Berlin Teknik Üniversitesi tarafından Federal Çevreyi Koruma Dairesi için yapılan bir araştırma, gürültünün insanlar üzerinde çeşitli hastalıklara neden olduğunu ortaya koydu. Berlin'in Spandau semtinde 1700 kişi üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, normal sokak gürültüsü olarak kabul edilen 55 desibelin üzerinde sürekli bir gürültüye maruz kalan insanlarda tansiyonun yükselme ihtimali 6 kez daha fazla. Sürekli gürültüye maruz kalan insanlarda metabolizma bozukluğunun ortaya çıktığı, ayrıca bu insanların astıma ve migrene daha kolay yakalandıkları belirtildi. Bu insanlarda kanser olma riskinin de arttığı ifade edilen araştırmada, gürültüden rahatsız olmadığını düşünen insanların bile hastalandığı kaydedildi.
Uykuda bile tehlike
İnsanın uykusu sırasında duyduğu gürültünün bile kortisol adı verilen stres hormonunu salgıladığına dikkat çekilen araştırmada, bu hormonun insanın bağışıklık sistemine zarar verdiği ve sık sık vücutta kan dolaşım rahatsızlıklarına neden olduğu belirtildi. Dr. Ahmet Çelikkol "Gürültü strese, yorgunluğa, konsantrasyon bozukluğuna ve çabuk sinirlenmeye yol açabiliyor" dedi ve sanayileşmeyle birlikte toplumsal yaşamda ortaya çıkan gürültü sorununun önemini koruduğunu anlattı. Günlük yaşam içinde özellikle de kentlerde gürültüsüz ortamlara rastlamanın çok zor olduğunu kaydeden Çelikkol, makine ve araçların yol açtığı gürültüden uzak bir gün geçirmenin hemen hemen olanaksız olduğunu dile getirdi.
Ruh sağlığını doğrudan etkiliyor
Ahmet Çelikkol, ne şekilde olursa olsun gürültünün insanın ruh sağlığını doğrudan etkilediğini ve özellikle gürültülü ortamlarda çalışan insanlar için bu sorunun büyük önem taşıdığını bildirdi. Çelikkol, "Gürültü süreklilik içerirse kişi dinlenemez. Kendisini işine veremez. Çalışma temposu düşebilir. Zamanla kişide depresif bir yapı ortaya çıkabilir" diye konuştu.
Uykuda bile tehlike
İnsanın uykusu sırasında duyduğu gürültünün bile kortisol adı verilen stres hormonunu salgıladığına dikkat çekilen araştırmada, bu hormonun insanın bağışıklık sistemine zarar verdiği ve sık sık vücutta kan dolaşım rahatsızlıklarına neden olduğu belirtildi. Dr. Ahmet Çelikkol "Gürültü strese, yorgunluğa, konsantrasyon bozukluğuna ve çabuk sinirlenmeye yol açabiliyor" dedi ve sanayileşmeyle birlikte toplumsal yaşamda ortaya çıkan gürültü sorununun önemini koruduğunu anlattı. Günlük yaşam içinde özellikle de kentlerde gürültüsüz ortamlara rastlamanın çok zor olduğunu kaydeden Çelikkol, makine ve araçların yol açtığı gürültüden uzak bir gün geçirmenin hemen hemen olanaksız olduğunu dile getirdi.
Ruh sağlığını doğrudan etkiliyor
Ahmet Çelikkol, ne şekilde olursa olsun gürültünün insanın ruh sağlığını doğrudan etkilediğini ve özellikle gürültülü ortamlarda çalışan insanlar için bu sorunun büyük önem taşıdığını bildirdi. Çelikkol, "Gürültü süreklilik içerirse kişi dinlenemez. Kendisini işine veremez. Çalışma temposu düşebilir. Zamanla kişide depresif bir yapı ortaya çıkabilir" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.