Hangi diyara bu sefer?

Fitnenin baş mimarı, fesadın önde gideni, katliamda üstüne yok ama doktor kıyafetiyle, şifa dağıtıcısı edasıyla, demokrasi ihracatçısı cakasıyla ortalarda dolaşıp duruyor.Önce sinelere hançeri saplıyor, toplumlara fitne-fesat ihraç ederek ateş topuna çeviriyor sonra da "bu ateşi benden başkası söndüremez" naraları ile koşuyor, bir de bakıyorsunuz ki hortumundan su yerine benzin fışkırıyor.Bu gerçek yıllardır böyle, on yıllardır böyle, yüz yıllardır böyle, fitneci başını tüm milletler ayak sesinden tanıyor, afra-tafrasından tanıyor, oldukça çirkin naralarından tanıyor da Müslümanlar hala tanımıyor, tanıyamıyor.Bu doktor rolünde etrafta dolaşan şebekenin gerçek yüzünü, altına imza attığı katliamları seçemiyor da hala bu fitneci başından nasihatler bekliyor, ihtilaflı konularda ıslahatçı olmasını bekliyor, göklere yükselen alevlerde itfaiyeci olmasını bekliyor."Yahudiler, 'Allah'ın eli bağlıdır (sıkıdır)' dediler. Hay, dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar! Bilâkis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. And olsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez." (Maide: 64).Müslümanlar, iman ettikleri, beş vakit ibadetlerinde okudukları Kerim Kitaplarında bu tarz uyarılar olmasına rağmen, yer yüzünde bozgunculuğa, fitneye, fesada koşanların kimler olduklarını isim isim saymasına rağmen gidip gidip tam da o şebekelerden itfaiyeci olmalarını talep ediyorlar.Katilden doktor; kim görmüş?Fitnenin başından ıslahatçı, nasihatçi; var mı rastlayan?Fesat yuvasından insanlığa fayda; bir bulan, bir gören var mı?Akıl alır gibi değil; Müslüman beş vakit Kur'an okuyor, eski kavimlerin başlarına gelenleri sebepleri ile orada bulabiliyor, sonra da kalkıp Firavun ve Nemrutların çağdaş versiyonlarından kendi dertlerine çare bekliyorlar, kendi yaralarına merhem, kendi yangınlarına su bekliyorlar.Akıl alır gibi değil.Haçlı haçını kuşandı, soran bile yok; "hangi diyara bu sefer?"