Emîrü’l-Mü’minîn Ali’den (a.s.) hadisler
O öyle bir Gaybet’e çekilecek ki, sonunda cahiller, ‘Allah’ın Âl-i Muhammed’e ihtiyacı yoktur’ diyecektirler
12.07.2024 08:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![Emîrü’l-Mü’minîn Ali’den (a.s.) hadisler](resimler/haberler/29/emirul-muminin-aliden-as-hadisler-H1534097-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![Emîrü’l-Mü’minîn Ali’den (a.s.) hadisler](resimler/haberler/29/emirul-muminin-aliden-as-hadisler-H1534097-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
Emîrü'l-Mü'minîn (aleyhi's-selâm), Hz. Mehdî'den (aleyhi's-selâm) söz ederek şöyle buyurdu:
"O öyle bir Gaybet'e çekilecek ki, sonunda cahiller, 'Allah'ın Âl-i Muhammed'e ihtiyacı yoktur' diyecektirler."
Ebu İshak'tan şöyle nakleder: Emîrü'l-Mü'minîn'in Hz. Ali (aleyhi's-selâm) ashabından güvenilir birinden duydum ki, Emîrü'l-Mü'minîn (aleyhi's-selâm) bir hutbesinde söyle buyurdu:
"Allah'ım! Ben biliyorum ki, ilmin tamamı kuşatılmaz, kaynağı kurumaz ve arzın, senin halka olan açık ama kendisine itaat edilmeyen ya da çekindiğinden dolayı saklanan bir hüccetinden boş kalmaz. Böylece hüccetin bâtıl olmaz.
Senin dostların da hidayet olduktan sonra dalâlete düşmezler. Ama onlar (dostların) neredeler ve sayıları ne kadardır?
Onlar sayıca çok az olsalar da, zikri yüce olan Allah katında değerleri çok büyüktür.
Onlar, dinin kılavuzları olan Hidayet İmamlarına tâbi olurlar, onların edepleriyle edeplenir, yollarından yürürler. İşte o zaman ilim, imanın hakikati ile birlikte onlara doğru akın eder de ruhları, ilim önderlerinin davetine icâbet eder
Başkalarına zor gelen hadisleri onlar kolaylıkla kabul ederler; yalancılar ve israfçıların çekinip kabullenmedikleri şeylerle huzur bulurlar.
İşte, âlimlere uyanlar onlardır. Onlar, yüce Allah'a ve velilerine itaat ederek, dünya ehliyle birlikte oldular; dinlerinde takiyye edip düşmanlarından korundular.
Onların ruhları, en yüce makama bağlıdır, âlimleri ve onlara uyanlar, bâtıl devletinde dilsiz ve suskundurlar, hakkın devletini beklerler. Allah yakında kendi sözleriyle hakkı yüceltecek ve bâtılı yok edecektir.
O korkulu durumda dinlerini sabırla korudukları için ne mutlu onlara! Onların devleti oluştuğunda, onları görmeyi ne kadar da çok isterim! Allah onları, sâlih babalarını, eşlerini ve nesillerini bizimle birlikte Adn Cennetinde birleştirecektir."
Bir gün, Emîrü'l-Mü'minîn'm Hz. Ali (aleyhi's-selâm) yanına gittiğimde derin derin düşündüğü halde yeri çizdiğini gördüm. "Ey Emîrü'l-Mü'minîn! Senin derin derin düşünerek yeri çizdiğini görüyorum. Yoksa ona rağbet mi ediyorsunuz?" dedim.
Buyurdu ki: "Hayır, Allah'a and olsun! Ne ona, ne de dünyaya bir gün bile rağbet etmedim. Yalnız Benden olacak olan on birinci çocuğumu düşünüyorum. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdî odur.
O Gaybet'e çekilecek ve bir şaşkınlık dönemi başlayacak, bazıları bu dönemde sapacak, bazıları ise hidayete ereceklerdir."
"Ey Emîrü'l-Mü'minîn! Bu şaşkınlık ve Gaybet dönemi ne kadar sürecek?" diye sordum. Buyurdu ki: "Altı gün veya altı ay veya altı yıl."
"Bu mutlaka olacak mı?" diye sordum.
Buyurdu ki: "Evet, tıpkı onun yaratıldığı gibi. Sen buna ulaşamazsın ey Esbağ! Onlar bu ümmetin seçkinleri olup ıtretin seçkinleriyle birliktedirler."
"Peki, ondan sonra ne olacak?" dedim. Buyurdu ki: "Sonra Allah dilediğini yapacaktır. Çünkü Allah'ın bedaları, iradeleri, gayeleri ve sonuçları vardır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
"O öyle bir Gaybet'e çekilecek ki, sonunda cahiller, 'Allah'ın Âl-i Muhammed'e ihtiyacı yoktur' diyecektirler."
Ebu İshak'tan şöyle nakleder: Emîrü'l-Mü'minîn'in Hz. Ali (aleyhi's-selâm) ashabından güvenilir birinden duydum ki, Emîrü'l-Mü'minîn (aleyhi's-selâm) bir hutbesinde söyle buyurdu:
"Allah'ım! Ben biliyorum ki, ilmin tamamı kuşatılmaz, kaynağı kurumaz ve arzın, senin halka olan açık ama kendisine itaat edilmeyen ya da çekindiğinden dolayı saklanan bir hüccetinden boş kalmaz. Böylece hüccetin bâtıl olmaz.
Senin dostların da hidayet olduktan sonra dalâlete düşmezler. Ama onlar (dostların) neredeler ve sayıları ne kadardır?
Onlar sayıca çok az olsalar da, zikri yüce olan Allah katında değerleri çok büyüktür.
Onlar, dinin kılavuzları olan Hidayet İmamlarına tâbi olurlar, onların edepleriyle edeplenir, yollarından yürürler. İşte o zaman ilim, imanın hakikati ile birlikte onlara doğru akın eder de ruhları, ilim önderlerinin davetine icâbet eder
Başkalarına zor gelen hadisleri onlar kolaylıkla kabul ederler; yalancılar ve israfçıların çekinip kabullenmedikleri şeylerle huzur bulurlar.
İşte, âlimlere uyanlar onlardır. Onlar, yüce Allah'a ve velilerine itaat ederek, dünya ehliyle birlikte oldular; dinlerinde takiyye edip düşmanlarından korundular.
Onların ruhları, en yüce makama bağlıdır, âlimleri ve onlara uyanlar, bâtıl devletinde dilsiz ve suskundurlar, hakkın devletini beklerler. Allah yakında kendi sözleriyle hakkı yüceltecek ve bâtılı yok edecektir.
O korkulu durumda dinlerini sabırla korudukları için ne mutlu onlara! Onların devleti oluştuğunda, onları görmeyi ne kadar da çok isterim! Allah onları, sâlih babalarını, eşlerini ve nesillerini bizimle birlikte Adn Cennetinde birleştirecektir."
Bir gün, Emîrü'l-Mü'minîn'm Hz. Ali (aleyhi's-selâm) yanına gittiğimde derin derin düşündüğü halde yeri çizdiğini gördüm. "Ey Emîrü'l-Mü'minîn! Senin derin derin düşünerek yeri çizdiğini görüyorum. Yoksa ona rağbet mi ediyorsunuz?" dedim.
Buyurdu ki: "Hayır, Allah'a and olsun! Ne ona, ne de dünyaya bir gün bile rağbet etmedim. Yalnız Benden olacak olan on birinci çocuğumu düşünüyorum. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdî odur.
O Gaybet'e çekilecek ve bir şaşkınlık dönemi başlayacak, bazıları bu dönemde sapacak, bazıları ise hidayete ereceklerdir."
"Ey Emîrü'l-Mü'minîn! Bu şaşkınlık ve Gaybet dönemi ne kadar sürecek?" diye sordum. Buyurdu ki: "Altı gün veya altı ay veya altı yıl."
"Bu mutlaka olacak mı?" diye sordum.
Buyurdu ki: "Evet, tıpkı onun yaratıldığı gibi. Sen buna ulaşamazsın ey Esbağ! Onlar bu ümmetin seçkinleri olup ıtretin seçkinleriyle birliktedirler."
"Peki, ondan sonra ne olacak?" dedim. Buyurdu ki: "Sonra Allah dilediğini yapacaktır. Çünkü Allah'ın bedaları, iradeleri, gayeleri ve sonuçları vardır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)