in yolunu takip etmeye kararlıyım. Hz. Peygamber (s.a.a) dünyadan göçene dek, kendisi için bir tepside iki çeşit katık getirtmemiştir. Aziz kızım! Kimin yemesi, içmesi ve giyimi (helal yoldan bile olsa) güzel olursa, kıyamet günü ilahi mahkemede durması da çok olacaktır! Eğer bunlar haram yoldan kazanılmış olursa, çok durmaktan ilave azaba da tâbi tutulacaktır. Çünkü dünyanın helal malında hesap, haramında ise azap vardır!" (Bihar, c.42, s.276).
Hz. Ali (a.s), yüzünde korku eseri gözüken bir adamı görerek; "Neden korkuyorsun?" diye sordu.
Adam cevaben; "Allah'tan korkuyorum" dedi.
İmam (a.s) onun bu sözü üzerine şöyle buyurdular: "Ey Allah'ın kulu! Sen günahından kork, kulların hakları hususundaki yaptığın zulümler hakkında Allah'ın adaletinden kork. Allah'ın emrettiği şeyde O'na itaat et; salahını göz önünde bulundurarak nehyettiği şey hususunda ise O'na isyan etme. Bütün bunlara uyduktan sonra Allah'tan korkma! Çünkü O, kimseye zulmetmez; suçsuz olarak alsa kimseyi cezalandırmaz. Durumunun değişmesi hususunda kötü sonuçtan korkuyor isen o başka. Allah Teâlâ'nın seni kötü sonuçtan güvende kılmasını istiyor isen bilmelisin ki, yapmış olduğun her hayır, Allah'ın sana olan fazl ve lütfundan dolayıdır; yapmış olduğun her kötü iş ise, Allah'ın sana mühlet vermesi, seni gözetmesi, sana karşı sabırlı davranmasından kaynaklanmaktadır."
Emirü'l-Mü'minin Hz. Ali (a.s)'ın kızı Ümmü Gülsüm şöyle diyor:
Ramazan ayının on dokuzuncu gecesi, iftar için babama iki tane arpa ekmeği, bir kap süt ve biraz da tuz getirdim. Babam namazını kılıp bitirdiğinde iftar etmeye hazırlandı. Gözleri yemeye takıldığında düşünceye daldı.
Sonra başını sallayıp yüksek sesle ağladı ve şöyle buyurdu: "Ey aziz kızım! Babanın iftarı için bir tepside iki çeşit katık (süt ve tuz) mı hazırladın? Sen bu amelinle kıyamet günü Allah'ın huzurunda benim çok durmamı mı istiyorsun? Ben daima, kardeşim ve amcam oğlu Resûlullah (s.a.a)'in yolunu takip etmeye kararlıyım. Hz. Peygamber (s.a.a) dünyadan göçene dek, kendisi için bir tepside iki çeşit katık getirtmemiştir. Aziz kızım! Kimin yemesi, içmesi ve giyimi (helal yoldan bile olsa) güzel olursa, kıyamet günü ilahi mahkemede durması da çok olacaktır! Eğer bunlar haram yoldan kazanılmış olursa, çok durmaktan ilave azaba da tâbi tutulacaktır. Çünkü dünyanın helal malında hesap, haramında ise azap vardır!" (Bihar, c.42, s.276).
Hz. Ali (a.s), yüzünde korku eseri gözüken bir adamı görerek; "Neden korkuyorsun?" diye sordu.
Adam cevaben; "Allah'tan korkuyorum" dedi.
İmam (a.s) onun bu sözü üzerine şöyle buyurdular: "Ey Allah'ın kulu! Sen günahından kork, kulların hakları hususundaki yaptığın zulümler hakkında Allah'ın adaletinden kork. Allah'ın emrettiği şeyde O'na itaat et; salahını göz önünde bulundurarak nehyettiği şey hususunda ise O'na isyan etme. Bütün bunlara uyduktan sonra Allah'tan korkma! Çünkü O, kimseye zulmetmez; suçsuz olarak alsa kimseyi cezalandırmaz. Durumunun değişmesi hususunda kötü sonuçtan korkuyor isen o başka. Allah Teâlâ'nın seni kötü sonuçtan güvende kılmasını istiyor isen bilmelisin ki, yapmış olduğun her hayır, Allah'ın sana olan fazl ve lütfundan dolayıdır; yapmış olduğun her kötü iş ise, Allah'ın sana mühlet vermesi, seni gözetmesi, sana karşı sabırlı davranmasından kaynaklanmaktadır."