AB'cilere darbe üstüne darbe gelmeye devam ediyor. En son darbe Fransa'dan geldi. Fransa hükümeti Türkiye için referandum kararı aldı.
Fransa Bakanlar Kurulu kabul ettiği anayasa paketinde müzakere sonrası Türkiye'nin AB'ye üyelik onayını zorunlu olarak referanduma sunmayı öngörüyor. Bu referandumun üye olacak diğer ülkelere değil, yalnızca Türkiye'ye uygulanacağı da bizzat Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından "Fransız halkı son sözü söyleyecek" ifadesiyle birlikte açıklandı.
Bakalım AB şakşakçıları buna nasıl bir kılıf uyduracaklar. Büyük ihtimalle Fransız halkına da kefil olacaklar ve yıllar sonra yapılacak referandumun sonucunun olumlu olacağını Türk halkına garanti edip, milletimizi AB sürecinin devamı için kandırmaya ve uyutmaya devam edeceklerdir.
Fransız Parlamentosu, AB'nin müstakbel üye adayları Romanya ve Bulgaristan'ı referandumdan kurtarmak için anayasaya özel bir madde ekleyerek, referandumun bu iki ülke üye olduktan sonra, yani 2007 yılından sonra üye olacak ülkeler için geçerli olmasını sağlayacaklar.
Meselenin başka bir yönü de Türkiye'nin 3 Ekim 2005'te müzakerelere başlayabilmesi için Güney Kıbrıs'ı tanıması ve Ankara Anlaşması'nı Güney Kıbrıs'ı da içine alacak şekilde yeni üyelerle imzalaması gerektiğidir.
17 Aralık Zirvesi'nden sonra hem Cumhurbaşkanımız, hem de Başbakan Erdoğan Güney Kıbrıs'ı tanımanın mümkün olmadığını defaten açıkladılar.
Eğer bu tarihe kadar devletin tepesinde Kıbrıs gibi bir milli davada söyledikleri bu sözlere ters bir tavır değişikliği olmazsa Türkiye'nin AB üyeliği serüvenine bitmiş gözüyle bakabiliriz.
Öyle ya Kıbrıs gibi Türkiye için stratejik öneme sahip bir vatan toprağı masada kaybedilmeyecektir herhalde. Kıbrıs'ın kaybedilmesine herkes razı olsa Türk milleti razı olmaz.
Zaten Kıbrıs gibi uğruna binlerce şehit verilmiş bir vatan toprağını AB'ye peşkeş çekmek kimsenin haddine değildir. Hiç kimse de Türk milletine rağmen Kıbrıs'tan vazgeçmeye cesaret edemez.
Her kim buna cüret ederse hem tarih önünde sorumlu olacak, hem de Türk milletine er ya da geç hesap vermek zorunda kalacaktır.
Fransa Bakanlar Kurulu kabul ettiği anayasa paketinde müzakere sonrası Türkiye'nin AB'ye üyelik onayını zorunlu olarak referanduma sunmayı öngörüyor. Bu referandumun üye olacak diğer ülkelere değil, yalnızca Türkiye'ye uygulanacağı da bizzat Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından "Fransız halkı son sözü söyleyecek" ifadesiyle birlikte açıklandı.
Bakalım AB şakşakçıları buna nasıl bir kılıf uyduracaklar. Büyük ihtimalle Fransız halkına da kefil olacaklar ve yıllar sonra yapılacak referandumun sonucunun olumlu olacağını Türk halkına garanti edip, milletimizi AB sürecinin devamı için kandırmaya ve uyutmaya devam edeceklerdir.
Fransız Parlamentosu, AB'nin müstakbel üye adayları Romanya ve Bulgaristan'ı referandumdan kurtarmak için anayasaya özel bir madde ekleyerek, referandumun bu iki ülke üye olduktan sonra, yani 2007 yılından sonra üye olacak ülkeler için geçerli olmasını sağlayacaklar.
Meselenin başka bir yönü de Türkiye'nin 3 Ekim 2005'te müzakerelere başlayabilmesi için Güney Kıbrıs'ı tanıması ve Ankara Anlaşması'nı Güney Kıbrıs'ı da içine alacak şekilde yeni üyelerle imzalaması gerektiğidir.
17 Aralık Zirvesi'nden sonra hem Cumhurbaşkanımız, hem de Başbakan Erdoğan Güney Kıbrıs'ı tanımanın mümkün olmadığını defaten açıkladılar.
Eğer bu tarihe kadar devletin tepesinde Kıbrıs gibi bir milli davada söyledikleri bu sözlere ters bir tavır değişikliği olmazsa Türkiye'nin AB üyeliği serüvenine bitmiş gözüyle bakabiliriz.
Öyle ya Kıbrıs gibi Türkiye için stratejik öneme sahip bir vatan toprağı masada kaybedilmeyecektir herhalde. Kıbrıs'ın kaybedilmesine herkes razı olsa Türk milleti razı olmaz.
Zaten Kıbrıs gibi uğruna binlerce şehit verilmiş bir vatan toprağını AB'ye peşkeş çekmek kimsenin haddine değildir. Hiç kimse de Türk milletine rağmen Kıbrıs'tan vazgeçmeye cesaret edemez.
Her kim buna cüret ederse hem tarih önünde sorumlu olacak, hem de Türk milletine er ya da geç hesap vermek zorunda kalacaktır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023