Erdoğan’ın Haç-Hilal kararsızlığı

Siyonizm'in kurucusu Theodor Herzl, 29 Ağustos 1897'de İsviçre'nin Basel şehrinde yapılan I. Siyonist Kongresinden sonra şu açıklamayı yapar:

"Ben, Basel'de Yahudi devletini kurdum. Eğer şimdi bunu bağırarak söylersem herkes gülecektir. Ama belki 5 yıl içinde, belki de 50 yıl içinde, bunun mutlaka doğru olduğunu herkes görecektir."

Bu sözlerden tam 50 yıl sonra İsrail devleti resmen kuruldu.

1948'de İsrail kurulduğunda dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter, İncil'in kehanetinin gerçekleştiğini vurgulayıp, 'İsrail'i üzeceğime politik hayatıma son vermeyi tercih ederim' diyordu.

Dallas İlahiyat Fakültesi Başkanı Dr. John Walvood, verdiği bir röportajda; "Tanrı bütün kullarını bir görmez. Tanrı'nın, Yahudiler ve Hıristiyanlar için planları vardır, diğerleri Hıristiyan olmadıkça böyle bir şey söz konusu değildir. Tanrı'nın Hıristiyanlar için cennetle, Yahudiler için ise yeryüzüyle ilgili bir planı vardır." (Hallsell, 2003: 60).

ABD eski başkanı George W. Bush ise 'Tanrı ve Başkan bize, İsa'yı Ortadoğu'ya getirme şansı doğurdu. Bu bana verilen bir emir" diyordu. (Hallsell, 2003: 125).

İsrail'deki Sefarad Yahudilerinin önde gelen liderlerinden haham Mazuz: "Biden'a şunu söylemeliyiz: Haklısın, insanlarla uğraşıyor olsaydık Gazze'ye insani yardım gönderirdik ama hayvanlarla uğraşıyoruz' derken İsrailli Savunma Bakanı Yoav Gallant, "İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz' diyordu.

Bunlar gibi binlerce açıklama var. Hepsini geçtim bu zihniyetin, İslam'a ve de Müslümanlara düşman olduklarına dair NAS var NAS.

Haç-Hilal mücadelesi hiç bitmedi. Dünden bugüne Ortadoğu'daki savaşların temeli inanç merkezlidir. İsrail, din devletidir. Ortaya koydukları siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal icraatlarına tamamını inançlarının çerçevesinde belirlerler. 

ABD ve Avrupa bu mücadelede asla bizden (Müslümanlardan) yana olmazlar. Çünkü onlar birbirlerinin dostudurlar (Maide 51) dedik.

Ama 21 yıldır iktidarda olan ve kendisini, Filistin davasının sahibi ilan eden Sayın Erdoğan'ı inandıramadık.

Hatta bu soykırım daha ilk gününde İsrail'e giden ABD Dışişleri Bakanı, 'Ben bir Yahudi olarak buradayım' dediğinde bizler, yok mu İslam dünyasında bir lider ki kalkıp ta, 'bizde Müslüman olarak buradayız' desin, diye bekledik.

Kimse, 'bende bizde Müslüman olarak buradayız' demediği gibi Sayın Erdoğan, Antony Blinken'i, 'Bu nasıl bir politikacı, bu nasıl bir yaklaşım? Bunu söylediğin zaman karşındakiler de sana şunu söylerse: Ben de bölgeye bir Müslüman sıfatıyla yaklaşıyorum derse ne diyeceksin? Biz Yahudi, şu bu demiyoruz. Karşındakine insan sıfatıyla yaklaşacaksın" diye eleştirmişti.

İsrail soykırımı devam ederken C. Erdoğan ısrarla bu vahşetin, savaşın Haçlı-Hilal mücadelesi olmadığını ispata çalışıyordu. Hatta dört, beş gün önce 'diğer yandan bu savaş, Hilal-Haçlı Savaşı'na dönmeyecek. Çünkü bu savaş iyi ile kötünün, yalan ile hakikatin, mazlum ile zalimin, hak ile batılın savaşı hâline gelmiştir' diyordu.

Erdoğan'ın bakışı değişiyor

Bu sözlerin ardından bir hafta geçmemişti ki Sayın Erdoğan, partisinin gurup toplantısında olaya nasıl baktıklarını şu cümlelerle açıkladı:

"Şimdi 13 bine yakın insan öldü, nerede bu dünyanın devlet başkanları, başbakanlar nerede? Hadi gelin bir de bununla ilgili yürüyün bakalım. Vicdanınız, insafınız yok mu? Hadi gelin bir de bununla ilgili yürüyün. Olay haçlı-hilal meselesidir. Olaya böyle bakıyoruz."

Kim, hangi Erdoğan'a inanır bilmem ama bizim bakışımız ve de duruşumuz her zaman aynı ve nettir.

Haçlı-Hilal meselesi sadece Filistin'de mi?

Afganistan'da ki, Irak'ta ki, Yemen'de ki, Libya'da ki, Suriye'de ki meselede Haçlı-Hilal meselesidir ve AKP iktidarı, Haçlı tarafında olmuştur. 

O Erdoğan ki, 13 Nisan 2011 günü Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada şöyle diyordu: 

"Haçlı Seferleri, iki kültürün, iki medeniyetin, iki dinin karşı karşıya gelmesinden ziyade, birbirini tanıması, birbirini anlaması ve birbirinden etkilenmesi sonucunu da doğurmuştur."

Sonuç ortada. Taraf olanlarda ortada. Biz her zaman karşılarında olduk Elhamdülillah.