Sadreddin-i KoneviHorasan'dan bir derviş bir çok yerler dolaşarak Şam'a gelmiş ve orada dolaşarak Sadreddîn-i Konevi'nin yüksek hal ve kerâmet sâhibi birisi olduğunu işitmişti. Bunun üzerine görmeden ona âşık oldu ve Konya'ya geldi. Sadreddîn-i Konevî Hazretlerinin dergâhına uğradı. Derviş dergâhta misafir edilip, kendisine her gün nefis yiyecekler ve içecekler ikrâm edildi. Derviş, Konevî Hazretleri'nin sofrasının böyle zengin olmasına hayret etti. Oraya kim gelirse, sofra hazır olur ve istediği yiyecekler önüne gelirdi. Herkes ihtiyâcı kadar yedikten sonra giderdi. Bu yiyecek ve içeceklerin eksik olduğu bir gün görmedi.
Acem diyârından bir derviş bir çok yerler dolaşıp birçok kimseler görüp Konya'ya gelmiş ve Sadreddîn-i Konevî Hazretlerinin dergâhına misâfir olmuştu. Sadreddîn-i Konevî Hazretlerinin mal ve mülkünü, hizmetçilerinin çokluğunu görünce, içinden; "Keşke bu kişinin bu malları kendisine ayak bağı olmasaydı da hak yolda bulunaydı. Keşke Acem diyârına bir gidip de oradaki evliyâ ile münâsebeti olsaydı. Kendisi için bu ne iyi olurdu" diye geçirdi. Bir zaman sonra bu düşüncesini Sadreddîn-i Konevî Hazretlerine açtı ve; "Ey Efendi!. Siz bir Acem diyârına gitseniz oradaki âlim ve velîlerle görüşseniz bu dünyâya bağlılığı terk edip Cenâb-ı Hakk'a kavuşursunuz" dedi. Sadreddîn-i Konevî Hazretleri dervişin bu sözleri üzerine; "Ey derviş! Pekâlâ, bu dediklerini kabûl ettim. Gel gidelim" buyurdu ve birlikte Acem diyârına doğru yola çıktılar. On beş gün kadar yol gittikten sonra derviş, hırkasını Konya'da unuttuğunu hatırlayıp, aklı başından gitti ve yüzü üzerine yere düştü. Sadreddîn-i Konevî Hazretleri dervişin yüzüne su serpip ayılttı. Derviş; "Ey arkadaşım!. Ben dergâhınızda abdest almak için hırkamı çıkarmıştım. Onu unutmuşum. Şimdi hatırıma geldi de ondan fenâlaştım" dedi. Bunun üzerine Sadreddîn-i Konevî Hazretleri ona tebessüm edip; "Ey Acem derviş!. Dünyâ sevgisi bütün günâhların başıdır. Biz bunca mal ve mülkü hizmetçileri geride bıraktık. Lâkin birisi hatırımıza gelmedi. Sen ise iki paralık hırkanı terk ettiğinde aklın başından gitti" buyurdu. Sonra o dervişi yolda bırakıp konyaya döndüler.
Acem diyârından bir derviş bir çok yerler dolaşıp birçok kimseler görüp Konya'ya gelmiş ve Sadreddîn-i Konevî Hazretlerinin dergâhına misâfir olmuştu. Sadreddîn-i Konevî Hazretlerinin mal ve mülkünü, hizmetçilerinin çokluğunu görünce, içinden; "Keşke bu kişinin bu malları kendisine ayak bağı olmasaydı da hak yolda bulunaydı. Keşke Acem diyârına bir gidip de oradaki evliyâ ile münâsebeti olsaydı. Kendisi için bu ne iyi olurdu" diye geçirdi. Bir zaman sonra bu düşüncesini Sadreddîn-i Konevî Hazretlerine açtı ve; "Ey Efendi!. Siz bir Acem diyârına gitseniz oradaki âlim ve velîlerle görüşseniz bu dünyâya bağlılığı terk edip Cenâb-ı Hakk'a kavuşursunuz" dedi. Sadreddîn-i Konevî Hazretleri dervişin bu sözleri üzerine; "Ey derviş! Pekâlâ, bu dediklerini kabûl ettim. Gel gidelim" buyurdu ve birlikte Acem diyârına doğru yola çıktılar. On beş gün kadar yol gittikten sonra derviş, hırkasını Konya'da unuttuğunu hatırlayıp, aklı başından gitti ve yüzü üzerine yere düştü. Sadreddîn-i Konevî Hazretleri dervişin yüzüne su serpip ayılttı. Derviş; "Ey arkadaşım!. Ben dergâhınızda abdest almak için hırkamı çıkarmıştım. Onu unutmuşum. Şimdi hatırıma geldi de ondan fenâlaştım" dedi. Bunun üzerine Sadreddîn-i Konevî Hazretleri ona tebessüm edip; "Ey Acem derviş!. Dünyâ sevgisi bütün günâhların başıdır. Biz bunca mal ve mülkü hizmetçileri geride bıraktık. Lâkin birisi hatırımıza gelmedi. Sen ise iki paralık hırkanı terk ettiğinde aklın başından gitti" buyurdu. Sonra o dervişi yolda bırakıp konyaya döndüler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.