Namazlar nasıl kılınırSehiv (yanılma) secdeleri ile ilgili meseleler:
Bir vacibin kasden terki veya geciktirilmesi bir günahtır. Bundan dolayı sehiv secdeleri gerekmez, böyle bir namazı iade etmek uygundur. Bir vacibin sehven terk edilmesi veya geciktirilmesi, sehiv secdelerini gerektirir. Bu şekilde o noksan düzeltilmiş olur. Bir sünnetin kasden veya sehven terk edilmesi, sehiv secdelerini gerektirmez. Fakat kasden terk edilmesi bir kusurdur. Sevab ve faziletten mahrum olmayı gerektirir. (Malikîlere göre sehiv secdeleri sünnettir. Şafiîlere göre de sünnettir. Ancak imam sehiv, secdelerini yaparsa, cemaatın imama uyması vaciptir. Hanbelilere göre sehiv secdeleri bazen vacib, bazen sünnet ve bazen da mübah olur. Namazın terk edilen bir sünnetinden dolayı yapılacak sehiv secdelerinin mübah olması gibi... İmam Şafiî ve İmam Ahmed'e göre, iki tarafa selam vermeden önce yapılır. İmam Malik'e göre sehiv (yanılma), bir ziyade sebebiyle ise, sehiv secdeleri selamdan sonra yapılır. Eğer bir noksan veya bir noksan ile ziyade sebebiyle ise, seladan önce yapılır. Bu bir fazilet meselesidir; yoksa hepsi de caizdir.)
Bir namazın tam bir rüknunu, bir farzını öne almak veya sonraya bırakmak sehiv secdelerini gerektirir. Çünkü bu öne alma ve sonraya bırakma işi, vacibi terk etmekten sayılır. Kıyamda "Sübhaneke"den sonra, henüz kıraat yapmadan rüküâ varılıp ondan sonra hatırlanarak kıyama dönmekle farz olan kıraatın yerine getirilmesi, buna bir örnektir. Bu durumda önceki rükû geçerli olmaz. Kıraattan sonra yeni bir rükû yapılır. Böyle dönüp kıraat yapmadan ve ondan sonra rükûa varmadan kılınacak namaz bozulur. Çünkü böyle bir rekâtta rükû gibi tekrarlanmayan rükünlar arasında sıraya riayet edilmesi farzdır.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN
Bir vacibin kasden terki veya geciktirilmesi bir günahtır. Bundan dolayı sehiv secdeleri gerekmez, böyle bir namazı iade etmek uygundur. Bir vacibin sehven terk edilmesi veya geciktirilmesi, sehiv secdelerini gerektirir. Bu şekilde o noksan düzeltilmiş olur. Bir sünnetin kasden veya sehven terk edilmesi, sehiv secdelerini gerektirmez. Fakat kasden terk edilmesi bir kusurdur. Sevab ve faziletten mahrum olmayı gerektirir. (Malikîlere göre sehiv secdeleri sünnettir. Şafiîlere göre de sünnettir. Ancak imam sehiv, secdelerini yaparsa, cemaatın imama uyması vaciptir. Hanbelilere göre sehiv secdeleri bazen vacib, bazen sünnet ve bazen da mübah olur. Namazın terk edilen bir sünnetinden dolayı yapılacak sehiv secdelerinin mübah olması gibi... İmam Şafiî ve İmam Ahmed'e göre, iki tarafa selam vermeden önce yapılır. İmam Malik'e göre sehiv (yanılma), bir ziyade sebebiyle ise, sehiv secdeleri selamdan sonra yapılır. Eğer bir noksan veya bir noksan ile ziyade sebebiyle ise, seladan önce yapılır. Bu bir fazilet meselesidir; yoksa hepsi de caizdir.)
Bir namazın tam bir rüknunu, bir farzını öne almak veya sonraya bırakmak sehiv secdelerini gerektirir. Çünkü bu öne alma ve sonraya bırakma işi, vacibi terk etmekten sayılır. Kıyamda "Sübhaneke"den sonra, henüz kıraat yapmadan rüküâ varılıp ondan sonra hatırlanarak kıyama dönmekle farz olan kıraatın yerine getirilmesi, buna bir örnektir. Bu durumda önceki rükû geçerli olmaz. Kıraattan sonra yeni bir rükû yapılır. Böyle dönüp kıraat yapmadan ve ondan sonra rükûa varmadan kılınacak namaz bozulur. Çünkü böyle bir rekâtta rükû gibi tekrarlanmayan rükünlar arasında sıraya riayet edilmesi farzdır.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.