Enstrümanları yaşatan adam
Gittiği bir konser sonrası çatı tamir ustalığını bırakan ve enstrüman yapmaya başlayan ilkokul mezunu Feridun Obul, dünyada kaybolmaya yüz tutan müzik aletlerini aslına sadık kalarak üretiyor
25.11.2020 01:52:00





Sultanahmet'te, yayıncıların da bulunduğu eski bir handaki 20 metrekarelik dükkan ilk görüşte bir marangoz atölyesini andırsa da aslında dünya müzik piyasasına enstrüman üretilen bir yer.
Dünyaca ünlü müzik aletleri yapma ustası Feridun Obul, Türk Müzik Evi Atölyesi ismini verdiği bu atölyesinde Orta Asya'dan Osmanlı Sarayı'na, Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Amerika'ya bütün halkların enstrümanlarını orijinaline sadık kalarak 27 yıldır gün ışığına çıkarıyor.
Eskişehir'de 1961 yılında dünyaya gelen Obul'un aslında bir çatı tamir ustası. İlkokul mezunu Feridun Usta'nın hayatı, 34 yıl önce Cerrahpaşa Etnomüzikoloji Merkezi'nde gittiği bir konserle değişti. Dinlediği müzikten çok etkilenen Obul, çatı tamir ustalığı bırakarak, çalgı aletleri yapmaya başladı. İlk olarak grubun bıraktığı enstrümanların benzerleri yapan Obul, daha sonra binlerce yıllık Türk-Şaman müzik geleneğinin unutulmuş çalgılarını üretmeye başladı.
Halk geleneklerini de araştırıyor
Obul, Kam davulundan Napolyon lirine, kopuzdan rebaba, dombradan dopşolura, Şiraz tarından Sümer arpına, buzukiden mandoline, Azeri kemençeden Kipti kemanına kadar bir çok eseri yapabiliyor.
Çalgıları yaparken, fotoğraflardan, eski kitaplardan, kaya resimlerinden, minyatürlerden faydalanan ve enstrümanın ait olduğu yörenin iklimini, bitki örtüsünü, coğrafyasını ve orada yaşayan halkın geleneklerini de araştıran Obul, enstrüman hakkında yeterli bilgiye sahip olduktan sonra yapacağı müzik aletini projelendiriyor ve malzemeleri bulup işliyor. Obul, malzemelerini tamamen doğada bulunan, doğal ürünlerden temin ediyor.
'Bütün ülkelerin enstrümanlarını yaptık'
Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) açılacak müze için yeni çalgı aletleri üreten Feridun Obul, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ilkokulu Eskişehir'de bitirdiğini, 1972'de ailesiyle İstanbul'a taşındığını ve 1983'e kadar sıhhi tesisat ve çatı işleriyle uğraştığını söyledi.
Akrabaları Rahmi Oruç Güvenç'in kendilerini bir konsere davet ettiğini dile getiren Obul, müzik aleti yapımına nasıl başladığını şöyle anlattı:
"Kazakistan'dan bir müzik grubu gelecek, hem onu dinlersiniz hem çay içersiniz' dedi. Sazları, Etnomüzikoloji Merkezi'ne bırakmışlar. Oruç Hoca 'Bu sazları Türkiye'de yapan yok, onlardan da yapan az' dedi. Ben de 'Ne var ki bunları yapmada. Kolay bunları yapmak dedim. Konserden 3 gün sonra çatı tamir işini bıraktım. Etnomüzikoloji Merkezi'ne gittim, eski bir yer vardı orada. Orayı yıktım, tezgahı kurdum ve 5 enstrümana bakarak onları yaptım." AA
Dünyaca ünlü müzik aletleri yapma ustası Feridun Obul, Türk Müzik Evi Atölyesi ismini verdiği bu atölyesinde Orta Asya'dan Osmanlı Sarayı'na, Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Amerika'ya bütün halkların enstrümanlarını orijinaline sadık kalarak 27 yıldır gün ışığına çıkarıyor.
Eskişehir'de 1961 yılında dünyaya gelen Obul'un aslında bir çatı tamir ustası. İlkokul mezunu Feridun Usta'nın hayatı, 34 yıl önce Cerrahpaşa Etnomüzikoloji Merkezi'nde gittiği bir konserle değişti. Dinlediği müzikten çok etkilenen Obul, çatı tamir ustalığı bırakarak, çalgı aletleri yapmaya başladı. İlk olarak grubun bıraktığı enstrümanların benzerleri yapan Obul, daha sonra binlerce yıllık Türk-Şaman müzik geleneğinin unutulmuş çalgılarını üretmeye başladı.
Halk geleneklerini de araştırıyor
Obul, Kam davulundan Napolyon lirine, kopuzdan rebaba, dombradan dopşolura, Şiraz tarından Sümer arpına, buzukiden mandoline, Azeri kemençeden Kipti kemanına kadar bir çok eseri yapabiliyor.
Çalgıları yaparken, fotoğraflardan, eski kitaplardan, kaya resimlerinden, minyatürlerden faydalanan ve enstrümanın ait olduğu yörenin iklimini, bitki örtüsünü, coğrafyasını ve orada yaşayan halkın geleneklerini de araştıran Obul, enstrüman hakkında yeterli bilgiye sahip olduktan sonra yapacağı müzik aletini projelendiriyor ve malzemeleri bulup işliyor. Obul, malzemelerini tamamen doğada bulunan, doğal ürünlerden temin ediyor.
'Bütün ülkelerin enstrümanlarını yaptık'
Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) açılacak müze için yeni çalgı aletleri üreten Feridun Obul, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ilkokulu Eskişehir'de bitirdiğini, 1972'de ailesiyle İstanbul'a taşındığını ve 1983'e kadar sıhhi tesisat ve çatı işleriyle uğraştığını söyledi.
Akrabaları Rahmi Oruç Güvenç'in kendilerini bir konsere davet ettiğini dile getiren Obul, müzik aleti yapımına nasıl başladığını şöyle anlattı:
"Kazakistan'dan bir müzik grubu gelecek, hem onu dinlersiniz hem çay içersiniz' dedi. Sazları, Etnomüzikoloji Merkezi'ne bırakmışlar. Oruç Hoca 'Bu sazları Türkiye'de yapan yok, onlardan da yapan az' dedi. Ben de 'Ne var ki bunları yapmada. Kolay bunları yapmak dedim. Konserden 3 gün sonra çatı tamir işini bıraktım. Etnomüzikoloji Merkezi'ne gittim, eski bir yer vardı orada. Orayı yıktım, tezgahı kurdum ve 5 enstrümana bakarak onları yaptım." AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.