Mâlik Bin Enes Hz.
İmâm-ı Mâlik Hazretleri; "Allah için tevâzû edeni, Allah-ü Teâlâ yükseltir" Hadis-i Şerif'ini rivayet etti. Hârûnür'r-Reşid oturduğu yüksek yerden indi. Hadis-i Şerif dinleyen talebe ile bareber oturdu, sonra kitabı okudu. Sonra Hârûnür'r-Reşid İmâm'a bir katır, bir deve, bir merkeb ve beş yüz altın gönderdi. İmâm altınları alıp, hayvanları geri gönderdi. "Resûlullah Efendimiz'in toprak altında bulunduğu bir yerde hayvan üzerinde nasıl gezebilirim" buyurdu. Hakîkaten Mâlik bin Enes Hazretleri'nin Medîne-i Münevvere'de hayvana bindiği görülmemiştir.
Hârun Reşîd, İmâm-ı Mâlik Hazretlerinden her gün evine gelip, oğlu Emin ile Me'mun'a ders vermesini istedi. İmâm-ı Mâlik Hazretleri halifeye buyurdu ki: "Yâ halife, uygun olanı çocuklarınızın bizim eve gelip gitmesidir. Allah-ü Teâlâ, sizi daha aziz etsin! İlmi aziz ederseniz aziz olursunuz. İlim bir kimsenin yanına gitmez, o ilmin yanına gelir."
Bunun üzerine halife İmâm-ı Mâlik'ten özür diledi ve her gün çocuklarını İmâm'a göndererek ders aldırttı.
Abbâsi halifesi Ebû Cafer Mensûr ile İmam-ı Mâlik Hazretleri Medîne-i Münevverede Resûlullah Efendimizin mescidinde bulunuyorlardı. Mensûr yüksek sesle bir şeyler söyledi. Bunun üzerine Mâlik bin Enes Hazretleri; "Ey müminlerin emîri! Bu mescidde sesini yükseltme. Çünkü Allah-ü Teâlâ Hucurât Sûresi ikinci ayet-i kerimede meâlen; "Ey îman etmekle şereflenenler! Sesinizi Nebiyyullah'ın sesinden yukarı çıkarmıyınız. O'na karşı birbirinize bağırdığınız gibi seslenmeyiniz. O'na saygısızlık gösterenlerin ibâdetleri yok olur" buyurarak bir kavmi terbiye eyledi. Vefat ettikten sonra da Resulullah'a hürmet hayatlarındaki hürmet gibidir" buyurdu. İmâm-ı Mâlik'in bu nasihatlerini dinleyen halife Ebû Cafer Mensûr sesini yavaşlattı ve; "Ey İmâm! Resûlullah'ın huzurunda dua ederken kıbleye mi döneyim yoksa Resûlullah'a yönelerek mi dua edeyim?" diye sordu. İmâm-ı Mâlik Hazretleri; "Ey müminlerin emiri! Yüzünü Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) başka tarafa çevirme. Çünkü Resûlullah Efendimiz, Allah-ü Teâlâ katında dileklerimiz için vesilemizdir. Bundan dolayı da yüzünü Resûlullah'a dönmeli, O'nun şefâatini dilemelisin. O zaman Allah-ü Teâlâ O'nu sana şefaatçi kılar" buyurarak; "Onlar nefslerine zulmettikten sonra gelirler, Allah-ü Teâlâ'dan af dilerler. Resûlüm de onlar için istiğfar ederse, Allah-ü Teâlâ'yı elbette tövbeleri kabûl edici ve merhamet edici olarak bulurlar" meâlindeki Nisâ Sûresi 64. ayet-i kerîmeyi okudu.
İmâm-ı Mâlik Hazretleri insanlara Hadis-i Şerif okuttuğu sırada bir Hadis-i Şerif rivayet edeceği zaman abdest alır, sarığını ve elbisesini giyer, sakalını tarar, iki rekat namaz kılar, güzel kokular sürünür, her hâliyle bedenini süsler, sonra meclisin baş tarafına vakarlı bir şekilde otururdu. Başını önüne eğerdi ve Hadis-i Şerif'i okurdu. Ona böyle yapmasının sebebi sorulunca; "Resûlullah'ın Hadis-i Şerif'ine saygı gstermek için böyle yapıyorum. Eğer alimler ilme karşı böyle saygı gösterirlerse, Allah-ü Teâlâ da insanlar yanında onların derecesini yükseltir ve devlet adamlarının kalbinde heybetli ve vakarlı kılar. Ey ilim taleb etmek isteyen kimse! Sen de ilme saygı göster. Kim ilme tevâzu gösterirse, Allah-ü Teâlâ onu yükseltir. Çünkü kim Allah-ü Teâlâ için tevazu ederse, Allah-ü Teâlâ onun derecesini yükseltir" buyurdu. Kabr-i şerifi, Cennet-ül Baki'dedir.
İmâm-ı Mâlik Hazretleri; "Allah için tevâzû edeni, Allah-ü Teâlâ yükseltir" Hadis-i Şerif'ini rivayet etti. Hârûnür'r-Reşid oturduğu yüksek yerden indi. Hadis-i Şerif dinleyen talebe ile bareber oturdu, sonra kitabı okudu. Sonra Hârûnür'r-Reşid İmâm'a bir katır, bir deve, bir merkeb ve beş yüz altın gönderdi. İmâm altınları alıp, hayvanları geri gönderdi. "Resûlullah Efendimiz'in toprak altında bulunduğu bir yerde hayvan üzerinde nasıl gezebilirim" buyurdu. Hakîkaten Mâlik bin Enes Hazretleri'nin Medîne-i Münevvere'de hayvana bindiği görülmemiştir.
Hârun Reşîd, İmâm-ı Mâlik Hazretlerinden her gün evine gelip, oğlu Emin ile Me'mun'a ders vermesini istedi. İmâm-ı Mâlik Hazretleri halifeye buyurdu ki: "Yâ halife, uygun olanı çocuklarınızın bizim eve gelip gitmesidir. Allah-ü Teâlâ, sizi daha aziz etsin! İlmi aziz ederseniz aziz olursunuz. İlim bir kimsenin yanına gitmez, o ilmin yanına gelir."
Bunun üzerine halife İmâm-ı Mâlik'ten özür diledi ve her gün çocuklarını İmâm'a göndererek ders aldırttı.
Abbâsi halifesi Ebû Cafer Mensûr ile İmam-ı Mâlik Hazretleri Medîne-i Münevverede Resûlullah Efendimizin mescidinde bulunuyorlardı. Mensûr yüksek sesle bir şeyler söyledi. Bunun üzerine Mâlik bin Enes Hazretleri; "Ey müminlerin emîri! Bu mescidde sesini yükseltme. Çünkü Allah-ü Teâlâ Hucurât Sûresi ikinci ayet-i kerimede meâlen; "Ey îman etmekle şereflenenler! Sesinizi Nebiyyullah'ın sesinden yukarı çıkarmıyınız. O'na karşı birbirinize bağırdığınız gibi seslenmeyiniz. O'na saygısızlık gösterenlerin ibâdetleri yok olur" buyurarak bir kavmi terbiye eyledi. Vefat ettikten sonra da Resulullah'a hürmet hayatlarındaki hürmet gibidir" buyurdu. İmâm-ı Mâlik'in bu nasihatlerini dinleyen halife Ebû Cafer Mensûr sesini yavaşlattı ve; "Ey İmâm! Resûlullah'ın huzurunda dua ederken kıbleye mi döneyim yoksa Resûlullah'a yönelerek mi dua edeyim?" diye sordu. İmâm-ı Mâlik Hazretleri; "Ey müminlerin emiri! Yüzünü Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) başka tarafa çevirme. Çünkü Resûlullah Efendimiz, Allah-ü Teâlâ katında dileklerimiz için vesilemizdir. Bundan dolayı da yüzünü Resûlullah'a dönmeli, O'nun şefâatini dilemelisin. O zaman Allah-ü Teâlâ O'nu sana şefaatçi kılar" buyurarak; "Onlar nefslerine zulmettikten sonra gelirler, Allah-ü Teâlâ'dan af dilerler. Resûlüm de onlar için istiğfar ederse, Allah-ü Teâlâ'yı elbette tövbeleri kabûl edici ve merhamet edici olarak bulurlar" meâlindeki Nisâ Sûresi 64. ayet-i kerîmeyi okudu.
İmâm-ı Mâlik Hazretleri insanlara Hadis-i Şerif okuttuğu sırada bir Hadis-i Şerif rivayet edeceği zaman abdest alır, sarığını ve elbisesini giyer, sakalını tarar, iki rekat namaz kılar, güzel kokular sürünür, her hâliyle bedenini süsler, sonra meclisin baş tarafına vakarlı bir şekilde otururdu. Başını önüne eğerdi ve Hadis-i Şerif'i okurdu. Ona böyle yapmasının sebebi sorulunca; "Resûlullah'ın Hadis-i Şerif'ine saygı gstermek için böyle yapıyorum. Eğer alimler ilme karşı böyle saygı gösterirlerse, Allah-ü Teâlâ da insanlar yanında onların derecesini yükseltir ve devlet adamlarının kalbinde heybetli ve vakarlı kılar. Ey ilim taleb etmek isteyen kimse! Sen de ilme saygı göster. Kim ilme tevâzu gösterirse, Allah-ü Teâlâ onu yükseltir. Çünkü kim Allah-ü Teâlâ için tevazu ederse, Allah-ü Teâlâ onun derecesini yükseltir" buyurdu. Kabr-i şerifi, Cennet-ül Baki'dedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.